Minik Jimin, sonunda yorularak başını yastığa gömdü.
Korkudan o kadar çok bağırarak ağlamıştı ki; ses telleri ruhunu kaybetmiş, boğazına hançer saplanmışcasına bir acı hissediyordu.
Suratına tokat atılarak susturulmak için henüz çok küçüktü Jimin. Böyle şiddetli bir muameleyi hak etmiyordu.
Küçük yaşına rağmen iyi olanı ve kötü olanı ayırt edebilecek kadar zekiydi. Mesela onu zorla kaçıran ve buraya getiren adam, kötü bir adamdı. Onu bu büyük, karanlık ve korkutucu odaya kilitleyip gitmişti.
Annesi yoktu, babası yoktu, tanıdığı hiç kimse yoktu. Ama belki de onu geri almak için gelirlerdi değil mi?
Gelirler miydi?
Neredeyse kapkaranlık olan odanın içerisine giren tek ışık hafif aralık perdenin arasından sızan ay ışığıydı. Jimin, karanlıkla yüzlerce korkutucu göz kendisini izliyormuş gibi hissediyor, korkudan ve üşüdüğü için titriyordu.
Şimdi burada değil de sıcak ve güvenli evinde olmayı dilerdi. Yumin'le ve Alyssa ile oynamayı, gıcık Taehyung'u kızdırmak için Hyunji'ye sırnaşmayı, Aeda ve Hoseok öpüşmek üzereyken aralarına girmeyi, annesinin sıcak kollarında olmayı ve babasının göğsünde uyumayı...
Dışarıdan gelen takırtılarda daha da korkup gerildi ve üstündeki ince battaniyeyi yüzüne kadar çekti. Konuşma ve bir şeylerin kırılmasına benzer sesler gittikçe artarken Jimin'in kurumaya yüz tutmuş göz pınarlarından birer yaş daha damladı.
"Jimin!" dedi kalın bir ses. "Neredesin?!"
Bu sesi tanıyordu. Bu gıcık Taehyung'un sesiydi!
Heyecanla battaniyeyi başından çekip yerinde doğruldu, fakat karşılaştığı tek şey zifiri karanlık olmuştu. Bağırmak istedi, ama sesi çıkmıyordu. Ne kadar denerse denesin, sesini duyuramıyordu. Boğazı acıyor, beni zorlama dercesine isyan ediyordu. Umutsuzca sessizlik içinde ağlamaya başladı. Artık hıçkırıkları bile sessiz çıkıyordu.
Taehyung sürekli ona seslenirken, ona cevap veremiyordu.
"Sen cesur bir çocuksun, değil mi Jimin-ah?"
Annesinin sesi doldu kulaklarına.
"Karanlıktan korkma. Karanlık senden korksun. Bu yüzden artık gece lambasına ihtiyacın yok."
Annesi bu sözleri onu gece lambası alışkanlığını bırakması için söylemişti, ama bu sözler şu an farklı bir anlam kazanmıştı.
Jimin derin bir iç çekip burnunu tişörtünün koluna sildi ve yatağın üstünde dorğulup içeriye biraz daha ışık girmesi için perdeyi çekmeye çalıştı. Fakat bir türlü çekememişti. En sonunda pes edip yataktan indi ve, karanlığa doğru titrek adımlarla yürüdü.
Eğer kapıyı bulursa, kapıya vurup Taehyung'un onu duymasını sağlayabilirdi. Ellerini öne doğru uzatıp dümdüz yürümeye devam etti. Önüne çıkan birkaç engele takılıp düştü, ama pes etmedi. Kalktı ve ilerlemeye devam etti. Taehyung'un sesi gittikçe uzaklaşıyordu. O gitmeden önce kapıyı bulmak zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •
Action[05.12.17 / Aksiyon #1] [02.10.20 / Hayrankurgu #1] Alyssa Martin, sosyal görevi için bir akıl hastanesine gider. Görevi yasal bir yetimhaneye gidene kadar orada tutulan çocuklara bakıcılık etmektir. Fakat bu hastanede, hayatını tekerlekli sandalye...