12. BÖLÜM

23.3K 1.4K 337
                                        


İyi okumalar :")

Arslan Karadağ

Holdig'deki  işlerime ara verip dinlenmeye başladım. Masamın üzerindeki takvime odaklandım. Cumartesi gününe yani 15 Ekim'e bir hafta kadar süre kalmıştı. Hazan artık 18 yaşında olacaktı. Ayakları üzerinde durabilen genç bir kız olmaya adım atacaktı. O gün gördüğüm rüyadan sonra düşünmek için çok fırsatım oldu. Yeni yaşında onun için yeni kararlar aldım.
Başta arkadaşı Yağmur ile dışarı çıkmasına izin verecektim. Biraz garip bir kıza benziyordu. Birkaç haftada Hazan'ı çok çabuk benimsemişti. Her ne kadar şuan daha güvenimi kazanamamış olsa da biraz tolerans tanıyabilirdim. Belki böyle davranırsam mutlu olur hastalığı iyiye giderdi. O tedaviye gerek dahi kalmazdı. Yaşıtları gibi pek fazla dışarı çıkmıyordu. Biraz gerçek dünya tanışması gerekirdi. Bencil bir insan olduğum için bunca yıl onu ayırmadım yanımdan. Ama seneye üniversiteye gidecekti ve onu okula hâlâ bırakamaya devam edemezdim. Bu yüzden doğum günü hediyesi olarak ona ait bir araba almayı planlıyorum. Bir kursa gidip ehliyet alarak sürmeyi öğrenebilirdi. Her ne kadar bunları yapmak istemeye gönlüm razı olmasa da Hazan için, Melek için kabullenmeliydim.

18. Yaşına özel küçük çaplı bir şeyler ayarlamayı düşünüyorum.. Yaptığım davetleri sıkıcı bulup mecburen katıldığı için bu fikre nasıl bakar emin değildim. Genç işi tam Hazan'ın sevebileceği bir şey olmalıydı. Bu yüzden Ares'ten yardım istesem iyi olurdu. O gün sunumlar ile döndükten sonra Hazan'ın onu galiba tanımadığını düşünmüş haklı olarak. Yıllar önce Korhan'lar Ankara'ya taşınmadan Ares ile küsmüştü. "Bir daha seninle asla konuşmayacağım." diye kaçıp uzaklaşmıştı ondan. İnatçı keçi bir daha o günden sonra Ares'in adını dahi geçirmemişti. Koskoca on üç yıl geçti. Onu unutmuş olması normaldi. Belki bu organizasyon onların yeniden arkadaş olabilmesi için bir fırsat olurdu. Ares'i severim çok iyi çocuktur. Hazan'ın yanında olmasına gözüm kapalı güvenebilirdim. Kapımın tıklanmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim. Ares gelmişti.

"Arslan amca müsait misin acaba? Yeni ihale ile ilgini sözleşme şartlarını mail attı Mitchell bey. Göz atmanız için getirdim bende."

Yeni bir ihale için anlaşmaya varmaya çalışıyorduk. Eğer şartlar uygun bulunursa yakın bir zamanda İngilitere'ye gidecektik. Yeni iş ortaklarımız ile görüşüp imza atacaktık.

"Gel oğlum müsaitim. Evrakları masama bırak birazdan göz atarım. Bende zaten seninle konuşacaktım iyi oldu yanıma uğraman" dedim.

Evrakları masaya bırakıp koltuklardan birine oturdu.
"Buyrun Arslan amca dinliyorum" dedi.
Bende söze başladım direk.
"15 Ekim Hazan'ın doğum günü. Bende küçük çaplı bir şeyler ayarlamak istiyorum. 18. Yaşına özel. Bu konuda sana danışmak istedim. Biliyorsun biz biraz eski kafalıyız. Benim anladığım büyük davetler sadece. Gençler ne sever, nasıl bir mekan ister bu konu hakkında bir fikrim yok. Senden ricam benim için bu konu ile ilgilenmen."
Yüzünde bir gülümseme oluşturdu. 

"Tabiki Arslan amca Hazan için elimden geldiğince güzel sade bir organizasyon ayarlamaya çalışırım. O iş bende içiniz rahat olsun" dedi. İşte beklediğim cevap buydu.

"Tamam o zaman sana bırakıyorum bu işi. Bende hediye bakınmaya vakit ayırırım. Bu arada belki bu parti ona kendini hatırlatman için iyi olur. İkinizi yanyana eski zamanlardaki görmeyi çok isterim" dedim ve gülümsedim. Eğer Hazan biri ile görüşecekse bu benim içime sinen bir insan olmalıydı. Erdem'in oğlu Can gibi karaktersiz bir ergen olacağına oğlum gibi sevdiğim Ares olmalıydı yanında değil mi?

"Tamamdır Arslan amca. Sizden müsaade istiyorum. Yerime dönsem iyi olacak. Yapmam gereken birkaç işim vardı. Bu konu hakkında daha sonra tekrar konuşuruz. İyi çalışmalar." diyerek yanımdan ayrıldı. Bende masamın üstünde duran evraklara göz atmaya başladım.

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin