• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •

◆A◆

Sa ben geldim

Medya baby chimchim

İyi okumalar~

***

"Hoseok... Ağaç dalından baş aşağı sarkarak ne yapmaya çalıştığını sorabilir miyim acaba?"

"Şşş, konsantre olmaya çalışıyorum."

Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. ISD kalesinde onu arayıp durmuş, en sonunda bahçedeki antrenman bölgesine gelmiştim. Dayım da benimle gelmişti.

"Muhtemelen maymunların doğasını anlamaya çalışıyordur. Duyduğuma göre atlar ve maymunlar çok iyi anlaşıyormuş."

Dayımın söylediği şeye gülmemeye çalıştığım sırada, kollarını göğsünde birleştirmiş hiçbir tepki vermeden bacaklarını kullanarak ağacın dalından baş aşağı sarkan Hoseok birden bire sırtında duran ok ve yayını çıkararak hedef alıp oku fırlattı. Saniyeler içinde olan şeye anlam veremezken şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırıp okun gittiği yere baktım.

Tanrım! Hoseok'un sarktığı ağacın tam karşısında ama oldukça uzakta duran başka bir ağacın üstünde hedef tahtası vardı ve ok tam ortaya saplanmıştı.

Bu kadar uzaklıktan üstelik baş aşağı dururken ok atabilmesi oldukça havalıydı.

"Woah! Harikaydı!" dedim alkışlayarak.

"Sana söylemiştim. Maymunların doğasını kaptığı için bu kadar başarılı oldu." dedi dayım alayla.

Hoseok takla atarak ağaçtan indikten sonra dayıma bakıp göz devirdi. "Benimle uğraşma hyung. Gidin noonayla üçüncü çocuğunuzu falan yapın."

"Aish, şu velede bak. İyice Night'a benzedi..." dedi dayım ona kınayıcı bir bakış atarak.

Güldüm. "İki tane canavar kuzen yeterli, daha fazla almayayım teşekkürler."

Dayım gülüp göz devirerek uzaklaşırken ben kıkır kıkır gülüyordum.

Hoseok sırıtıp üstünü silkedi ve başını sağa sola salladı. "Biraz başım döndü. Baş aşağı durup konsantre olmak zor iş."

"Bana da öğretsene!" dedim hevesli bir şekilde yerimde hafifçe zıplayarak.

Kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Neyi?"

Gozlerimi devirdim. "Sence? Ok atmayı tabii ki!"

Sırıttı. "Şimdi de Falcon olmaya mı karar verdin?"

"Eh, Morbid Angel olmak pek bana göre değil." dedim omuz silkerek.

"Niye? Yoongi'yi konuştururken gayet memnundun Morbid Angel olmaktan."

İmalı yüz ifadesine bakarken alayla güldüm. Hiç olmadık zamanlarda kıskançlığı tutabiliyordu.

Gözlerimi etrafta gezdirip muzip bir gülümsemeyle ellerimi ceplerime soktum. "Şey, bilirsin o sarışındı ve-"

"Sarışın mı? Ne olmuş sarışınsa?! Senin etkilenebileceğin tek sarışın benim!" dedi işaret parmağını bana doğru sallayarak.

Kelimeleri uzata uzata konuşurken komik ve sevimli görünüyordu. Güldüm ve yaklaşıp ayak ucunda yükselerek yanağına bir öpücük kondurdum. "Öylesin zaten." yanından geçip az önce fırlattığı oka doğru ilerledim. Yürürken ona dönüp, "Ama dip boyan gelmiş." dedim kıkırdayarak. Gözlerini devirerek gülerken peşimden geldi.