8. BÖLÜM
"Ne yumruktu ama!"
Çınar yanımda Ayaz'ın yumruğunun ne kadar şahane olduğu ile ilgili heyecanla yorum yaparken ben arabasına doğru giden Ayaz'ın arkasından bakıyordum.
Burnundan akan kan ile eli kırmızıya boyanan Anıl ise bana hiç bakmadan -bakamadan- okul binasına girmişti. Muhtemelen okulun revirine gidip burnuna baktıracaktı ama öyle kötü görünüyordu ki hastaneye gitmeden iyi olabileceğini düşünmüyordum. Kırılmış olma ihtimali yüksekti.
Şimdilik Anıl ile hesaplaşma meselesini sonraya ertelemek zorundaydım; bu haldeyken değil ona hesap sormam doğru düzgün konuşmam bile mümkün değildi. Bu yüzden Ayaz'ın arkasından gittim.
Çınar arkamdan, "Yine nereye ya? Gamze!" diye bağırınca ona dönüp, "Sınıfa çık geliyorum hemen," deyip tekrar arkamı döndüm ve Ayaz'a yetiştim. Çınar peşimden gelmedi ama sınıfa gitti mi yoksa bahçede mi bekleyecekti bilmiyordum.
"Dur!" dedim adımlarımı hızlandırdığımda. Arabasının yanına gitmiş ve kapısını açmıştı. Bir eli arabanın açık kapısının üstündeyken durup bana baktı. Gözlerindeki ifade kuracağım cümlelerin önüne bir set çekti.
"Niye yaptın bunu?" diye sordum tam karşısında durduğum anda. "Niye vurdun Anıl'a?"
"Sana ne?" Gözlerinin maviliklerinde hayat bulan öfkesi sesine de yansımıştı ve ben bu öfkesinin sebebini anlamak istiyordum.
"Ona vurduktan sonra söylediğin şeyi duydum. Anıl'ın paylaşımı-"
Arabasının kapısını bir anda sertçe kapatınca yerimde sıçradım ve kurduğum cümleye devam edemedim. Bana doğru bir adım atınca kaşlarımı çatıp ben de bir adım geri çekildim ve sırtım arkamdaki bir arabaya değdi.
"Seni sadece bir kez öptüm diye ortalığı ayağa kaldırmıştın," dedi. Bir anlığına benim ne tepki verdiğimi görmek için gözlerime baktı. "Ben de kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım," derken dudaklarına küçümseyen bir gülüş gelip gitti. "Hiç gerek yokmuş."
Kurduğu cümleler saniyeler içinde o kadar duyguyu beraberinde getirdi ki hangi duyguyu nasıl karşılamam gerektiğini bilemedim.
Üzüldüm çünkü hakkımda böyle düşünmesini istemiyordum. Şaşırdım çünkü beni öptüğü için kendini suçlu hissediyor olacağını hiç düşünmemiştim. Kırıldım çünkü beni her ne kadar tanımıyor olsa da gördüğü saçma bir paylaşıma hemen inanmıştı. Memnun oldum çünkü beni öpmesinin yanlış bir davranış olduğunu biliyor ve kabul ediyordu. Kızdım çünkü bu paylaşım gerçek olsa bile bana böyle bir şey söylemeye hakkı yoktu. Ben bir başkasıyla beraber olmuş olsam bile karşıma gelip o zaman izinsiz seni öpmem sorun olmamalı tarzında konuşamazdı.
Yine beynimde akan birçok cümlenin sırasını seçemediğim için tutulup kalıp kendi içimde patlayacak duruma geldim.
Ben bir şey söylemeyince çarparak kapattığı arabasının kapısını tekrar açtı.
"Bu arada unutmadan," dedi arabasına binmeden önce. "Özür dilerim... seni öptüğüm için."
"O paylaşım-" diyeceğimde kapısını kapatıp arabayı çalıştırdı ve okul bahçesinden çıkıp gitti. "...doğru değil," diye kendi kendime mırıldanarak cümlemi tamamladım.
Özür dilediğinde kendimi daha iyi hissedeceğimi düşünmüştüm ama hayır kendimi daha iyi hissetmiyordum. Gözlerim sızlar gibi olduğunda sımsıkı kapatıp içimde akmayı bekleyen kederime engel oldum. Bir tokat atsaydım daha iyi hisseder miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR (1)
Teen FictionEski adı DEĞİŞEN HAYATIM olan, 2014'te yazılmış kitap. *** "Altın Vuruş ne anlama geliyor?" diye sordum. "Yüksek doz ile hayatına son vermek demek," diye açıkladı. Sesine yansıyan kasvet içimde kederli...