2 AY SONRA
(Frank)
Bugün yolculuğun ilk gecesiydi. Çok yorulmuştum. Ordan oraya koşmuşlardı. Kendini yatağına attı. Tıpkı eski günlerdeki göreve çıkmışlardı hemde tanıdık bir gemiyle:2. Argo ile. Eski günlerdeki gibi maceraya yelken açmışlardı. Tek bir farklılık vardı: aralarına yeni biri katılmıştı,Annabeth,. O değişik bir kızdı . Kolay kolay öfkelenmiyordu . 2 ay önceki olay normal bir şey değildi. Kendini bayadır tutuyor olmalıydı. Ama yine de iyi bir kızdı. Hazel ı düşündüm bi an. Hava da uçarken Hazel'ın uçuşan saçları geldi gözümün önüne. Daha 1 dakika önce konuşmuştuk ama yine de özlemiştim. Göz kapaklarım ağırlaşmıştı. Kendimi uykunun huzurlu kollarına bırakıyordum. Gözlerimi kapadım
Gecenin 4 ünde bir çığlıkla uyanıyorum . Uyurken huzurlu bi uyku mu demiştim. 'Öldürdüm,onları öldürdüm,!!' Diye sesler geliyordu dışardan. Meraklanmıştım. Pijamalarımla dışarı çıkmıştım. Herkes Annabethin odasının önündeydi. En son uyanan bendim sanırım. Oraya doğru yürüdüm . İçeri girdim. Annabeth kabus görüyordu. 'Hayır hayır! Bu gerçek olamaz onlar ölemezzz !!' Kendini yırtıyordu adeta . Ağlıyordu. 'Annabeth uyan hadi sadece kabus görüyorsun haydi uyan' diye uyandırmaya çalışıyordu Percy. Bi anda doğruldu yatağından. Nefes alış verişi hızlanmıştı. Titriyordu . Nerde olduğunu çözmeye çalışıyor gibiydi. 'Geçti hepsi Annie. Sadece kötü bir kabustu' diyip yanına oturuyor Hazel. Omzunu yaslıyor Hazel'a hala ağlıyordu. ' Hayır kabus değildi. Bir zamanlar hepsi gerçekti. Ben 14 yaşındayken' diyor. ' Su getiriyim mi' diyorum. 'Getirsen iyi olur' diyor Piper.Su alıp geliyorum. Kendini biraz daha toparlamış duruyor. Bardağı uzatıyorum . Bir yudum alıyor. 'Gidin yatın siz. Yeterince yoruldunuz.' diyor. 'Sorun değil , alışığız. Hem uyanık olmamız iyi oldu. Canavarların saldırısını önceden görebiliriz' diyor Percy . 'Şom ağzını kapa Jacskon. Çünkü bugün canavar falan görmek istemiyorum . İlk günden olmaz' diyor Leo (Bunlar gece vakti ne içiyordu da bu kadar aptal espriler yapabiliyorlardı(!)) gülüyoruz. 'Bu gece uyanığız o zaman' diyorum. 'Hadi güverteye, biraz hava alırız hem' diyorum. ' Leo, wall-e bu kadar sevdiğini bilmiyordum' diyor Percy. Leo nun pijamasına bakıyorum . Gülüyoruz hep beraber. Yukarı çıkarken ' Teknik şeyleri severim' diyor Leo
(Annabeth)
Rüyamda yine onları gördüm. Onların ölümünü . Daha doğrusu onları öldürdüğümü. Tanrıların ise sadece izlediklerini. Kalktığımda Percy yanımdaydı. Bana bakıyordu. Benim için endişelenmişti. Ve diğerleri . Herkes ordaydı. Bi an affalladım . Yine mi uyurken çığlık atıyordum. İstemsizce ağlıyordum. Hepsi birden beni teselli etmişti. Özellikle Percy.Bu yolculuğa onlarla başlamıştım. Onlara güvenmeyip kimlere güvenicektim ki hem. Onlara anlatmaya kara verdim . Güverteye doğru çıkıyoruz birlikte kahkahalar eşliğinde . 