SÜPRİZ

121 10 0
                                    

(Jason)
Büyük eve doğru yürüdük. Percy dalgın görünüyordu. Aklı herhalde Ann'de kalmıştı. Salonda büyük bir sessizlik oldu. Kimse bu sessizliği bozmak istemiyordu. Nihayet Khreion 'Geçen gece ne olduğunu daha doğrusu neler yaptığınızı bizimle paylaşsan iyi olur Percy' dedi. Percy tam konuşmaya başlıcakken odaya Will girdi. 'Özür dilerim Kherion ama buna bakman gerek. Annabeth'in yarası normal bir yara gibi değil. Bi de üstüne aldığı darbe hiç iyi değil.' Dedi. Arkasından biri daha geldi. 'Acele etsek iyi olur. Küçük çığlıklar atıp odayı sallandırıyorda' dedi. 'Jason yasaklı bölmeye çık. Ordan Clamore yazan kitabı al gel. Acele et!' Dedi Khreion. Dediğini yaptım. Yukarı çıktım. Vay bee burda ne çok kitap vardı. Kitabı aramaya başladım. O kadar fazla kitap vardı ki nasıl bulucağımı bilmiyordum. Nihayetinde kitabı buldum. Biraz tozlanmıştı. Athena çocukları burayı öğrenseler çıkmaz istemezlerdi diye düşündüm. Vakit kaybetmeden revire koştum. Ann'in üstünde mavi bir elbise vardı. Yatakta kıvranıyordu. Yatak kenarları sıkıyordu. Ara sıra küçük çığlıklar atıyordu. Bir kaç şey yere düştü. Kherion kitabı karıştırmaya başladı. Aradığı şeyin ne olduğunu bilmiyorduk. 'Onu sıkıca tutun!' Dedi. Bizde onu tutmaya başladık. Ben omuzlarından tutuyordum. Percy ise elinden. Aralarında özel bir şey mi vardı? Kherion da bu sırada aradığını bulmuştu herhalde. Elinde ateşle çıkageldi. Buz istedi Will'den. Ne yapıcaktık bunlarla. 'Bu yarayı iyileştirmenin tek yolu bu Annabeth. O yüzden duvarını açıp bizi uzaklaştırmaya çalışma. Tehlikede değilsin. 'dedi sakince Khrerion. Ateşi yarasına hafiften değdirdi. Ann çığlık attı kafasını geriye doğru kaldırdı. Sinirleri belli oluyordu. Dişini sıkıyordu ama tüm bunları yaparken kendinde değildi. Gözlerini açar gibi oldu. Maviydi gözleri. Debeleniyordu. Canı yanmıştı. Kherion' Ann sıkı durman gerek. Bir şeyler mi görüyorsun anlat bize.' Ann kendinde değildi ama yine de konuşmak için çabaladı. Konuşan Ann değildi. 'Mezarlık.' Dedi titrek bir nefesle. Kherion 'Başka ne görüyorsun.'diye sordu. 'Ölüm.' Diye yanıtladı. 'Kimin mezarındasın?' Diye sordu Kherion. Ann cevap verdi. Ann'in yanındaki herkes şok olmuştu. Ama şuan bunu düşünemezdik.  Canı yanıyordu. Percy'nin eline tırnaklarını geçirmiş olcak ki eli kanıyordu hafiften. Sonra Kehrion buzu da ateşin altına aldı. Buz eridikçe yaraya damlıyordu. Sanırım bu daha da acıtıyordu. Çünkü etrafımızdaki herşey ya çatlıyor ya kırılıyor ya da yere düşüyordu. Deprem oluyordu bildiğiniz. Bi yarım saat bu şekilde geçti. Sonunda bitmişti. Ann'in kalp atışları yavaşladı. Daha düzenli nefes almaya başladı. 'Sanırım bundan sonraki zamanlarda bu şekilde yara aldığında ne yapmanı gerektiğini gördünüz.' dedi Kherion bana ve Percy' ye. Piper'ı bulmak için ordan ayrıldım. Ama Percy Ann'in başında bekliyordu.
(Annabeth)
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Ama hala aynı elbiseyle duruyordum. Hatırlamaya çalıştım dün olanları. Balo ya gitmiştik. Percy. Ona bir şey olmuş muydu? Aniden ayağı kalktım. Ve keskin bir ağrı hissettim. Yürümeme çok engel değildi. Ama yine de hızlı hareket etmemi engelliyordu. Revirden çıktım. Herkes bana baktı. Onlara aldırmadan koşmaya çalıştım. Topuklu ayakkabı yoktu ayağımda ama yine de ağrı yüzünden yavaştım. Büyük eve doğru koştum. 'Ann uyanmışsın. Yatman gerekirdi!' Dedi Leo. 'Evet evet haklısın' diyip geçiştirmeye çalıştım. 'Ann en azından yardım ediyim. Yaralı bir köpek gibi koşuyorsun.' dedi. Normalde olsa yumruğu geçirmiştim ama kendimi iyi hissetmiyordum. O yüzden hiç uğraşmadım. 'Güzel olmuşsun .' Dedi. Teşekkür ettim. Büyük eve gelmiştik. Kapıdan girdik. Percy'yi görünce sarıldım ona. 'İyi misin?' Diye sordum. 'İyim ama senin dinlenmen gerekirdi.' Dedi. Gülümsedim. 'Neler oldu kaçtığımız hatırlıyorum ama sonrası...' Dedim. Her şeyi anlattı Percy. 'Bi de dans etmeye gitmiştik dimi(!)' dedi Percy alay edercesine. Gülümsedim. Her bir hareketimle canım yanıyordu. Ama olsun.' Ann neler olduğunu hatırlamıyorsun dimi.' Dedi Malcolm. Ne hatırlamam gerekirdi ki?' Ne gibi' dedim. 'Seni tedavi ederken kendini bir mezarlıkta gördüğünü söyledin. Ölümden başka bir şey hissetmediğini ve birinin öldüğünü o kişinin mezarında olduğunu.' Dedi Jack. 'Kimin?' Dedim sakin kalmaya özen göstererek. 'Benim' dedi Percy. Donmuştum. İstedikleri ben değil miydim? Neden Percy ölüyordu. Kendimi hatırlamaya zorladım. Evet mezarlık görmüştüm ama bu mezarlık Melez kampındaydı. Yaşayan kimse kalmamıştı. Derin nefes alamaya çalıştım. Astımımı engellemeye çalışıyordum. Travis 'Ann sana bir paket var.' Dedi. Gizli hayran mı? Herkes bana baktı. Bilmiyorum gibisinden baktım. Kutuyu aldım. Açar açmaz fırlatmam ve çığlık atmam bir oldu. Kutudaki örümcekler etrafa saçılmıştı. Donmutşum. Yerimden kımıldayamıyordum. Titriyordum. Kendime engel olamıyordum. Nefes alamıyordum. Percy beni kucağına aldı. Bahçeye çıkardı. Abilerimin hepsi dışarı çıkmıştı. Nefes alamıyordum. Astım ilacımdan bi fıs sıktım. Daha düzenli nefes alamaya çalıştım. 'Arakne!' Dedi Percy. Arakne değildi bunu yapan oysaki . Psikopat eski sevgilimdi.

DEMİGOD!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin