18. BÖLÜM

19K 1.2K 368
                                        

Multi Özgür Doğan :")

İyi okumalarr

Çalan alarm sesi ile gözlerimi araladım. Bedenim uyanmıştı ama ruhumun hala uykuya ihtiyacı vardı.

Dün akşam Yağmur bizim evde kalmıştı. Neler olup bittiğini en başından itibaren anlatmamı istemişti. Haliyle gece geç saatte uyumuştuk. Kötü hissettiğimde kimseye haber vermeden ortadan kaybolmama biraz kızmıştı. Partiye gelen herkese çok ayıp olduğunu düşündüm. Ege ve Özgür hariç herkese özür ve mahcubiyet içerikli mesaj atmıştım. Bana o gece mesaj atan kişiyi yine aramaya çalışmıştım. Operatör numaranın kullanım dışı olduğunu söylemişti.

Yataktan kalkıp Yağmur'un kaldığı odaya gittim. Çoktan uyanmış. Dün akşam Cemil abi Yağmur'un kıyafetlerini getirmişti onları bile giyinmişti.
Kapıda beni fark etti ve gülümseyerek "Günaydın" dedi

"Günaydın ne ara uyandın sen ya?" Sabah sabah bu enerjiyi nasıl buluyordu acaba kendinde? Ben gözümü zar zor açıyorken.

"Uyuşuk değilim senin gibi. Git üstünü değiştir. Yoksa okula böyle mi gelmeye karar verdin?"

"Tamam gidiyorum merak etme. Uyandın mı diye kontrole gelmiştim sadece" güldüm ve kapıyı çekip kendi odama geçtim. On dakikalık hazırlanma işleminden sonra odadan çıktım. Yağmur aşağıda beni bekliyordu. Merdivenlerden indiğimi görünce oturduğu koltuktan kalkıp kapıya yöneldi. Birlikte çıktık evden.

Cemil abi ilk önce pastahaneye sonra da okula bıraktı bizi. Sınıftan içeri girdik eşyalarımızı sıraya bırakıp Melih ve Gizem ile sohbet etmeye başladık. Rahatsızlanıp hastahanede gece boyu kaldığımı, tekrar kusura bakmamalarını falan dile getirdim. Sınıftan içeriye giren Ege'yi görünce yanlarından ayrıldım. Numarası olmadığı için bir şey söylememiştim o gün hakkında.

"Merhaba Ege nasılsın?"

"Oo Hazan nerelerdesin sen? Kendi partinden nasıl kayboldun anlatsana"

"Kusura bakma gitmem gerekti. Biraz rahatsızlandım. Sizlere karşı mahcup oldum. Numaran olmadığı için mesaj da atamadım"

"Sorun değil, başka bir partiye artık" deyip göz kırptı.

Gülümsedim. "Özgür'ü gördün mü?"

"Görmedim parti gününden sonra. Aradığımda açmadı telefonu. Ama gelir birazdan" Ege cümlesini bitirir bitirmez Özgür girdi sınıfın kapısından içeri. Yüzü yine buz kütlesi gibiydi. Sırasına doğru ilerlerken elleri dikkatimi çekti. İkisi de saygılıydı. Ege de benimle aynı anda fark etmiş olacak ki

"Kardeşim ne oldu eline?" Diyerek şaşkınlığını gizleyemedi

"Yok bir şey dön önüne" Özgür'ün bu sert tepkisine kaşlarını çatsa da cevap vermedi Ege.

Özgür'ün yanına doğru birkaç adım attım.

"İyi misin?" Diye bir soru yönelttim. Cevaplamaya dahi tenezzül etmedi.

"Şey diyecektim..." cümleye başlamıştım ki Özgür bakışlarını bana çevirdi. O kadar sert bakıyordu ki cümlem yarım kalmıştı. "Cumartesi günü için kusura bakma. Partiden gitmek durumunda kaldım. Size ayıp oldu"

Çenesinin titrediğini fark ettim.
"Bitti mi?"

"E-evet" böyle bir tepki beklemediğim için aniden saçma cevap verdim.

"İyi gidebilirsin artık" bu çocuğun derdi neydi böyle? Yine gıcıklığı tutmuştu. Söylediği sözlere karşın sinirlendim ama bir cevap vermeden sırama geri oturdum. Ruh hastası. Boşuna demiyorum çift kişilikli diye.

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin