29. BÖLÜM

15.9K 1K 993
                                        


Herkese merhabaa

Bu bölümüde kıyafet seçmemde bana çook yardımı geçen ve çok sevdiğim arkadaşım Feride_eva 'ya itaf ediyorum. "Gölgedeki İz" adlı hikayesine muhakkak göz atmalısınız.

-Multimedya : Semih Koçyiğit

-Multimedya: Historia de un amor
Yeri geldiğinde multimedyayı dinleyerek okuyun lütfen

İyi okumalar :")

Ares Demir

Bu sabah Hazan'ı görür görmez bir terslik olduğunu fark etmiştim. Yalan söylediğini yüzünü incelediğimde anlamıştım. Doğum gününde bile çok hafif bir makyaj ile gelen Hazan kahvaltı yapmaya gideceğimiz bir yere böyle gelmezdi. Ki düşüncelerimin doğruluk payı vardı. Ağrısının olduğunu söylemişti.

Yol boyunca aklımda yarın konuşma yapacağım davet vardı. Dün alışveriş merkezine gidip yeni bir takım almıştım. Mağazada işimi bitirince oradan ayrıldım. Arabama doğru geçmek için hareketlendiğimde vitrinde gördüğüm elbise ile kadın giyim mağazasının önünde durdum. O elbiseyi Hazan'ın üstünde hayal ettim. Kim bilir ne kadar çok yakışırdı. O an aklıma bana davette eşlik edebileceği düşüncesi gelmişti. Bugün kahvaltıda ona benimle gelmesini istediğimi söyleyecektim. Onunla birkaç saat daha fazla vakit geçirmek umuduyla. Teklifimi kabul ederse vitrinde bulunan elbiseyi o akşam giymesi için hediye olarak yollayacaktım. Böylelikle hayalden ibaret olmayacaktı üzerinde o elbiseyi görmek. Neyse ki kahvaltıda yarın benimle gelebileceğini söylemişti.

Birkaç dakika önce ona bir şey olacak düşüncesi ile yüz yüze gelmiştim. Bunu yapan şerefsizi bulmadan uyku yoktu bana. Kollarımda onu sakinleştirmeye çalıştığımda o kadar güçsüzdü ki sımsıkı sardım onu. Bir daha bırakmamak istercesine.

Bana aylardır gelen mesajlardan bahsetmememiş olmasına haliyle sinirlenmiştim. Günlerce o kişiyi bulmak için çabalamışken ona gelen mektup ve mesajlardan haberim bile yoktu. Bir an önce Giray abinin yanına gidip bu olayları bir çözüme kavuşturmamız lazımdı. Giray abi eski bir başkomiserdi. Üzerine yıkılan bir suçlama yüzünden beş yıl önce meslekten ihraç edilmişti. Yaklaşık dört yıl önce de ZıBar mekanını açmıştı. Yeni bir iş kurmuştu kendine. Mekan ilk açıldığında Birkan ile beraber gitmiştik birkaç defa. Eleman eksikliği yüzünden mekanı idare etmekte zorlanıyordu. Bizde ona yardımcı olmak amacıyla arada bir gelip çalışmıştık ZıBar'da. Bu yüzden beni her zaman oğlu gibi severdi. Daha yeni olan olayı kahve dükkanının güvenlik kamerası kayıt etmiş olmalıydı. Bu kayıtlara ulaşıp o şefersizi bulabilirdik. Kayıtları almak için Giray abinin bağlantılarına ihtiyacım vardı. Hazan'ı eve bıraktıktan sonra Giray abinin yanına gitsem iyi olacaktı.

Ve şuan denize karşı bir bankta göğsünü başıma yaslamıştı Hazan. Omzuna kolumu atıp iyice bastırdım göğsüme onu.
"Bundan sonra ben yanındayken kimse sana bir şey yapamaz" dedim ve saçlarına bir öpücük kondurdum. Söz vermiştim, bırakmayacağım seni Hazan. İçimden bir anda Sabahattin Ali'nin şiirini okumak geçti. Aslında şu anki durumumuzu özetliyordu bu şiir.

Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.

Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.

Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gel sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin