dört

5.5K 345 149
                                    

"Arkamdan geleceğini söylemiştin, sunbae." dedim bıkkın bir sesle.

Alınmak yerine kocaman gülümsedi ve kapşonumun üstünden saçlarımı karıştırdı.

"Sarhoş adamlar geçiyordu yanından, tek görselerdi üstüne atlarlardı."

"Cidden," olduğum yerde durdum. Onlar da durup bana döndüklerine kapşonumu geriye doğru çekip bakışlarımı onlara yönelttim.

Uzun boylulardı çünkü, diğer türlü göremiyordum.

"İlk olarak, bu karanlıkta kız mıyım erkek miyim belli olmuyor. İkinci olaraksa, yanımızdan sarhoş adamlar falan geçmedi. Nerden uyduruyorsunuz bunları?!"

Sabrım taşmıştı artık. Evden çıktığımız andan itibaren yanımda yürümek için saçma sapan nedenler buluyordu. Hayret edilesiydi cidden.

"Sen altı numara gözünle nereden göreceksin, adamların geçip geçmediğini?"

Hafifçe eğilip, parlayan gözlerini kısarak bana baktığında gözlerimi büyüttüm. Benim hakkımda böyle bir bilgiyi nereden edindiğini sorgulamayı sonraya bırakmaya karar vererek suratına cırladım.

"GÖZÜMDE LENS VAR BENİM!"

Yükselttiğim sesimle birlikte gözleri kocaman oldu ve cebindeki ellerini çekip birini enseme sabitledi ve diğeriyle dudaklarımı örttü. Gerçi eli o kadar büyüktü ki suratımın tamamını kaplamıştı.

"Dispatch'i ayağımıza mı getirmek istiyorsun, sessiz olsana!"

Elini tutup hızla kendimden uzaklaştırdım ve önüme gelen saç tutamlarına üfledim.

"Gelmeseydiniz o zaman!"

"Bölmek istemem ama," Jungkook, söylediğinde ikimiz de aynı anda ona döndük.

"NE VAR?!"

Saçma bir sinirle bağırdığımızda göz devirdi ve cebine koyduğu ellerinden biriyle ileriyi işaret etti. Bakışlarımı oraya çevirdiğimde ışıkları yanan marketi görmemle gözlerimin parladığına yemin edebilirdim.

Pekala, ona kızmış olabilirdim fakat bu aç olduğum ve üşüdüğüm gerçeğini değiştirmiyordu. Soğuk alerjisi olan ben bu zamana kadar iyi bile dayanmıştım.

Evet, soğuk alerjisi.

Dünyadaki tüm garip şeyler beni buluyordu.

Buna Taehyung da dahildi.

"Sunbae, şu andan itibaren hayatımda müthiş önemli bir yere sahipsin."

Gözlerimi marketten çekmeden söylediğim cümleyi tekrar tarttığımda yanlış anlaşılmalara gidebileceğini farkettim fakat çok da umrumda olduğu söylenemezdi.

Kapşonumu tekrar başıma geçirip hızlı adımlarla markete yürümeye başladığımda Taehyung hafifçe sesini yükseltti.

"Bekle! Yah! HARU!"

Kıkırdayarak adımlarımı hızlandırdığımda hala mızmızlanmaya devam ediyordu. Oysa birkaç adımda rahatlıkla yanıma gelebilirdi. Oynamak istiyorsa, oynardık.

Yanımda hissettiğim hareketlilikle bakışlarımı yukarı, Jungkook'a yönelttim. İnce dudaklarını diliyle ıslatıp bana doğru eğildiğinde kapşonumu tekrar geriye doğru çekip ne diyeceğini dinlemeye başladım.

"Üç dediğimde koşuyoruz."

Başımı hafifçe aşağı yukarı sallarken sırıttım. O da güldü ve cebindeki ellerini çıkardı.

Fated♧JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin