3. TAŞ

119 7 0
                                    

(Piper)
Herkes kalkmıştı. Yeni bir gündü. Felsefe taşını aramaya devam ediyorduk. Masa etrafına toplandık her zaman ki gibi.'Ann iyisin dimi?' Dedi Percy. 'İyim    de hayırdır?' Dedi Ann.' Ne hayırı?' Diye sordu Percy. 'Bir kaç gündür tuhaf davranıyorsun da.' Dedi Ann. 'Çünkü artık seninle kavga etmeme kararı aldı.' Dedim büyükonuşu da katarak. İnanmaz gözlerle baktı. Aferin Percy. İyi ki normal davran dedik sana bakışı attım. Ann'in bir şey çakamaması gerekiyordu ama Percy sayesinde işler daha da zorlaşıyordu.'Hem görevimize odaklanalım' dedi Hazel. Güzel noktaya değinmişti.' 3. Taş nerde acaba?' Diye sesli düşündü Leo. Taşlar ışıldamaya başladı bi an. 'Sanırım bu dur demek' dedi Ann. 'Suda mı?' Dedi Percy.' Bu benim ilk deneyimim.' Dedi Ann dalga geçercesine. Percy suyu araştırmak için dalışa geçmeye hazırlandı.' Daha kahvaltı bile yapmamıştık' diye hayıflandı Leo.
(Percy)
Suya girdim. Etrafı kolaçan etmeye başladım. Ama aklım Ann'de kaldı. Yani güvende miydi şuan? Başında olmadığım her an merak ediyordum. Ona bir şey olsun istemezdim sonuçta. Bayağı yakındık. Dikkatimi başka bir şey çekti sonra. Canavar mı emin değildim. Ama büyük ihtimalle canavardı. Burda ne arıyordu? Posedion'a aitti bu sınır ve bir canavar vardı. Yukarı çıkmam gerek diye düşündüm. 'Çocuklar yalnız değiliz.' Dedim. Herkes bana baktı. 'Canavarlar da burda 3. Taşı aradığımızı biliyorlar.' Dedim. 'Ve onlar da arıyor.' Dedi Jason. Kafa salladım. 'Percy sen ve Frank sen de balığa dönüş su altına inin daha dikkatli bakın. Canavar size saldırırsa saldırın.' Dedi Ann. Harika plandı ama canavarlarr! 'Ann canavarlar altta diyorum aşağı inip nasıl bakalım.' Dedim.' Jason ve ben dikkatleri sizin üzerinizden almaya çalışıcaz bu sırada gemi de hareket ediyor olucak. Karadan gelenler için de gemide kalanlar idare edicek.' Dedi Ann. Herkes planı anlamıştı. Jason'a baktım dikkat et diye. Kafa salladı. Benimle güvende der gibisinden. Ve Frank ile suya atladık. Bizi hemen fark etmişlerdi. Buraya doğru yüzdüler. Frank köpek balığına dönmüştü. Bir kaç kez ısırdı onları. Suya su içinde de hükmedebiliyordum. Akıntı oluşturdum onları bizden uzak tutmak için. O sıra yukardan oklar yağıyordu. Ann ve Jason dikkatlerini dağıtmaya çalışıyordu. Akıntının bizi uzaklaştırmasını diledim.
(Hazel)
Gemide kalanlar arasındaydım. Gemi hareket ediyordu. Karadan bir saldırı yoktu şuan için. Ann ve Jason dikkatleri üstlerine çekmişlerdi. Onları izlerken karaya bir ikişi geldi. Kılıcımı çıkardım. Bir tanesini alt ettim. Fazla yavaş geldi bana. Diğerini de Piper halletti. Gittikçe çoğalıyorlardı. Sisimi kullandım biz yokmuşuz gibi göstermeye çalıştım. Etraflarına bakındılar. O sıra saldırıya geçtim. Beni o sıra birisi farketmişti. Kolumdan yara aldım. Ama işini bitirmeyi de unutmadım. Piper da büyükonuşu kullanıyordu. Onların kendilerini öldürmesini sağlıyordu. Leo ise dümen başındaydı. Dümen başına gelenleri ateşi ile uzaklaştırıyordu. Yeterli değildi. Ama elimizden geleni yapıyorduk. Piper'a biri arkada saldırmaya çalıştı. Piper'ın arkasına geçip saldırıyı engelledim. Jason ve Ann ortadan kaybolmuştu. Percy ve Frank de ortalıkta gözükmüyordu. Umarım iyilerdir diye geçirdim içimden. 'Hazel!'diye bağırdı Piper ve beni çekti. İkimizde yere düştük. Başımızda biri vardı. Kılcı bize doğrulttu. Leo acele müdahale etti. Ateş toplarından birini yolladı bu tarafa doğru. Düşman kızarmıştı. Piper ile tekrar toparlandık. Yaram acıyordu. Bir şey yapmam gerekirdi.