2 yıldan beri ilk defa bu kadar çok gülüyorum. Güverteye oturuyoruz 7 li olarak. 'Ee rüyanda ne gördün 'diye sordu Leo. Hazel onu dürttü. 'Heyy özele saygı lütfen Leo. Hem daha kendisini toparlamadı' diye azarladı onu. Gülümsedim. 'Sorun değil. Zaten anlatmayı düşünüyordum . 7 yaşında evden kaçmıştım. 7-8 yaşlarımda Jace ve Emily buldum. Onlar da yetimhaneden kaçmışlardı . Jace benden 1 yaş büyüktü Emily ile de aynı yaştaydım. 8 yaşımın sonlarına doğru onlarla karşılaştık: Margerıt , Sophie, Alisyha . Margerıt Emily e; Sophie Jace'e ; Alisyha da bana baktı. 11 yaşında Sam adında biri ile tanıştım. Ondan hoşlanmaya başlamıştım. 13 yaşında da ikimiz de birbirimizi sevdiğimiz söylemiştik. Alisyha benle ilgilendiği için onunla daha fazla vakit geçiriyordum daha özeldi benim için. Ama diğerlerini de seviyordum. Ayrı yaşıyorduk o zamanlar. Yakındı evlerimiz ama yine farklı evlerdeydik. Haftanın 2-3 günü Margerıtlarda toplanırdık-sesim çatlamıştı. Ama kaldığım yerden devam ettim'-13 yaşımda 12 Martta Alisyha nın bir randevusu vardı. Bende o günlerde başıma bir şey geliceğini biliyordum. Ama kimseye bir şey dememiştim. Evden çıkmıştı. Kapıları kitledim. Evde birileri vardı. Kapıya doğru bakıyordum . Arkamdan bir el ağzımı kapamıştı. Sonra bi anda eller çekildi ağzımdan . Arkamı döndüğümde Alisyha ordaydı ve beni kurtarmıştı. 4-5 kişiydiler. Dediğim gibi o zamanlar savaşmayı bilmiyordum. Koltuğun arkasındaydım olanları dehşetle izliyordum. Kapının olduğu köşede boydan bir ayna vardı. Adamlardan-' ve ağlamaya başlamıştım ama hikayeye devam etmem gerekiyordu'- Biri Alisyha yı öyle bir fırlattı ki aynaya çarptı. 'Alisyhaa!' Diye bağırmıştım. Yanına gittim. Her yeri kan içindeydi. O kırılma sesini hala hatırlıyorum. Sonra Deucalion adında biri'Böyle olması senin suçun. Biz sadece seni alıcaktık' dedi. Düşünemiyordum. Şok içindeydim. Hiç bir şey yapamadım. Gözlerim kapanmıştı. Gözlerimi açtığımda karanlık bi yerdeydim. Kaç gün geçmişti bilmiyorum. Alisyhanın cesedi yanımdaydı. O an ordan çıkmam gerektiğini biliyordum ama yapamadım en azından 3 gün boyunca. 3 gün Alisyha nın cesedi ile aynı karanlık çukuru paylaştım. Ama kaçmıştım ordan. O eve bir daha hiç girmedim. Kimsenin girmesine de izin vermedim . Margerıtın yanına gittim . Olanları anlattım . 