Oturduğu koltuğa keyifle yaslanırken çevremizde bir çok adamı vardı. Yapacağım tek bir yanlış hareketle bu adamlardan biri, tek an bile düşünmeden beni vururdu. Bunu yapabilirlerdi. Bundan emindim
"Sonunda doğru olan kararı vereceğini biliyordum, Zayn." Başımı salladım ve dirseklerimi bacaklarıma yaslayarak öne eğildim. Sesim sert çıkmıştı.
"Ne gruba ne de Elizabeth'e, benim çevremdeki kimseye zarar vermeyeceksin. Bu konuda anlaştık." Daniell, hafifçe gülerken bir anda gözüme dün akşam yaşananlar doldu.
"Bırak! Lanet olsun! Bırak onu!" Daniell'in adamlarından biri Louis'e bir yumruk daha atarken kolumu tutanlardan kurtulmaya çalıştım. Karanlıktı. Bunu kimlerin yaptığını bilmiyordum ama tahmin edebiliyordum. Daniell'in bana verdiği süre yarın dolacaktı ve bunun sadece bir ön izleme olduğunu biliyordum. Lanet olsun!
"Bir gün süren kaldı, Zayn Malik. Karar vermende sana yardımcı olmak istedim." Daniell'in yoğun sesiyle başımı kaldırdım.
"Bırak. Louis'i bırak. Sorunun benimle, onunla değil." Daniell başını iki yana salladı ve birkaç adımda Louis'in yanına ulaştı. Ellerini Louis'in saçlarına daldırıp onları sertçe kavradı. Louis çığlık atmamak için kendini zorlarken ağzından acı dolu bir inleme çıkmıştı. Gözümün önünde ona işkence ederlerken sadece bağırabilmiştim ve şu an Louis'in suratı kandan belli bile olmuyordu. Bunların hepsi benim suçumdu.
"Sen karar verene kadar sorunum senin tüm yakınlarınla. Ah, bir dakika... Daha etkili olabilmem için Lou yerine Elizabeth'i mi almam gerekiyordu? Eğer öyleyse hemen Louis'i bırakıp onu getirtebilirim?" Gözlerim anında irileşirken bağırdım.
"Hayır!" Daniell sinsice gülümsedi ve Louis'in yüzüne bir yumruk daha atarak yere yığılmasını sağladı. Ellerinin tozunu silkeler gibi yaparak bana yaklaştığında gözlerindeki eğlence çoktan buhar olmuştu.
"Bu sadece bir ön izlemeydi, Malik. Yarın kararını vermiş olacağını umuyorum." Adamlarına işaret yaparak arkasını döndü ve bulunduğumuz sokaktan çıktı. Adamları da peşinden gittiğinde koşarak Louis'e yöneldim. Kolunu omzuma atıp bana yaslanmasını sağladığım sırada güçsüz sesi birkaç inleme ile birlikte boş sokakta yankılandı.
"Bu... Bu saçmalık da n-neydi?" Onu arabaya taşırken ufak bir küfür savurdum. Her şey beni bulmak zorunda mıydı?
"Şimdi bunu düşünme dostum. Daha sonra konuşuruz."
***
"Onu indirebiliriz." Ona inanamayan gözlerle baktım.
"İndirebilir miyiz? Buna inanıyor musun gerçekten?" Omuz silktim ve başımı yere eğdim.
"Üzgünüm ama bunu yapmam gerekiyor. Eğer ona gitmezsem her gün her birinize teker teker zarar vermeye devam edecek. Sizin zarar görmenizi istemiyorum, anladınız mı?" Liam deponun içinde dolanmayı bir anda keserek olduğu yerde depoyu inletecek şekilde haykırdı.
"Yani kendini onun eline bırakacaksın? Seni istiyorsa bir sebebi vardır!" Yüzümü ellerimin arasına aldım. Yapacak bir şey yoktu. Çevremdeki insanların zarar görmesine izin vermeyecektim. Aynı zamanda Daniell'in planlarını da içeriden öğrenmem gerekiyordu. Bunu onlara söyleyemezdim. Eğer planlarımdan haberleri olursa karışmak isterlerdi. Ve Daniell bunu kesinlikle öğrenirdi.
"Sebebinin ne olduğu umurumda değil! Kimsenin zarar görmesini istemiyorum. Onun yanına geçeceğim. Daha iyi bir seçeneğim yok." Louis'in yanında duran Niall olaylara dolu tarafından bakmaya çalışandı. Ama onların yapabileceği hiçbir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPACE / z.m
FanfictionKimseyi tanımadığın bir boşlukta kime güvenebilirsin? #1. Kitap