yirmi dokuz

3.6K 177 204
                                    


"Jaehyun ve Rose birlikte mi?!"

Jungkook'un Instagram'ında gezinirken gördüğüm fotoğrafla gözlerim kocaman olmuş ve yanak yanağa veren insanlara bakakalmıştım.

Benim en yakıştırdığım ikinci çiftlerdi; çıldırıyordum.

Birincisinin Seulgi ve Jimin olduğunu söylemeye gerek yoktu sanırım.

Umursamazca başını sallarken fangirl ruhumu engellemeden ufak bir çığlık atmış ve Rose'a feels dolu mesajlar atmayı aklımın bir kenarına not etmiştim.

Daha sonra aşk yaşadığım fotoğraf elimin arasından kayıp gitti ve ben ifadesiz suratımla Jungkook'a baktım.

"Neden aldın şimdi? Ne güzel bakıyordum."

Elimden aldığı telefonunu komodine koyarken iki yana büktüğüm bacaklarıma tutundum ve ona bakmaya devam ettim. Karşıma geçip gülkurusu kazağımdan tuttu ve beni kendine çekti.

Ellerimle belini mıncıklarken bedenini sağa sola oynatmış ve kıkırdamıştı. Daha sonra saçlarını karıştırmaya başladım.

Kıkırdarken bu çocuk hallerini nasıl bu kadar çok sevebilirim diye düşündüm. İleride çocuğumuz olduğunda o da mı böyle olurdu mesela?

"Biz sizden önce gidecekmişiz." diye mırıldandı ensemdeki saçları bir kenara toplarken.

"Khaled'le olan çalışmamız yarım kalmıştı, onu tamamlayacağız."

Başımla onaylayıp önümde duran çenesine dudaklarımı değdirdim.

Açıkçası gideceğimiz için aşırı heyecanlıydım.

E bu Billboard'du, boru değildi sonuçta.

Aptal aptal sırıttığımda kazağımın altından oynadığı bel gamzelerimi bırakıp aşağı yönelirken "Jungkook." dedim uyarırcasına fakat aynısını ona yapmak için ellerim aşağı, beline indi ve tekrar mıncıklamaya başladım.

Belinin inceliği hoşuma gidiyordu.

Daha sonra bir şeyler söyledi fakat anlamadığımdan ona "Ne dedin?" diye sordum.

Ses vermeden elini eski yerine koydu ve kaşlarımı çatmama neden oldu. Başımı kaldırıp anlamsızca suratına baktığımda gülmemek için birbirine bastırdığı dudaklarını gördüm fakat bu halim hoşuna gitmiş olacak ki kendini tutmayı bıraktı ve kahkaha atmaya başladı.

"Ya söylesene! Ne dedin?!"

Edepsiz bir şekilde sırıtırken "Neyce konuştun ya?!" diye mızmızlanmaya devam ettim.

Tamam, çok güzel gülüyordu, gülüşünde kaybolmak istiyordum, her daim bu sesi duyayım istiyordum falan ama merakım bu isteklerimin önüne geçiyordu, sevgili sevgilim kusura bakmasındı.

Belimi saran kolunu sıkarken gülmeye devam etti ve onun sayesinde sarsılan ben, ellerimle yanaklarını kavrayıp sağa sola salladım.

"Söylesene be adam!"

Başını iki yana sallarken boşluğunu yakalayıp da belini cimciklediğimde hafifçe yana eğilmiş ve kolları arasından kurtulmama neden olmuştu.

Benim peşime kalkıp hole doğru yürürken "JİMİN OPPAAA!" diye bağırmamla kıkırdamaya devam etti fakat arada söylediği "Sakın söyleme!" uyarılarını da esirgemedi.

Jimin, elleri köpüklü bir şekilde mutfaktan bakarken "Sanırım Jungkook bana küfretti." dedim.

Elbette, öyle değildi fakat körüklemenin zararı yoktu, değil mi?

Fated♧JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin