yirmi iki

5.2K 228 90
                                    

           

"Ne zaman başlıyoruz peki?"

Başkan, göbeğini tutarak sandalyesine yaslandı ve ağzını birkaç kez şapırdatıp derin bir nefes verdi. Yanımda oturan Jungkook'un eli dizimi bulur bulmaz böcek kovarmışçasına geri itelediğimde hafifçe kıkırdamıştı fakat umursamamıştım.

"Sene sonu programları bittikten sonra birkaç bölüm çekeriz."

Namjoon, oturduğu yerde kıpraşıp gözlerini bulunduğum koltuk üzerinde gezdirirken birkaç saniyeliğine yan taraflarımda bir yere odaklanıp yutkundu. Bakışları tekrar başkanı bulurken neye baktığını anlamak için Jungkook'un olduğu tarafa döndüm ve bedenimi hafifçe öne iterek mavi lensleriyle, pembe kazağını çekiştiren Nayeon'a baktım.

Pekala, oldukça,

Çekiciydi?

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp bir şeyler söyleyen başkana baktığımda duymadığımı anlamış olacak ki cümlesini başa sardı.

"Bu sene albüm çıkarıp konser yapabilirsiniz, zamanı geldi de geçiyor bile."

Benden önce ayaklanıp çığlık atan Jisoo'ya katılırken Jennie, başkanın yanına gidip koca göbeğine yanağını yaslamakla meşguldü. Joohyun, gülerek gözlerini devirirken çoktan şarkı söylemeye başlayan Wendy'ye katılarak rap yapmaya başlamıştım.

Yaşasındı!

Konser verebilecektik!

"Sonunda be!"

Jungkook, biten fasıldan sonra tişörtümü çekiştirip yanına oturturken onu umursamamaya devam etmiştim.

"Kendi yazdığımız sözleri kullanabilir miyiz?"

Çekinerek kurduğum cümlenin ardından ayaklarını yere vuran Yoongi'ye döndüğümde kaşlarını hayretle havalandırmıştı.

"Söz mü yazıyorsun?!"

Onu onayladığımda Namjoon, kalın sesiyle çığırdı.

"Hey, onları bize göstermeliydin!"

Yerimde büzüşerek onlara kaçamak bakışlar atarken başkanın hevesle "Tabii ki kullanabilirsiniz!" deyişine karşı hafifçe sırıtmıştım.

"Bu arada," etrafta buğulu bir gürültü olduğundan sesini hafifçe yükseltmişti. "Dört gün tatiliniz var, çocuklar. Doya doya kullanın." diyen başkana en sevdiğim yemekmiş gibi bakmıştım.

Verdiği aralar kısa olabilirdi fakat sık sık tekrarladığından halimizden memnunduk.

Fakat atladığım bir detay vardı.

Bu bayram tatiliydi ve ben hariç herkes ailesinin yanına gidecekti, değil mi?

-

"Jungkook-ah! Yanımıza geleceksin, değil mi? Annen seni çok özledi!"

Jung Su, tenceredeki yemeği kontrol ederken sevinçle oğlunu aradı ve karşı taraf telefonu açar açmaz cümlelerini sıraladı.

Jungkook, derin bir iç çekerek "Gelemeyeceğim anne." demekle yetinmişti.

Jung Su, kaşlarını çatarak uzayan kaküllerini kulağının arkasına sıkıştırdı ve ocağı kapatıp kalçasını krem mermere yasladı.

"O da ne demek? Neden gelemiyorsun?"

Jung Su, huzursuzca sorduğunda Haru'ya bir şey olduğu düşüncesi yüzünden içi sıkıntıyla dolmuştu. Boşta kalan kolunu karnının etrafına dolarken Jungkook "Haru burada tek kalıyor." diye mırıldanmıştı.

Fated♧JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin