39. BÖLÜM

11.1K 690 347
                                        

Herkese merhabaa..

Final sınavlarımın bitmesiyle evime geri döndüm ve en kısa sürede yeni bölmü yazmaya çalıştım.

Bölümü yazarken içime sinmediği için birkaç defa silip yeniden düzenleyerek yazdım. Bu yüzden biraz gecikti. İçime sinmeyen bir şeyi sizlere okutmak isemem.

Benim ağzımdan yazılan kısımda yine geçmişe yönelik bir anlatım var.

Okurken lütfen sol alt köşede bulunan yıldıza (⭐) basmayı ve yorum yazmayı ihmal etmeyin.

İyi okumalar :")

HAZAN KARADAĞ

"Ye-etter a-rrtık" hissettiğim acı ile kurmaya çalıştığım birkaç kelime bile zar zor çıkmıştı dudaklarımdan.

"Bunca yıl bu anı bekledikten sonra mı? Hiç sanmıyorum." Cümlesi biter bitmez karnıma yediğim bilmem kaçıncı tekme ile iki büklüm olmuştum. Nefes aldıkça karnıma bıçaklar saplanıyor gibiydi. Cenin pozisyonunda kıvranırken gözlerimi sımsıkı yumdum.

Bu durumumdan zevk alıyormuşcasına attığı kahkaha tüm depoda yankılanıyordu.
Birkaç dakika derin nefesler alıp canımın acısının hafiflemesini bekledim.

Yaklaşık iki günüdür bu depodaydım. Esra'nın anlattığı şeyler aklımdan bir türlü çıkmamıştı. Onunla kardeş miydim yani? Babam yüzünden bunca yıl acı mı çekmişti? Babam işlerine herzaman önem verirdi ama nasıl bu kadar vicdansız olabilirdi? Peki ya annem? Annem onun yüzünden mi hayatını kaybetmişti? Yıllarca onun özlemini yaşarken buna sebep olan kişinin babam olduğunu öğrenmek beni yıkmıştı. Bu duyduklarım vücudumdaki ağrılardan daha ağır bir acıydı sanırım.

"Esra, ben.. s-sana hiç bir şey.. ya-yapmadım." Babama olan nefreti yüzünden bana zarar veriyordu.

"Varlığınla bile hayatımın içine s*çmaya yettin. Daha ne olsun? Sana bu yaptıklarım daha hiç bir şey Hazan. Yavaş yavaş mahvedeceğim seni." Konuşurken etrafımda yürüyererek daireler çiziyordu. Bu davranışları ve sözleri beni iyice korkutuyordu ama belli etmemem lazımdı. Ona istediği şeyi vermemeliydim.

"Şimdi Ares'in gelip seni yeniden kurtaracağını düşünüyorsun dimi?" Cevaplamadım. Hâlâ aynı pozisyonda bekliyordum. Benden tepki alamayınca yanıma çöktüğünü hissettim. Her ne kadar gözlerim kapalı olsa da fark edebiliyordum.

"Beni iyi dinle aptal kız. Sorduğum sorulara cevap vereceksin." Saçımı elleriyle kavrayıp kendisine doğru yaklaştırdı. Oturur pozisyondaydım ve o kadar yakındık ki nefes alış verişini yüzümde hissediyordum.

Gözlerimi aralayıp onun gözlerine baktım. Başımı olumlu anlamda sallayıp
"Gelecek." Dedim kendimden emin görünmeye çalışarak. Ares beni bırakmazdı. Beni yine kurtarırdı.

"Bu sefer seni bulması için ona yardım edecek birisi yok. Beni o Özgür denen hastalıklı çocuk ile de karıştırma sakın. Arkamda iz bırakmam ben. Zaten o asalak yüzünden planımı yeterince geciktirdim." Ellerinde bulunan saçlarımı gevşetip uzaklaştı benden.

"Yeter bu kadar sohbet. Sıkılmaya başladım. Hadi biraz oyun oynayalım." Dedi ve ilerlemeye başladı.

Ne demek istediğini anlamamıştım. Gözlerimle onu takip ediyordum. Kulaklarıma gelen poşet sesleri ile içimde kötü bir his oluşmaya başladı. Tekrar yanıma geldiğinde ise elinde bulundurduğu şeylere baktım. İlaçlarımdı bunlar. Omuzlarımdan beni geriye doğru ittirmeye çalıştı.Ellerimle karşı koymayı denedim ama bağlı oldukları için bir işe yaramıyordu.

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin