36. BÖLÜM

14.8K 706 499
                                        

Herkese merhabaaa

Uzun süredir birkaç aksilik yüzünden bölüm atamadığım için kusura bakmayın.

Vote ve yorumlarınızı ihmal etmeyin lütfen.🌟🌟🌟🌟

İyi okumalar :")

HAZAN KARADAĞ

Elimdeki market listesi son defa kontrol ettim. Gözümden bir şey kaçsın istemiyordum. Bugün Ares, babası Korhan amca ve annesi Hanife teyze akşam yemeğine davetlilerdi. İngilteredeki şirket ile imzalanan iş sözleşmesini kutlayacaktık. Listede armut dışında eksik bir şey olmadığına emin olduktan sonra market arabasıyla kasaya doğru ilerledim. Alığım malzemeleri bir bir kasadan geçirip, ücreti de ödeyerek poşetler ile birlikte marketten çıktım. Elimdeki poşetleri arabamın bagajına yerleştirdim ve eve doğru harekete geçtim. Neslihan ablanın yerine babam Sevda adlı genç birini işe almıştı. Hâlâ ona ısınamamıştım. Bu yüzden akşam için hazırlıklarda Sevda'ya yardım etmek istiyordum. Gelecek olan kişiler benim için çok önemliydi. Yıllar sonra ilk defa Ares, annesi ve babası ile birlikte yemek yiyecektik. Ailesi, Ares ile olan ilişkimi bildiği için içimde tuhaf bir heyecan vardı. Hazırlayacağımız yemekleri beğenip beğenmeyecekleri de merak konusuydu.

Yaklaşık yirmi dakikanın sonunda eve varmıştım. Sevda poşetleri taşımamda yardımcı oldu. Odama çıkıp üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup rahat bir şeyler giyinip tekrar mutfağa indim.

Dün Sevda ile bir yemek menüsü oluşturmuştuk.
Aperatif olarak; krep kanepe, fırında beyaz peynir, biftek sarma.
Başlangıç olarak; domates çorbası.
Salata olarak; mevsim salatası, tartar soslu kereviz salatası.
Ana yemek olarak; rosto köfte, patates püresi, bademli pilav.
Tatlı olarak; Armut tatlısı.

Sevda, ben yukarıdayken başlamıştı yemekleri hazırlamaya. Önlüğümü takıp ellerimi yıkadım. Daha sonra krep kanepe için bir krep hamuru hazırlamaya başladım.

Birkaç saattir mutfakta hazırlıkları tamamlamaya çalışıyorduk ki kapı çaldı. Markette bulamadığım armutu Cemil abi halden alacaktı. O gelmiş olmalıydı. Önümdeki biftekleri sarmaya devam ettim.

"Hazan hanım, Ares bey geldi."
Ares'in geldiğini duyunca biftekleri bırakıp lavaboda hızla ellerimi yıkadım. Önlüğe ellerimi silerek mutfak kapısına doğru ilerledim. Boynunda sarılı olan siyah atkısını çıkartıyordu. Üzerimdeki önlüğü süzdükten sonra gülümsedi ve sarıldık.

"Hoşgeldin, geleceğinden haberim yoktu."

"Mesajlarıma saatlerdir cevap vermeyen sevgilimi görmek istedim."

"Akşam yemeği için hazırlık yapıyorduk. Telefona bakamadım."

"Yemek yaptığın yüzündeki undan belli oluyor." Dedi ve elini yanağıma sürdü.

Gülümsedim ve yanağımdaki elini tutup avucunu öptüm.
"Misafirlerimize yaprak yedirmek gibi bir niyetim yok." Dedim. Ares'in bıçaklandığı zamandan sonra evinde anlattığı yıllar önceki anımıza dair misilleme yapmıştım. Söylediğim şey karşısında kahkaha atıp ellerini saçlarına geçirip düzeltti.

"Bir an emin olamadım."

"Ares." Dedim ve kaşlarımı çatmaya çalıştım. Sanki karşısında ciddi durabilecekmişim gibi.

"Efendim güzelim."

"Senin başka işin yok mu?"

"Var. Seninle uğraşmayı seviyorum ama biraz daha burada oyalanırsam akşam yemeğe geç kalacağım."

"Bir yere mi gideceksin?"
Üzerindeki montunu çıkartmamıştı. Fazla kalmayacaktı sanırım.

"Kuaföre gitmem gerekiyor. Saçlarım fazla uzadı. Dışarıya çıkmışken de seni göreyim dedim."

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin