Bir yalana yakalandım;
Henüz masumken buldu beni
Kendimi bu yalandan kurtaramıyorum,
Gülüşümü bana geri ver...***
Bad Bunny, göz kapaklarını ağır ağır yukarıya kaldırdı.
Hâlâ şiddetle sarsılan bu evden hemen çıkması gerekiyordu fakat bedeni gittikçe güçsüz düşüyordu. Aklına Stain'in onlara daha önceden vermiş olduğu enerji hapları geldi. Belki bir nebze de olsa işe yarayabilirlerdi. Elini ceketinin ceplerine sokup zar zor hapı bulduktan sonra zorlukla yuttu.
Masanın üstüne düşen büyük taşlar irkilmesine neden oluyordu. Muhtemelen üzerinde o masa olmasa şimdi ölmüş olurdu.
Nightmare onu bırakmak zorunda kalmadan önce, yapabileceği en iyi iyiliği yapmıştı.
Kendini zorlayıp doğruldu ve yere tutunurak başının dönmesinin geçmesini bekledi. Evin sarsıntısı da eklenince baş dönmesi daha beter bir hal alıyordu. Zorlukla doğrulup masanın altından etrafa baktı. Hemen sağ tarfta bir pencere görünce gözleri irileşti.
Tavanı kontrol ederek yalpalaya yalpalaya masanın altından çıktıktan sonra çatlamış camı açtı ve dışarıya baktı. Birkaç metre ötede büyük bir ağaç duruyordu. Kanca tabancasını çıkarıp ağacın kalın dalına hedefledi ve tetiği çekti. Kanca ağacın dalına saplandı. Bad, derin bir nefes alıp. Tabancaya sımsıkı tutundu ve camdan atladı.
Yere düşmesine ramak kala ip onu hızla yukarıya doğru çekti. Ağaç dalına ulaşınca sıkıca dala tutunup tırmandı, fakat birkaç saniye sonra gözleri karardı ve kolları gevşedi. Alttaki dallara çarpa çarpa aşağıya düşerken, son anda bir dala tutunup düşüşünü yavaşlattı. Fakat gücü yetmiyordu. Bir saniye sonra parmakları tutunma işlevini yitirdi ve yere düştü. Sertçe yere çarpan kafasının arka kısmından kan gelirken göz kapakları yine ağır ağır aşağı indi ve bilincini kaybetti.
~•~
Genç adamın duyuları yenice ortaya çıkarken algıladığı ilk şey yeni boyanmış oda kokusu olmuştu. Gözlerini yavaşça açtı. Beyaz tavana dik dik bakarken kaşları hafifçe çatıldı.
Başını yavaşça sağ tarafına çevirdiğinde serumuyla ilgilenen hemşireyi fark etti. Hemşire onun uyandığını görünce, yüzünde büyük bir şaşkınlık ifadesi belirdi ve hızla odayı terk etti. Genç adam neler olduğunu idrak etmeye çalışırken etrafını inceledi. Krem rengine boyanmış, yattığı yatak dışında içinde pek fazla eşya olmayan bir odadaydı.
Kapının sesini tekrar duyunca başını oraya çevirdi. Takım elbise giymiş, kalıplı ve orta yaşlı bir adam yüzünde zafer kazanmışcasına bir gülümsemeyle içeriye girip, önünde durdu.
"Sonunda uyandın, Jeon Jungkook." dedi düşmansı bir tavırla.
Genç adam gözlerini kısarak ona baktı. "Ne? Siz kimsiniz? Adımı nereden... Dur, benim adım Jeon Jungkook mu?"
Takım elbiseli adam şaşkınca kaşlarını çatarken kapıda duran hemşireye seslendi. "Çabuk bana doktoru çağır."
Hemşire hızla oradan ayrılırken takım elbiseli adam şüpheyle kollarını göğsünde birleştirdi. "Sen, hiçbir şey hatırlamıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •
Hành động[05.12.17 / Aksiyon #1] [02.10.20 / Hayrankurgu #1] Alyssa Martin, sosyal görevi için bir akıl hastanesine gider. Görevi yasal bir yetimhaneye gidene kadar orada tutulan çocuklara bakıcılık etmektir. Fakat bu hastanede, hayatını tekerlekli sandalye...