◆'27'◆

30.4K 2.6K 3.8K
                                    

Bay Byun tekerlekli sandalyemi kenara çekip yanıma diz çöküyor.

"Eminim Doktor Seokjin sana çok iyi bakacaktır Jungkook. Tedavi biter bitmez seni almak için geri döneceğim. Güçlü ol evlat."

Elini omzuma koyup sıktığında, ona ifadesiz bir bakış gönderiyorum.

Zavallı adam... Aylardır aslında hasta olmayan birine bakıcılık ediyor. Her ne kadar insanları kandırmak hoşuma gitmese de görevim gereği bunu yapmak zorundayım. Bay Byun, hiç pas vermeyip umursamaz davranmama karşın benden beklentisini hiç kesmedi ve iyileşeceğime inandı. Bu yüzden eğer gerçekten hasta olsaydım ona fazlasıyla minnettar olurdum ki şimdi de öyleyim.

Mutlu olsun diye dudaklarımı hafif yukarı kaldırıp gülümser gibi oluyorum. İşe yarıyor.

"Bana gülümsediğin günü de gördüm ya, gözüm açık gitmem!" diyor sevinçle. "Sanırım bunu Bayan Martin'e borçluyuz. O seni değiştirmeyi başardı."

Ah... Bayan Martin.

"Bay Byun!"

Duyduğum sesle ifadesiz görüntümü korumaya çalışarak başımı karşıya çeviriyorum. Jin hyung yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bize doğru geliyor.

"Bay Kim, nasılsınız?"

"Gayet iyi, ya siz?"

İkisi laflarken Jin hyungu inceliyorum. Bay Byun, Jin hyung'u benim fizik tedaviden sorumlu doktorum sanıyor.

Hyung'un gözleri şiş olsa da enerjisi ve neşesi yerinde görünüyor.

"Jungkook'u size emanet ediyorum. Lütfen ona iyi bakın." diyor Bay Byun.

"Hiç şüpheniz olmasın, Kookie emin ellerde." diyor hyung kocaman gülümsemesiyle.

Bay Byun bizimle vedalaştıktan sonra, beni getirdiği bu hastaneden ayrılıyor.

Jin hyung bana gülümseyip tekerlekli sandalyemi kavrıyor ve ofisi olduğunu düşündüğüm yere doğru sürüyor. İnsanların arasından geçtiğimiz sırada hasta rolümü yapmaya devam ediyorum.

Ofise girdiğimizde Jin hyung kapıyı kapatıp, önlem olsun diye kilitliyor. Sonunda oturmaktan bıktığım sandalyeden kalkıp bacaklarımı esnetiyorum.

"O kadar uzun süredir hiçbir şey yapmadan oturuyorum ki neredeyse çıldıracaktım." diyorum bacaklarımı oynatarak.

Hyung bir kahkaha atıyor ve gelip bana sarılıyor. "Seni özlemişim Kook."

Sarılışına karşılık verirken bir bebek sesi duyunca şaşkınlıkla etrafıma bakınıyorum. Sonra çalışma masasının yanındaki bebek arabası gözüme çarpıyor.

"Ah, bugün Jimin ile baba oğul çalışmaya geldik." Diyor hyung alayla.

Hayretle gülüp bebek arabasına doğru ilerleyip eğiliyorum.

"Tanrım yanakları çok tombul!" diyorum dayanamayıp yanaklarını sıkarken.

"Bu sen misin Bad Bunny? Yoksa Cute Bunny mi demeliyim?" diyor hyung gülerek.

Gülüp gözlerimi deviriyorum. Jimin pörtlemiş gözleriyle bana bakıp minik ve tombul eliyle benim elime vuruyor.

Yanaklarını sıkmayı bırakıp yüzünü inceliyorum. Gözlerinin biri yeşil, diğeri kahverengi olduğu için değişik cins bir kedi yavrusuna benziyor.

"Dudaklarını senden almış hyung."

"Tabii ki. Büyüyünce en az babası kadar yakışıklı olacak benim oğlum."

• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin