Barı dolduran sayısız insan topluluğu sanki bugün son günleriymiş gibi sonsuz bir eğlence girdabına dalmışken, aynı şeyin benim için de geçerli olduğunu söylemek isterdim. Fakat hislerim bunun yanından bile geçemiyordu. Bu gece zor ve kendimden nefret edeceğim bir gece olacaktı.
Daniell'in sırtımı sıvazlamasıyla, ona döndüm ve fazlasıyla sinsi bir ışıldamanın çökmüş olduğu gözlerine baktım. Onu şu an boğazlayıp öldürebilirdim. Bunu, o daha ne yaptığımı anlamadan yapabilirdim, böylece ondan sonsuza kadar kurtulmuş olurdum. Aynı zamanda bu gece de başımı daha fazla belaya sokmamış olurdum. Kimseyle sorun yaşamazdım. Özellikle de Elizabeth ile. Siktir, bu gecenin nasıl biteceğini kestirmek çok zordu.
"Bu gece fıstık gibi kızlar götüreceğiz dostum. Hem sen de Elizabeth'i tamamen bitirdiğini kanıtlamış olursun ve benim de kafam rahatlar." Elizabeth'in adını ağzına almasına bile katlanamıyorken, bu gece ona ihanet etmemi istiyordu. Gerçekten, onu öldürmemek için ne sebebim vardı ki?
"Senin ikna olman için binlerce kız indirmem gerekir." Daniell bana göz kırptı ve omzumdan henüz çekmiş olduğu ellerini birbirine sürttü. Lanet olası herif.
"Ahh bilirsin, zor ikna olan bir adamım," Onun adam olması bir yana, insan olduğundan bile şüpheliydim. Özellikle de tam şu anda.
"Her neyse, gözüm üzerinde Zayn." Ona gözlerimi diktim ve homurdandım.
"Ne zaman olmadı ki?" Daniell büyük bir kahkaha attı. Benim aksime, o eğleniyor gibi görünüyordu.
"Haklısın! Benim favori adamımsın Zayn!" Senin planlarını tahmin etmediğimi mi zannediyorsun?
Şu an burada olmak yerine Elizabeth ile baş başa başka şeyler yapıyor olabilirdik. Zaten zorla kurallarını esnetebilmiştim. O böyleyken her anın keyfini çıkarmalıydım. Sadece onunla.
***
Babam da yattıktan sonra bir süre televizyon izlemiş, hatırlamadığım birkaç dizinin yeni bölümlerini bakmıştım. Dizide neler döndüğünü bilmesem de bazıları fazlasıyla sürükleyici bile gelmişti.
Sonunda gözlerimin yandığını hissettiğimde ağır adımlarla odama yöneldim. Tam merdivenlere ulaşmıştım ki telefonuma gelen mesaj beni durdurmuş, bütün dikkatimi üzerine çekmişti. Tanımadığım bir numaradandı.
"India Bar. Orada gerçekten görmek isteyeceğin bir şey var. -xx" Kaşlarımı çattım ve yabancı numaraya cevap yazdım.
"Kimsin?" Bekledim. Bir süre cevap gelmeyince mesajı umursamadım. Yanlışlıkla atılmış olabilirdi. Evet, büyük ihtimalle öyleydi. Odama girdim ve dolabıma ilerleyerek giyebileceğim rahat geceliklere baktım. O sırada mesajıma cevap gelmişti.
"Zaman geçiyor ve sen tabloyu kaçırıyorsun. -xx" Unuttuğum geçmişimle alakalı olabilir miydi? Nefesimi verdim, eğer simdi gitmezsem lanet olasıca meraklı tarafım bana uykuyu uyutmayacaktı, bunu biliyordum. Sinirle homurdandım ve üzerime hızla bir şeyler geçirerek evden çıktım. Yolun üzerinde durdurduğum ilk taksiye atladım ve adresi verdim. Eğer bu lanet bir oyunsa sonu kötü biterdi.
Taksi çok uzakta olmayan barda durduğunda parayı uzattım ve seslendim.
"İşim çok fazla sürmez beni burada bekler misiniz?" Taksi şoförü beni onayladığında fazla zengin mekânı gibi görünen kulübe girdim. Burada kimin benimle ne işi olabilirdi ki? Gözlerimi etrafta gezdirdim. Kalabalığa karışmadan barın bulunduğu yöne ilerledim. Çok geçmeden telefonum yeni bir mesajla titremişti.
"Sol taraftaki koridor odalara çıkıyor. Gözün orada olsun, güzelim. -xx" En sondaki güzelim kelimesine gözlerimi devirdiğim sırada, yine de bakışlarım istemsizce soldaki koridora kaymıştı. Birkaç kapı buradan görünüyordu bile. Görmem gereken şey neydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPACE / z.m
FanfictionKimseyi tanımadığın bir boşlukta kime güvenebilirsin? #1. Kitap