2 ay boyunca kimseyi görmek istememiştim. Yanımda hep Sam vardı . Bana güzel güzel şeyler diyordu. Ona tutundum . Başka kimseye değil. Vaktimin çoğunu onunla geçirmeye başladım. Diğerlerinin yüzüne bakamıyordum. Utanıyordum . Sonuçta en yakın arkadaşlarını öldürmüştüm. Benden nefret etmelerini bekledim ama bana yaptıkları şeyler o kadar güzeldi ki . Benimle daha yakından ilgilenmeye başladılar . Onlarla konuştum. Atlatabilceğime inandım bi anlık .'bekledim biraz. Herkes şaşkındı üzgündü. Başımı Percy nin omzuna yasladım ve anlatmaya devam ettim.'12 temmuz benim doğum günümdü. Herşey harika gidiyordu. Unutmamıştım o günü ama yıkılmamıştımda . Hala hayata tutunuyordum. Doğum günüm sıradandı. Kutlamak istemiyordum. O yüzden kutlamadım. Ama Sam beni bi yere götürmek istiyordu. Akşam tabi ki de . Bende en güzel kıyafetimi giymek için ilk kez o gün o eve adım attım ama hiç bir şeyi değiştirmedim. Giyindim. Onun gelmesini bekliyordum. Ceketimi kapının ordaki askılığa asmıştım . Kapı çaldı. O gün o kıyafet için de o kadar yakışıklı görünüyordu ki. Kapıdan çıkarken ceketimi almayı unutmuştum . Sadece başımı arkaya çevirmiştim ki bi araba Sam i ezmişti ve basıp gitmişti. Elektrik direğinin orda duruyordu cesedi. O gün yıkılmıştım ben . Çünkü 13 yaşında şubattan beri başıma bir şey geliceğini biliyordum. Onlara her gün yalvardım. Aileme bir şey olmasın diye . Alisyhanın ölümünden sonra yine yalvardım. Bu sefer Sam'e bir şey olmasın diye. Ama tınlamadılar beni. Onların gözünde görünmezdim. Çünkü onların gözünde isyan edemezdim. Bir gücüm falan da yoktu. O gün arkama bakmadan kaçtım . Alisyhayı öldüren kişi ile aynıydı ve bilerek yapmıştı. Asıl amacı beni öldürmekti.-' ciddi bir biçimde titriyordum. Percy üstündekini çıkarıp bana uzattı. Ve gözyaşlarımı sildi.'Bilmiyordum. Üzgünüm.' Dedi. Sizin hatanız değildi. Onların hatasıydı.Ben onları affetmiştim başıma gelen herşey için sahiplenmişlerini, bırakıp gitmelerini, hatta kendilerinin verdiği görev sırasında beni öldürmeye çalışmalarını hepsini affetmiştim ama karşılığında benden hayatımı çalmışlardı. Onları affetmemi bekleyemeyin .' Diye kapadım konuyu. ' Aynı kişi olduğunu nerden biliyorsun ya da bilerek çarptığını?' Diye sordu Leo. Onlara o gece bulduğum kağıdı gösterdim. Kağıdın üstünde ' Bu gece bu kızın cesedini istiyorum' yazılıydı. 'Vayy be sen neymişsin.' Dedi Leo az da olsa gülümsedim. 'Ve sen de 2 sene boyunca katilin kim olduğunu araştırdım buldun mu peki?' Diye sordu Jason. 'Evet buldum. Adı Deaculion. Ve hayatta olduğumu biliyor. Ama yerimi bilmiyor' diyorum. Sessizliğe gömülüyoruz . Herkes kendi düşüncelerine dalmıştı. Herkes dediklerimi sindirmeye çalışıyordu. 2 Argo da ilk güneş doğuşunu izliyoruz beraber. Kendimi 2 yıldan beri ilk defa güvende hissediyorum. Percy kollarını sarıyor bana . Ve birlikte güneşin doğuşunu seyrediyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİGOD!
FanfictionPercy Jackson: Tanınan en güçlü melez.Ölümcül hatası onun sonu olabilir. Jason Grace: Lider olmak için doğmuş. Ama yapabilceğinden emin değil. Frank Zhang: Roma kampının yargıcı.Ama işler sandığı gibi gitmiyor. Leo Valdez: Kendini hep yedek anahtar...