Hoseok çatı bacasının üstüne çıkmış, neredeyse gözlerine soktuğu dürbünüyle pür dikkat etrafı -belki de manzarayı- inceliyordu.
ISD'den ayrılmış olmam gerekirdi ama Hoseok ve Tae sağolsun her gittikleri her yere beni de zorla götürdükleri için ayrılamamıştım.
Jungkook'tan kaçan kadın suçlu Lee Jang Yum'u yakalamak için herhangi bir iz arıyorduk. Olayın geçtiği evin çatı katındaydık. Sanırım Hoseok kadını gökyüzünde uçarken bulmayı umuyordu çünkü dürbünle etrafa bakmasında başka mantık arayamıyordum.
Taehyung anbu maskesini çıkarıp etrafa baktıktan sonra gözlerini yukarı çevirip bacada duran Hoseok'a baktı.
"Elf gözlerin neler görüyor Hoselogas?"
Ben bir kahkaha atarken Hoseok dürbünü gözlerinden çekip Taehyung'a ters bir bakış attı.
"Ahh affedersin yanıldım, Unicorn gözlerin neler görüyor demeliydim."
Hoseok gözlerini kıstı. "Seni ben şimdi-"
"Hey! Çatı güvercinleri!"
Arkamızı döndüğümüzde Jasmin yengem eliyle gel işareti yapıyordu. "Buraya gelin. Bir şey bulduk."
Taehyung giydiği uzun kabanı bir pelerinmişçesine çevirerek, "Gözlerini yormana gerek yok Hoselogas. Gidelim!" dedi ve havalı bir şekilde yürümeye başladı.
Hoseok bacadan atlayarak yere indiğinde gıcık olmuş bir şekilde arkasından bakıyordu. "Bir gün onu cidden döveceğim."
Güldüm ve kolundan tutup ilerledim.
Çatı katından inip evin içine girdiğimizde yengem evin dış kapısının önünde elinde çiçekli bir fular ile duruyordu. "Sanırım kaçığımız bunu düşürmüş."
Dayım kapının kenarındaki kan izini işaret etti. "Kaçarken sertçe buraya çarpmış ve bacağını yaralamış olmalı. Kapının keskin kenarı onu kesmiş."
Bıkkınca bir nefes verdim. Her taraf kan içindeydi ve burada ruhum daralıyordu. Ayrıca Jungkook'un öldürdüğü adamın cesedi hâlâ salondaydı.
"Bir daha beni böyle yerlere getirmeyin." dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.
"Yah, sen hala Coldfire'sın. Bunlara alışman gerek." dedi Tae kolunu omzuma atıp saçlarımı karıştırarak.
Hoseok onu yakasından tutup geriye doğru sertçe ittirdi ve kendi kolunu omzuma koydu. "Eğer onları görmek istemiyorsan benim yakışıklı yüzüme bakabilirsin bebeğim." dedi göz kırparak yüzüme doğru eğilirken.Güldüm. Yanaklarının kenarlarında beliren minnacık gamzeler yüzünden o kadar sevimli görünüyordu ki bazen onu ısırmak istiyordum.
Dayım da az önce Hoseok'un Tae'ye yaptığı gibi, Hoseok'u yakasından tutup uzağa çekti ve kendi kolunu benim omzuma koydu. "Çok yılışma."
İyice oyuncağa dönmüştüm. Dünyanın en sahiplenici dayısı bahse girerim benimkiydi. Hatta yakında ona baba demeye başlayacaktım.
"Hey! Göreve odaklanın biraz. Bu ne yahu! Yokluğumda iyice gevşemişsiniz." dedi Jasmin yengem kızarak.
"Aslında sen yokken oldukça huzurluyduk noona, neden geri dönüp çocuklarına bakmıyors- ah!"
Taehyung ensesine yediği şaplakla sesini kesmişti.
"Bundan böyle sana huzur yaşatmayacağım velet." dedi yengem gözlerini kısarak ona bakarken.
"Bence geri dönmesi çok iyi oldu. Bu iki hergeleyle bir başıma idare etmek ne kadar zor biliyor musun?" dedi dayım bana bakıp eliyle Hoseok ve Tae'yi göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •
Hành động[05.12.17 / Aksiyon #1] [02.10.20 / Hayrankurgu #1] Alyssa Martin, sosyal görevi için bir akıl hastanesine gider. Görevi yasal bir yetimhaneye gidene kadar orada tutulan çocuklara bakıcılık etmektir. Fakat bu hastanede, hayatını tekerlekli sandalye...