Hızlı adımlarla bir dönemeç daha döndüm ve okulun görüş alanıma girmesiyle rahat bir nefes aldım. Öğrenciler okuldan dağılıyordu. Görüşüme okulun karşısına park edilmiş siyah araba girince oraya doğru yürüdüm. Arabaya birkaç metre varken birinin bana seslendiğini duydum.
"Ell!" Başımı çevirdim ve gülümseyerek bana doğru gelen insanlara baktım.
Herkesten bir adım önde gelen bir oğlan hızla yanıma geldi ve beni kollarının arasına çekti.
"İyi olduğunu gördüğümüze çok sevindik, Ell." Ondan ayrıldığımda anlamayan gözlerle baktım.
Hepsinin üzerinde tayt, eşofman ve tişört gibi rahat kıyafetler vardı. Kızların saçları renk renkti, oğlanların bazılarında ise piercingler vardı. Rahatsızca olduğum yerde kıpırdandım ve gözlerimi gruptan ayırarak karşımda duran sarışın çocuğa çevirdim.
"Merhaba. Öncelikle belirtmem gerekiyor ki hafıza kaybı geçirdim ve şu an hiç biriniz bana tanıdık gelmiyorsunuz. Bence kim olduğunuzla başlarsanız hepimiz adına daha kolay olabilir. "
Birden gruptan homurtular yükseldi. Önümde duran oğlanın gözleri irileşirken arkasına döndü ve grubu susturdu. Bana geri döndüğünde sesi şaşkındı."Bu korkunç bir şey, Ell. Biz senin dans akademisinden arkadaşlarınız ve sen de bu grubun bir parçasısın. Bir akademimiz var ve eğitim veriyoruz. Sen de eğitmenlerden birisin." Şaşkınlık sırası bana geçmişti.
"Ben mi eğitmenim?" Karşımdaki çocuk yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.
Bu, evde bedenimin müziğe kolaylıkla uyum sağlamasını açıklıyordu. Dansçı olmamdan kaynaklanıyordu demek ki.
"Evet! Ve sana ihtiyacınız var." Onu onaylayan arkasındaki bakışlardan gözlerimi ayırdım ve başımı iki yana salladı.
"Hiçbir şey hatırlamıyorum. Bilmediğim bir şeyi insanlara öğretemem. Adını söylesen iyi olur aslında." Başını salladı.
"Benim adım Marvin. Şimdilik eğitmenlik yapmana gerek yok. Bir yarışma var. Kazanan gruba büyük bir miktar para ödülü var. Kursun borçları var ve o paraya ihtiyacınız var. Aynı zamanda sana da ihtiyacınız var Ell." Okulu, dansı, Zayn'i ve ailemi bir arada götürebilir miydim? Eğer hafızamı kaybetmeden önce bunlarla başa çıkabiliyorsam, şimdi de çıkabilirdim.
Derin bir nefes aldım ve gülümsedim.
"Provalara ne zaman başlıyoruz?" Gruptan çığlıklar yükselirken hepsi beni aralarına çektiler ve büyük bir kucaklaşma verdiler.
Yarın okuldan sonra beni buradan alacaklarını söylediklerinde yavaşça arabaya yöneldim ve Tyler'ın yanındaki yerimi aldım.
"Neredeydin?" Kulaklığımı telefonuma takarken ona ters bir bakış attım ve kulaklıklarımı taktım.
"Neden bunu esas patronuna sormuyorsun?" Bir şeyler demişti ama kulaklarımı dolduran müzik sayesinde hiç birini duymamıştım.
Eve geldiğimizde hızla arabadan indim ve eve yöneldim. Evdekileri önemsemeden odama gidip telefonumu elime alarak rehberde gezinmeye başladım. Dans işi bir anda canımı sıkmaya başlamıştı. İster istemez 'eğer yapamazsam?' sorusu beynimde dolanıyordu. Ama bu sabah iyi dans etmiştim. Koreografiye uyum sağlayabilirdim. Umarım.
Aradığım numarayı bulup da aradığım sırada, hattın diğer ucundan sesin gelmesi çok uzun sürmemişti.
"Elizabeth! Bir tanem, nasılsın?" Babamın neşeli sesinin beynime dolmasıyla birlikte, her tarafımı kaplayan kara bulutlar biraz da olsa dağılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPACE / z.m
FanfictionKimseyi tanımadığın bir boşlukta kime güvenebilirsin? #1. Kitap