(Jason)
Ann' i sırtımda taşıyordum. Rüzgarımla bizi havada tutuyordum. Ann ise oklarını suya fırlatıyordu. Dikkati üstümüze çekmiştik. Ama nasıl kurtulcağımıza dair bir fikrimiz yoktu. Tek düşünebildiğimiz Percy ve Frank'in acele ediyor olmasıydı. 'Ann!' Dedim bağırarak bize doğru gelen birlikleri göstererek. 'Bunu düşünmemiştim.' Dedi. 'Harika! Umarım bir planın vardır' dedim. 'Birazdan olucak!' Dedi. Onu elimden geldiğince korumalıydım. Ama nasıl yapıcaktım. Rüzgarımı onlara doğrultum. Geriletmeye çalıştım. Benim hızıma karşı koyamıyorlardı. Geri savruldular. 'İyi atıştı Jason' dedi Ann. Teşekkür ettim. 'Bence onları yeterince oyaladık.' Dedim. Bi anda arkamda bir ağırlık hissettim. Ann suya düşüyordu. Biri beni arkamdan yakalamıştı. Bıçağını koluma sapladı. Onu rüzgarımla savurmayı diledim. Arkamdan uçmuştu. Ve hemen suya atladım. Ann' i görüyordum. Bir kaç canavara karşı koymaya çalışıyordu. Ve nefesini fazla tutmuştu. Yardıma gittim. Canavarları arkadan bıçakladım. Ann'i sırtıma aldım yeniden. 'Teşekkürler.' Dedi. 'Kolun. Yaralanmışsın. Gemiye dönsek iyi olur.' Dedi. Bende onun dediğini yaparak gemiye yöneldim.
(Frank)
Hala mavi bir taş arıyorduk. Tabi canavarlarlada karşılaşmıyor değildik ama hepsini alt ediyorduk. Gözlerimi dört açtım. Teknik olarak şuan bir köpek balığıydım ama yine de insandım. Percy'nin yanında yüzüyordum. 'Bir şey görüyor musun dostum?' Dedi . Başımı iki yana salladım. Daha derinlere indik. Kayalıklar vardı bir sürü. Hepsinin arkasına önüne çaprazına sağına soluna bakıyorduk. Sonunda bir taş dikkatimi çekti. Parıldıyordu. Bu o taştı. Percy'i uyarmaya çalıştım. Kafamla işaret ettim. Geç anladı ama anlamıştı ne demek istediğimi. Kayalığa ulaştı tam alıcaktı canavar fırladı önüne. Taş düşüyordu. Vakit kaybetmeden taşın peşinden derinlere sürüklendim. Ağzımla yakalamaya çalışıyordum. Sonunda yakaladım. Yutmamaya özen göstererek Percy'nin yanına gittim. Başından yaralanmıştı. 'Diğerlerinin yanına hemen!' Dedi. Yüzeye doğru yüzdük.
(Leo)
Saldırıları olduğunca geri çeviriyorduk. Hazel yaralanmıştı. Ama idare ediyordu. Karşıdan Jason ve Ann görüldü. İyiydiler sadece ıslanmışlardı. Daha yakından bakınca farkettim ki Jason da yaralıydı. Yanlarına gittim. 'İyi misin?' Diye sordum. Kafa salladı. 'Percy ve Frank nerdeler?' Diye sordu Jason. O sıra Ann kalkanını açmıştı. Düşmanları olabildiğince geri çekmeye çalışıyordu. 'Daha gelmediler umarım iyilerdir.' Dedim. Ann'in kalkanı kırılmıştı. Çok solgun görünüyordu. Ann'i geri çektim. 'Kötü görünüyorsun arkamda kal' dedim. Ses çıkarmadı. Jason'ın yarasını sardı. 'Hazel da yaralı' dedim. Hemen onun yanına gitti. Onunda yarasını sardı öylesine. Yeni bir iç savaş başlıyordu. Gemiyi ele geçirmeye çalışıyorlardı ama biz izin vermiyorduk. Tam o sıra Frank ve Percy göründü. Percy büyük bir su dalgasıyla onları geri püskürttü. Annabeth bir şeyler mırıldandı sanırım şöyleydi 'Litiusa villuam'. Kendimizi aniden havada bulduk. 'Leo!' Diye bağırdı Frank. Hemen gemiyi uçma moduna aldım. Ann bayağı kötüydü. Percy Ann ile ilgilenmeye başladı. Ann de Percy ile. Bir kaç saat sonra toplandık. Havada süzülüyorduk şimdilik. İyi durumdaydı herkes. Percy sürekli Ann'e bakıyordu. 'Percy ben iyim' dedi Ann. Percy yine de ikna olmadı. 'Buldunuz mu taşı' dedim. 'Evet bulduk. En son Frank'in ağzındaydı.' Dedi Percy. 'Iyy ona dokunmam' dedim. Ann kolyeyi aldı. '4. Sü nerde peki?' Dedim. Ann 'Korku mağarasında' dedi.

DEMİGOD!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin