(Frank)
Kabustan uyanmıştım. Diğerlerini kaldırmalı mıydım? Yoksa sabahı mı beklemeliyim? Jason uyanıktı. Mutfaktaki sandalyelerden birine oturmuştu.Yanına gittim. 'Uyuyamadın mı?' Dedi. Hayır manasında kafamı salladım. 'Rüya mı' diye bir tahminde bulundu. 'Evet, sence diğerlerini uyandırmalı mıyım?' Dedim.'Bana anlat, sonra duruma göre düşünürüz.' Dedi. Rüyamı anlattım. 'Unuttuğumuz bişi mi var?' dedi. 'Bilmiyorum, peki ya diğer dedikleri' dedim. 'Bilemiyorum adamım. Şu sıralar çok şey oluyor.'dedi. Hak vermeden duramadım. 'Uyandırıyım mı' dedim. 'Gerek yok. Zaten bugün çok yoruldular.' Dedi. 'Siz ikiniz ne yapıyorsunuz bu saatte?' Diye bir ses geldi arkamızdan.Annabeth. 'Ne yapıyora benziyoruz' dedi Jason. 'Uyuyamadık' dedim. 'Sen ne yapıyon bu saatte, git dinlen' dedi Jason. 'Uyku tutmadı,ayrıca yeteri kadar dinlendim' dedi Ann. 'Ne konuşuyordunuz?' Dedi. 'Sabah anlatırım ' dedim. Üstelemedi. Kafası başka meselelere meşguldü anlaşılan. 'Uff neyse hadi sizde yatın, yarın yapıcak işlerimiz var.' Dedi Ann. Odasına çıktı. Bizde yatağa yöneldik. Gözlerimi kapatır kapatmaz uyumuşum.
(Piper)
'Günaydınnn' diye bağırdı biri. Aniden yerimden fırladım. Tabiki de Leo ydu. Yastık fırlattık Leo ya . İzinsiz bi kızın odasına girmişti sonuçta. 'Kızları rahat bırak Leo ' diye seslendi Perce. Anlaşılan herkes kalkmıştı. Biz hariç. Hazırlanıp aşağı indik. 'Kahvaltıda ne var?' Diye sordu Em. ' Normal şeyler.' Diye cevapladı Sophie. Kahvaltımızı yapmıştık. Ve gerçekten çok güzeldi. Sophie ve Margerıt kahvaltı nasıl hazırlanır biliyorlardı. 'Size anlatmam gereken bir şey var .' Dedi Frank ve rüyasını anlattı. Bu rüya da neydi böyle. 'Hayır hayır hayır, bu kadın iyice delirdi yaa ' dedi Ann. Kimse ne olduğunu anlamamıştı. Herkes ona bakıyordu. 'Hangi kadın ve ne biliyorsun?' Diye sordu Leo. 'N-ne biliyorum' dedi Ann. Anlaşılan içinden demesi gereken şeyi dıştan demişti. 'Ann,hadi anlat' dedim. Ve o sıra kapı çaldı. Lanet zil. 'Ben bakarım' dedi Ann ve kapıya koştu. Sorularımızdan kaçıyordu. Yani bir şeyler biliyordu. Kapıyı açar açmaz kapadı. 'Ann hadi kapıyı aç konuşmamız gerek.' Dedi dışardaki ses. 'Müsait değilim. Başka zaman Theo' dedi Ann. Ve odasına çıktı. Margerıt kapıyı açtı. Theo yu içeri davet etti. 'Üstü düzgün değildi.' Dedi gülümseyerek Margerıt. Ann'in odasına çıktım. 'Aşağıda bekliyor.' Dedim. 'İyi tamam üstümü değiştirip geliyorum.' Dedi. Odasından çıktım. 'Giyiniyor' dedim.
(Annabeth)
Bi bu eksikti. 1.'si onu gördüğünde arkasını dönüp kaçmıştım 2.'si de kapıyı yüzüne kapamıştım. Rezil olmaya doyamıyordum resmen. Hızlıca giyinip kapıya yöneldim. Ve tabiki yine aptal şeye takılıp düşmüştüm. 'Lanet olası şey! Ufff! Bunu burdan kaldırmanız gerekirdi!' Diye sızlana sızlana indim. Kalbim güm güm atıyordu. Kolay bir şey değildi. Yüzüne bakmamaya çalıştım. Ama o doğrudan yüzüme bakıyordu. Hissediyordum. 'Biraz yürüyelim mi?' Dedi. 'Aslında bakar-' konuşmam yarıda bölünmüştü Sophie sayesinde' Tabiki de neden olmasın' dedi. Zoraki biçimde gülümsedim. Bunu size ödeticem der gibi baktım. Arkamdan kıkır kıkır güldüklerine eminim. 'Ann üzgünüm.' Dedi Theo. Neden üzgündü ki. O hiç bir şey yapmamıştı. Herşeyi yapan bendim.'Özür dilemeni gerektircek bir durum yok ortada'dedim. 'Olsun' dedi ve gülümsedi. Gülümseye çalıştım. Pek başarılı olduğum söylenemez. 'Asıl ben özür dilerim. Hiç haber vermeden bi anda gittim. Ama isteyerek yapmadım. Sadece uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Herşeyden. Ve seni görünce ne yapcağımı şaşırdım. Özür dilerim.' Dedim. 'Affedildin.' Dedi gülümseyerek. Gülümsemekle yetindim.'Hala arkadaşız yani' dedim dudağımı ısırarak. 'En yakın arkadaş.' Dedi gülümseyerek. Sarıldım ona. Bir anda etraf kararır gibi oldu. Sesler duyuyordum yine . Daha doğrusu bir ses. 'Kim olduğunu hatırlamıyorum. Ama yakında tekrar görüşücez. Ve bu sefer seni hatırlıcam.' Dedi. Etrafa bakındım. Çünkü bu ses bilinmeyen kıza aitti. Başım dönüyordu. Nefes almakta zorlanıyordum. O kızı bulmak zorundaydım. 'Ann! Ann!' Diyordu Theo ama onun sesini ayırt etmekte zorlanıyordum. Söz veriyorum seni bulucam. Ve gözümden bir damla yaş aktı. Sonrası ise çığlık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİGOD!
FanfictionPercy Jackson: Tanınan en güçlü melez.Ölümcül hatası onun sonu olabilir. Jason Grace: Lider olmak için doğmuş. Ama yapabilceğinden emin değil. Frank Zhang: Roma kampının yargıcı.Ama işler sandığı gibi gitmiyor. Leo Valdez: Kendini hep yedek anahtar...