Öne doğru bir adım attım ve vücudumu hafifçe kıvırdım. Marvin kolumu tutup beni kendine çektiğinde ona döndüm, çoktan bükmüş olduğu bacağına basarak kendimi yükselttim ve havaya kalkarak takla açtım. Yere, Marvin'in tam önüne düştüğümde şarkı durdu ve dansımız bitti. Bizi izleyen gruptan çığlıklar yükselirken, gülümseyerek Marvin'in uzatmış olduğu eli kavradım ve ayağa kalktım.
"Çok hızlı öğreniyorsun ve fazla iyisin." Gülümsemesiyle utanarak başımı salladım ve beni koltuklardan birine yönlendirmesine izin verdim. Yanına oturduğumuzda Emma bana bir havlu ve su vermişti.
"Çeyrek finalleri geçersek rakiplerimiz belli olur." Bakışlarımı grupta dolandırdım.
"Hepimiz çok iyiyiz, kolaylıkla yarı finallere geçeriz." Marvin başını elleri arasına aldı.
"Koreografide eksiklerimiz var." Onu rahatlatmak için elimi omzuna koydum ve samimi olduğunu düşündüğüm bir ses tonuyla konuştum.
"Başaracağız." Başını kaldırdı ve bana baktı. Ona gülümsediğimde o da gülerek ayağa kalktı ve beni de kaldırdı.
Ben on beş kişilik grupta gözlerimi gezdirirken Sam iri vücuduyla yanıma ulaştı ve havluyu elimden aldı. Bu sırada Marvin'i hafifçe dürtmüştü.
"Hadi ama dostum, toparla. Başaracağız. Biz hep başarırız." Marvin başını salladığında arkadan Senna'nın hafif sesi duyuldu.
"Kendimize bir isim bulacak mıyız yoksa NY Dance Akademi olarak mı katılacağız?" Lucas ellerini göğsünde birleştirdi.
"Akademi bu işin dışında. Öğrencilerin bu olaydan haberi yok. Yarışmayla derslerin dışında ilgileneceğiz." Grup onu onaylarken yeniden Sam'in sesi duyuldu.
"O zaman herkes bir isim düşünsün. Gelecek provalarda bunu tartışırız." Başımı salladım ve gruptaki herkes gibi ben de bunu onayladım. Bu yarışma grubundakilerin hepsi aynı zamanda akademide eğitmendi. Bir zamanlar benimde olduğum gibiydi. Akademi bu işin dışındaydı. Bu iş ne kadar akademiyi kurtarmak için yapıyor olsa da öğrenciler bu işin dışında bırakılmıştı. Muhtemelen bunun da bir geçmişi vardı ve ben anlamasam da irdelememeyi seçerek onlara saygı duymuştum.
Marvin elini koluma koydu ve bana baktı.
"Bugünlük bu kadar prova yeter. Yarın devam ederiz. Hadi seni evine bırakayım." Ona başımı salladım ve beni yönlendirmesine izin verdim. Dolaptan ceketimi ve çantamı aldıktan sonra stüdyodan dışarı çıktık.
Birden terli vücuduma vuran soğukla titredim. Hava beklemediğim kadar soğumuştu. Üşüdüğümü fark eden Marvin kıkırdayarak ceketini çıkardı ve usulca bana giydirdi. Fermuarını çekerken göz kırpmıştı
"Hasta olmamalısın. Sen bize lazımsın." Ona gözlerimi devirdim.
"Sen sanki lazım değilsin." Kıkırdamasına eşlik ederken birden durmasıyla bakışlarımı onunkilerle birleştim. Bakışları arkamdaki bir noktaya sabitlenmişti. Sinirli görünüyordu.
Onun neye bu kadar dikkatli baktığını görmek için arkamı döndüğüm sırada, dikkatim bize doğru gelen siluete kaymıştı. Bu çocuk, Zayn'in beni tuttuğu evdeki çocuklardan biriydi. Hatta bizim üzerimize gelmeye çalışan ama diğerlerinin tuttuğu çocuktu. O gelmeden hızla Marvin'e doğru konuştum.
"Bu kim?" Sinirle homurdandı.
"Zayn'in çetesinden, Harry." Arkamı tamamen döndüğümde Harry çoktan yanımıza ulaşmıştı. Bakışları Marvin'e bir kez bile ulaşmadan benimkilere sabitlendiğinde, gözlerindeki keskin yeşil bakışlar beni etkilese de istifimi bozmadan konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPACE / z.m
FanfictionKimseyi tanımadığın bir boşlukta kime güvenebilirsin? #1. Kitap