20. BÖLÜM

16.9K 1.1K 521
                                        

Herkese merhabaa

Bu bölümün şarkısı;
Feridun Düzağaç- Beni bırakma

Lütfen multiyi yeri geldiğinde dinleyerek okuyun..

İyi okumalar :")

Yazar'dan

Ares daha fazla dizlerinin üstünde duramadı. Canı fazlasıyla acıyordu. Vücudunu ayakta tutacak gücü bulamıyordu kendinde. Sağ tarafa doğru bedenini bıraktı yere. Çok güçsüz görünüyordu. Yerden kalkmak istedi. Hazan onu böyle görürse üzülürdü. Doğrulmaya çalıştı ama başarısız oldu.

Hazan ise Ares dizlerinin üstüne çöktüğünde sırtındaki kanamayı görünce adını haykırmıştı. "Areesss" yere düşüğünü görmesiyle zar zor onun yanına adımlamıştı. Ares kulaklarında bir uğultulu duymuştu. Ama artık zihnini açık tutmakta güçlük çekiyordu. Adını mı söylemişti Hazan? Bunca yıl sonra adını mı duymuştu onun dilinden? Aklından bunları geçirirken Hazan Ares'in başını yerden kaldırdı. Dizlerinin üstüne koydu. Saçlarını seviyordu.
"Ares hastahaneye götüreceğim seni. Ne olur dayan." tüm gücüyle haykırdı ara sokakta Hazan "Yardım edinn! Birisi yardım etsin ne olur." gözlerinden yaşlar akıyordu. Yıllar sonra bulduğu Ares kollarında acı çekiyordu. "Yardım edin yalvarırım .. Ona bir şey olmasın"

Ares onun sesini duymasıyla kendini zorladı bir şeyler söyleyebilmek için. Yıllar sonra adını ikinci kez duymuştu ağzından. Eğer zihninin bir oyunu değilse bu hatırlıyordu Hazan onu. Ağzını aralayıp bir şeyler söylemek istedi. Ama sesi çıkmıyordu. Biraz daha zorladı kendini. Dudaklarında zar zor bir kelime dökülmüştü.
"Hh-aaz-aan" Hazan onun ağzından çıkan kelime ile eğilip yüzüne yaklaştı.
"Şşşş Ares buradayım, buradayım. Ne olur dayan biraz daha. Bırakma beni lütfen söz ver"
Yine bir feryat çıktı ağzından "Yardım edin yardımm"

O esnada Hazan'ın yakarışları duyan yoldan geçen iki genç sesin geldiği yere doğru adımlarını hızlandırmıştı.

Ares "söz" diyecekti ama gücü yetmemişti. Hazan'ın ondan söz istemesi dudağını hafif kıvırmasına neden olmuştu. Başını sallamak ile yetindi. Yutkundu. Sırtı uyuşmaya başlamıştı. Artık kendini ayık tutamıyordu. Gözlerini kapattı. İki genç Hazanların yanına gelişmişti.

"Yardım edin ne olur bıçaklandı. Hastahaneye götürelim arabamız var yardım edin"

Çocuklar Ares'i dikkatli bir şekilde yerden kaldırdılar. Çok kan kaybetmişti. Hazan Ares'in cebindeki arabanın anahtarını çıkarttı. Kildi açıp arabanın kapısını da açtı çocuklar Ares'i içeriye koydular. Yan bir şekilde bırakmışlardı içeri. Hazan başını bacaklarının üstüne koydu. Çocuğa arabanın anahtarını uzattı. Çocuk arabanın anahtarını almasıyla gazı kökledi. Hastahaneyi tarif etti Hazan.

Gözlerinden yaşlar bir bir süzülürken hıçkırarak ağlıyordu. Kalbinin ağrısını bile şimdi fark ediyordu. Zorlanarak nefes alıyordu oysa ki kaç dakikadır. Ares'i düşünürken kendini hiçe saymıştı çünkü. Tek düşündüğü o olmuştu haliyle bunu fark edememişti. Ellerini bıçaklandığı noktada tutup kanamasını durdurmaya çalışıyordu. Ama çok fazla kanaması vardı. Bunu görmesi daha çok kötü hissetmesine sebep oldu. Kalp ağrısı iyice şiddetlenmişti nefes alması kesik kesik devam ediyordu. Önceki çocuğa seslendi. "Çantamda i-ilacım varr" çocuk Hazan'ın çantasından ilacını çıkarıp ona uzattı. Hazan Ares'in sırtından elini çekemezdi. Kanaması artardı yoksa.
"Eli-mmi çekemem se-nn sık" çocuk ilacı alıp Hazan'ın ağzına yerleştirip sıktı. Derin nefes almaya çalıştı. Kim bilir Ares'in canı nasıl acıyordur. Yine başını eğip onunla konuşmak istedi. "Ares beni duyuyor musun? Ares bir cevap ver ne olur. Ares" Hazan umut dileniyordu adeta ama Ares çoktan gözlerini kapatmıştı. Duymuyordu onun yakarışlarını. Her zaman gittiği hastahane yolu bir türlü bitmek bilmiyordu. Sanki yollar onu hastahaneye götürmesini istemiyordu. "Daha hızlı sür yalvarırım." Çocuk hızını biraz daha arttırdı.

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin