Başucundaki alarm, 7.00'ı gösterirken acı bir sesle ötmeye başladı. Sam başını gömdüğü yastıktan kaldırmadan alarmı tek bir darbeyle susturdu. Yumruğunun etkisiyle yere düşen alarm, bu kez de kırılmamıştı. Üzerindeki sıcacık yorganı istemeyerek kaldırırken ışığa uyum sağlamaya çalışan gözleri bir hayli kısılmıştı. Ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra kendinde gelmek için bir bardak kahve içti ve aceleyle giyinip evden çıktı. Yine bir okul günüydü. Lise ikinci sınıfa giden Sam, eğitim hayatından pek de memnun değildi. Her öğrenci gibi okulsuz bir hayatın mükemmel olacağı görüşünde olsa da okumadan bir yerlere gelmesinin de imkansız olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden her sabah herkesten çok sevdiği yatağından kalkıyor ve okuluna gidiyordu. Bugün de her zamanki gibi okul kapısından içeri girdi. Hava ürpertici derecede soğuktu. Alacakaranlık azalmış, doğmakta olan güneşin parıltısı üç katlı okulun camlarından yüzüne yansımıştı. İçi sıcacık ve havasız olan sınıfına girerek en arkadaki sırasına oturdu. Sınıfa herkesten önce girerek cam kenarına kurulmayı ve müzik dinlerken insanları gözlemlemeyi çok seviyordu. Birkaç dakika sonra sınıfın geri kalanı da gelmeye başladı ve herkes geldiğinde öğretmen sınıfa girdi. Sam ilk dersin matematik olduğunu öğrendiğinde başını kollarının arasına gömme isteğinden zorlukla kurtuldu ve öğretmenin tahtaya yazdığı formülleri çözmeye çalıştı.
"Doğru cevap C şıkkı!" El kaldırmasına rağmen söz hakkı almayı beklemeden atılmıştı. Bu durum katı kuralları olan öğretmenini her zamanki gibi bir hayli rahatsız etmişti. Cevap anahtarına baktıktan sonra heyecanla onay bekleyen Sam'e gözlerini dikti.
"Doğru, fakat bu işlemi kalem oynatmadan çözmüş olmanız gözlerimi yaşarttı doğrusu. Bir dahaki sefere cevap anahtarına baktığınızda en azından soruyu kendiniz çözmüş gibi yapabilirsiniz bay Sam." Sam, karmaşık problemleri ve denklemleri birkaç saniye içerisinde çözme yetisine sahipti. İşlem basamaklarını hayal ederek çözdüğü soruları sıfır hata payıyla sonuca ulaştırıyor, bütün bunları kalem ve kağıtla yapmaya çalıştığı zaman ise dikkati dağılıveriyordu. Bu yeteneğini keşfeden babası, oğluyla gurur duymakla birlikte ona inanan tek kişi olma potansiyeline sahipti.
"Ama..."
"Hep aynı palavradan bıkmadınız mı? Eğer soruyu çözebiliyorsanız bunu kopya çekerek değil, kendi emeğinizle başarmış olmanız gerekiyor." Sam karşılık vermedi ve şaşkınlıkla ona bakan sınıfın karşısında bıkkınlıkla kafasını sıraya koydu. Çok geçmeden uykunun şefkatli kollarına
kendini bırakmıştı. Ona birkaç dakika gibi gelen birkaç dersten sonra ön sıradaki arkadaşının kendisi dürtmesiyle uyandı."Hey! Uyanmak isteseydim kendim kalkabilirdm."
"Saçmalama Sam. Seni uyandırmamın bir sebebi var. Herkesin girmesinin zorunlu olduğu bir testten bahsedildi. Sınıfta bir tek sen kaldın ve uyandırmamı söylediler." Sam kafasını kaldırıp sınıfa göz gezdirdiğinde gerçekten herkesin gitmiş olduğunu fark etti.
"Ne testinden bahsediyorsun?" Matematik defterini çantasına yerleştirirken ayağa kalktı.
"Bilmiyorum, net bir şey söylemediler ama muhtemelen bursluluk sınavı gibi bir şeydir." Bir tek bursluluk sınavında kopya muamelesi yemediğim kalmıştı. Diye düşündü ve çantasının tek kulbunu takarak sınıftan çıktı. Okullarında bulunan boş sınıfın önündeki kalabalık, meraklı gözlerle kapının önünde duran takım elbiseli iki adama bakıyordu. Kapalı ortamda olmalarına rağmen ikisi de gözlük takıyor ve kıllarını bile kıpırdatmadan karşıya bakıyorlardı. Sam bu durumu garipsese de bir an önce sırasının gelmesinden ve eve gitmekten başka bir şey istemiyordu. Sonunda önündeki sıra bittiğinde içeri girdi ve kapıyı kapattı. Sınıfı öylesine değiştirmişlerdi ki bir an için kendini hastanedeymiş gibi hissetti. Beyaz örtülü bir yatağın iki yanında duran hemşireler, ellerinde bir takım elektrot benzeri aletler tutmaktaydı. Yatağın yanındaki masada oturan laboratuvar önlüklü adam ise elinde tuttuğu anketteki soruları inceliyordu. Masada duran isimlerin hepsinin yanında çarpı işareti olmakla beraber Sam'in isminin karşısında kırmızı bir soru işareti durmaktaydı. Duvar kenarına dizilen çift monitörlü bilgisayarların ekranlarındaki garip şekillerde grafikler ve isimler bulunuyordu. Sam şaşkınlıkla etrafı incelerken hemşirelerden biri gülümseyerek yatağı işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genç Koruyucular (Bitirildi)
Science FictionGizemli tılsımın Dünya'ya düşüşünün ardından aylar geçmişti. Hiç kimsenin çözemediği bu kompleks maddeyi bir tek onun frekansındaki seslere duyarlı olan seçilmiş beyinler çözebilirdi. Işte bu beyinler birleşerek Genç Koruyucular'ı oluşturdu. Artık h...