31

2.1K 90 25
                                    

"Elizabeth!" Bana seslenildiğini duyduğumda zorlanarak gözlerimi açtım. Aynı tiz ses bir kez daha evin içinde yankılandı. Bu da neydi şimdi?

"Çok yorgunum, odanda mısın?" Annemin sesini duyduğumda irkilerek yatakta doğruldum.

   Kapı kilitli miydi bilmiyordum ve Zayn ile beni bu halde görmesi büyük bir katliam yaratabilirdi.

   Siktir! Lanet olsun, siktir!

   Sakar hareketlerle üzerimdeki örtüye aldırmadan yataktan atladım. Bacaklarıma dolanan örtü beni yere kapaklasa da pes etmedim ve emekleyerek zorla kapıya doğru ilerledim. Topuk sesleri yaklaşmıştı. Anahtar yoktu! Lanet! Kapının tokmağını kavramışken diğer taraftan da bir baskı uygulanmıştı. Tokmak çevrildi ama kilitli olduğu için açılmadı. Tuttuğum nefesi vererek sırtımı kapıya yasladım. Tanrıya şükürler olsun ki kapı kilitliydi.

   O sırada Zayn, yüzünde aptal bir sırıtmayla fısıldadı.

"Ups, kapıyı kilitlediğimi söylemeyi unutmuşum." Ben ona sinirli bir bakış atarken, kapının ardından annemin sesi duyuldu.

"Kapın neden kilitli, Elizabeth?" Örtüyü, vücudumu süzen Zayn'e inat daha fazla üzerime çektim. Bu sırada Zayn'in çıplaklığının fazla göz önünde olduğunu fark ettim. Ah, doğru ya. Örtü benimle gelmişti. Umursayamadım çünkü karşımda çok hoş bir görüntü vardı. Annemin kapıda beklediği gerçeğini hatırladığımda ona doğru seslendim.

"Yorulmadın mı sen ya? Gidip yatsana, hem ben kapımı hep kilitlerim." Annem bıkkınlıkla nefesini verdi.

"Ne halin varsa gör." Topuk sesleri uzaklaştı ve annemin yatak odasının kapısı kapandı. Zayn'e bakmamaya çalışarak yatağa ilerledim ve yattığım yere geri uzandım.

"Kapıya ulaşmaya çalışırken, bana ne kadar komik bir görüntü verdiğini tahmin bile edemezsin." Hâlâ çok uykum vardı, bu yüzden onu görmezden geldim. Gece onun yüzünden çok geç yatmıştım. Uykulu bir sesle mırıldandım.

"Uyuyorum." Zayn kıkırdadı. Hadi ama, uyandığı zamanlarda bu kadar enerjik olmuyordu ki!

"Hmm, öyle mi?" Seri hareketlerle örtünün altına kayıp bedenini yanımdan bana yasladı. Sağ kolu belimi sararken, sol koluyla başımın yanından destek alıyordu. Dudaklarımın üzerinde nefesini hissettim.

"Sana mesaj atıp bara çağıran şerefsizin kim olduğunu tahmin edebiliyorum. Gerçekten, patlamama çok az kaldı. O zaman her şeyden kurtulacağız." Dudaklarıma hafif bir öpücük bırakırken bakışlarım kararlılıkla bakan gözlerine kilitlenmişti. Bu konuda fazla ciddiydi ve ben bana mesaj atanın Daniell olduğunu daha yeni anlıyordum. Çaresizce fısıldadım.

"Zarar görmeni istemiyorum." Zayn hafifçe yanağımı okşadı. Onun bu kadar kararlı olması beni korkutmaya başlıyordu. Çünkü, bu konu açıldığında gözlerine ölümcül bir ifade yerleşiyordu.

"Zarar gören ben olmayacağım." Onu başımla onayladım. Bu konularda ona karışmak istemiyordum. Vurulmamın benim sonsuz merakımdan kaynaklandığını tahmin edebiliyordum ve bu sefer hiçbir şeye karışmayacaktım. Ağır bir darbe daha yaşamak istemiyordum. Zayn bedenini biraz daha bana yaslarken yutkundum. Yüzüne çoktan arsız bir gülümseme yerleşmişti.

"Dün gece çok güzeldin." Başparmağı karnımda daireler çizerken, kızarmamı görmemesi için başımı sağa yatırdım ve yüzümü boynunun girintisine sakladım. Bu konuyu niye açmıştı ki şimdi?

"Zayn, uyu." Zayn yeniden kıkırdadı ve karnımdaki eli bedenimde gezinmeye başladı. Tam kalçama ulaşmıştı ki hızla elini ittim. Nefesi boynumdaydı. Lanet olsun, karnım yeniden kasılmaya başlamıştı ve boğazımdaki düğümlenmeyi hissedebiliyordum.

SPACE / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin