Süpriz!
***
Kirli sakallı ve uzun boylu adam, önüne dizilen bir grup genç kızı ilgiyle inceledi.
5 genç kız, zorla yaka paça buraya getirildikleri için üstleri başları darmadağın olmuştu. Hepsi korkuyla birbirlerine, etrafa ya da karşılarındaki adama bakıyorlardı.
"Eğlenceli evimize yeni simalar katıldığını görmek çok güzel." ürkütücü bakışları olan adam yaslandığı masadan kalkıp ellerini sırtında birleştirdi ve kızları inceleyerek, etraflarında yürüdü. Sonra karşılarında durup tek tek hepsiyle göz teması kurdu. "Merak etmeyin kızlar. Size zarar vermeyeceğiz. Bildiğiniz gibi ara sıra buraya değerli askerlerimiz uğruyor. Sizin yapmanız gereken tek şey onları biraz rahatlatmak."
Kızların içindeki korku ve endişe daha da büyürken, içlerinden bazıları çoktan ölmek istediğine karar vermişti bile.
"Onları rahatlatmak karşılığında size yemek ve barınma imkanı sağlayacağız. Yeterince açık, değil mi?"
Kızlar adamla göz teması kurmamaya çalışıyordu. Hepsi hayatlarının geri kalanını acı içinde geçireceklerinin farkındaydı. Hem yaşamak istiyor, hem de ölmek istiyorlardı.
Dehşet verici bir ikilemde kalmışlardı.
"Kaisa, onları hazırla ve odalarına yerleştir." dedi adam.
Orta yaşlı bir kadın, yanındaki korumalarka birlikte kızların kollarından tutup onları odadan çıkardı. Uzun bir koridordan geçtikten sonra yukarıya yönelen merdivenlerden çıktılar.
Ahşap ev, içki ve uyuşturucu kokuyordu.
Kızların hepsi ayrı ayrı odalara yerleştirilip ayak bileklerinden yatakların demir başlığına zincirlenmişti.
Kaisa bu işten nefret ediyordu fakat yaşamak için başka çaresi yoktu, eğer dediklerini yapmazsa Hogwon çocuklarına ya da ona zarar verebilirdi.
Zavallı kızlar, diye düşündü. Onlara yardım edemiyor olmak canını yakıyordu.
Genç kızlar sessizce gözyaşı dökerken başlarına gelecek korkunç şeylerden habersizlerdi.
Yeong Songhwa, sadece 17 yaşında, ileride hemşire olmayı düşleyen bir kızdı. Siyah saçları beline kadar uzanıyordu; çekik ve biçimli gözleri ve küçük burnu onu herkesin gözünde harika kılıyordu.
Keşke çirkin olsaydım, diye iç geçirdi. Çünkü bu lanet herifler, sadece güzel ve fiziği fit olan kızları seçiyordu.
Diğerlerinden daha küçük olsa da her şeyin farkındaydı Songhwa. Daha önce bununla ilgili filmler izlemişti. Köylerinden zorla kaçırılıp geneleve getirilen ve acımasızca tecavüze uğrayan masum kızlar...
Bir gün aynısının kendi başına geleceğini asla tahmin edemezdi. Korkuyordu ama soğukkanlılığını koruması gerektiğini de biliyordu.
Gurim kasabasında böyle bir yer olduğundan haberi bile yoktu. Burası canayakın insanların yaşadığı, huzurlu bir yerdi. Böyle iğrenç insanlar nasıl burayı bulup mesken edebilmişti? Üstelik 'asker' dedikleri de kim oluyordu? Muhtemelen Güney Kore'ye sızmayı başaran Kuzey Koreli teröristlerdi.
Kendisine yapılacaklar daha şimdiden gözünün önünde canlanınca Songhwa ürperdi ve kollarını kendine sardı.
Bulunduğu odada küçük bir tuvalet odası ve üstünde durduğu yatak dışında hiçbir şey yoktu. Ayak bileği yatağın demirine zincirlenmişti. Onu evinden zorla çıkarıp kaçıran adamlar tarafından sürüklenirken gördüğü kadarıyla vardı. Kaçma imkanı yoktu. Zaten böyle köhne ve çoğu insanın varlığından bile habersiz olduğu bir yerde, kaçsa bile muhtemelen ormanın içinde ölüp giderdi. Songhwa dirençli biri değildi, kolayca güçsüz düşüp hasta olabilirdi ve bunu kendisi de biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •
Action[05.12.17 / Aksiyon #1] [02.10.20 / Hayrankurgu #1] Alyssa Martin, sosyal görevi için bir akıl hastanesine gider. Görevi yasal bir yetimhaneye gidene kadar orada tutulan çocuklara bakıcılık etmektir. Fakat bu hastanede, hayatını tekerlekli sandalye...