53. BÖLÜM
Ece'nin Seda diye bağırmasının ardından masada oturan herkes dönüp barın giriş kapısına baktı. Diğerleri Seda'yı görünce ilk tepkileri ne olmuştu bilmiyordum çünkü Ece bağırır bağırmaz hemen yanımda oturan Ayaz'a çevirmiştim gözlerimi.
Son günlerde olduğu gibi donuk bir ifadeyle bakıyordu Seda'ya. Sanki aylar önce grubu bırakıp giden bir arkadaşı değil de öylesine biri gelmiş gibi hiçbir tepki vermedi.
Seda, bizim oturduğumuz masaya doğru çekingen adımlarla yaklaşırken gerçekten kötü görünüyordu. Seda'yı sadece bir kez, Ayaz beni buraya beni getirdiği gün görmüştüm. O gün de en az Ece kadar cansız görünüyordu ama şimdi çok başka bir sefalet vardı.
Başının arkasında rastgele topladığı kızıl saçlarının rengi akmıştı ve kafasının dibinden siyah saçları çıkmıştı. Ayrıca ilk gördüğüm gün uzun olan saçlarını kısa kestirmişti ve saçları gerçekten yağlı ve bakımsızdı. Gözlerinin altları mosmordu ve iyice içine çökmüşlerdi. Yanlardan çıkan saçlarını kulağının arkasına iterken parmaklarının titrediğini fark ettim.
Seda'yı hiç tanımasam da, bir ara Ayaz ile yattılar sanıp sinir olsam da, Ayaz'a aşık olduğunu bilsem de onu böyle görünce onun için üzüldüm.
"Merhaba çocuklar," derken dudakları gülümser gibi kırpıdandı ama gülümseyemedi. Konuşurken çenesi kontrolü dışında titriyordu. Gözleri bir an bana da dokunsa da hemen kaçırdı.
"Seda," dedi Ece bir kez daha aynı şaşkın ton ile. "İyi misin sen nerelerdeydin?"
Ece bana Seda'nın geçmişini anlatmıştı. Belki de grupta geçmişi beni en çok etkileyen ve üzen kişiydi Seda. Hâlâ halası ile birlikte mi yaşıyordu merak ettim çünkü evsizler gibi görünüyordu.
Seda Ece'yi duymazdan gelip buraya gelmesindeki tek amaç buymuş gibi Ayaz'a dikti gözlerini ve hiç beklemediğim bir şekilde Ayaz'a yalvarmaya başladı.
"Ayaz lütfen beni gruba geri al," derken neredeyse ağlayacaktı. "Çok pişmanım Ayaz n'olur... Eniştem hapisten çıktı halamın aklını karıştırmaya başladı... Halam beni evden kovmakla tehdit etmeye başladı! Mal bulamıyorum Ayaz yardım et bana!"
Seda sonlara doğru ağlayarak yakarışlarını şiddetlendirirken Ayaz karşısında konuşan biri yokmuş da sadece bir boşluğa bakıyormuş gibiydi. Eren'in önünde duran bardağı alıp bir yudum aldı.
"Geç kaldın Seda," dedi umursamaz bir tavırla. Bardağı fondip yaptı sonra. "Büyük günahların sonuna geldim ben."
Eren Ayaz'ın omzuna elini koyup, "Ayaz kız çok kötü görünüyor," diye fısıldayınca Ayaz bardağı sertçe masaya bırakıp yanına döndü.
"Eee?" diye sordu ters ters. "Benim yanıma gelince iyi mi görünecek?" Sonra tek tek masadaki herkesi gösterdi. "Bize baksana Eren?" diye yükseldi. "İyi mi görünüyoruz?"
Sonra Can'ın içkisine uzandı ve onu da tek dikişte içti. Elindeki boş bardağa bakarak, "Kaçabilen kaçsın bu cehennemden," diye mırıldandı.
Doruk yere çöküp titreyerek ağlayan ve hâlâ mırıldanır gibi Ayaz'a yalvaran Seda'nın yanına gitti. Kızın yanına eğilip, "Niye böyle yapıyorsun ki abi?" dedi sitem eder gibi. "Zor durumda işte baksana-"
Ayaz elinde tuttuğu boş bardağı Doruk ve Seda'nın arkasına doğru fırlatınca bardak tuzla buz oldu. Doruk sustu, Seda ise hıçkırıklarının arasından tiz bir çığlık attı.
Ayaz sinirle ayağa kalkıp işaret parmağını Doruk'a doğru uzattı ve tehditâr bir sesle, "Kimse bana akıl vermesin!" dedi. Sonra gözlerini ve parmağını diğerlerine doğrulttu. "Hiçkimse!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR (1)
أدب المراهقينEski adı DEĞİŞEN HAYATIM olan, 2014'te yazılmış kitap. *** "Altın Vuruş ne anlama geliyor?" diye sordum. "Yüksek doz ile hayatına son vermek demek," diye açıkladı. Sesine yansıyan kasvet içimde kederli...