18. Bölüm

133 24 0
                                    

Sam tabancasının kabzasıyla sahte Casey'i bayılttı ve düşünmeye başladı.
"Ne yapacağız? Buradan çıkmamız gerekiyor."
Takımdaki herkes şaşkın gözlerle yerde yatan adama bakıyor ve buradan nasıl kaçacaklarını düşünüyordu. Maskelerini yırtmışlardı ve güvenlikler burada olduklarını biliyordu.
Sam :
"Sakin olalım, buradan tek parça çıkmak istiyorsak gizlenmeliyiz." Harry :
"İyi ama nasıl? Bu herifin baygın olduğunu görürlerse hemen bizi aramaya başlarlar."
"O halde kapıyı kilitleyip çıkarız ve hepimiz ayrı bir şekilde partinin içine karışırız. Herkes yere bakarak yürüsün ve acil çıkış kapılarından sızalım."
Bu fikir gayet mantıklıydı. Hemen uygulamaya geçtiler ve tuvaletten çıkıp kapıyı kilitledikten sonra güvenliklerin yanından geçmeye başladılar. Çoğu kişi onları yere bakarak ve yavaşca yürüdükleri için sarhoş sanıyordu. Güvenlikler ise bu 5 kişiden şüphelense de yüzlerini görmedikleri için müdahale etmediler.

   Bir güvenlik uzun süre gelmeyen çakma Casey'i kontrol etmek için tuvalete gitti ve kapıyı açmaya çalıştı. Kapı kilitliydi. Tıktıklamayı denedi.
"Casey. İyi misin?"
Yerde yatan adam uyandı. Başının ağrısından gözleri kararıyordu. Kafasından alnına süzülen kan kurumuş, kanaması durmuştu. Lavabonun kenarından tutunarak ayağa kalktı ve kapıya döndü.
"Onlar burada. Gizlice girdiler ve kaçmaya çalışıyorlar. Hemen yakalayın onları!"
Güvenlik hemen telsizini açtı ve anons geçti.
"Merkezden tüm birimlere. Şüpheli 5 kişiyi hemen yakalayın. Kaçıyorlar." Çıkış kapısının önüne kadar gelmişlerdi. Sam kapıya elini attı ve kulbunu çevirdi.
"Durun!"
Görevliler onları yakalamıştı. Hepsi silahlarını doğrultmuş ve ateşe hazırlardı. Disko, o sırada havaya ateş açan bir güvenlik sebebiyle boşalmaya başlamıştı. Sam kapıyı açtı ve ellerini kaldırdı. Kurtuluşları olan boş sokak bir adım ötelerinde duruyordu. Fakat  kaçmaya çalışırlarsa delik deşik olurlardı. Kalabalık güvenlik grubunun ortasındaki kişi bir adım öne çıkarak bağırmaya başladı.
"Eğer kaçmaya ya da ani bir hareket yapmaya çalışırsanız sizi tereddüt etmeden vururum!" Takım çaresizce Sam'i izlerken o ellerini kaldırmış ve soğukkanlı bir şekilde karşısındaki grubu incelemeye başlamıştı. Buradaki ekibin Casey tarafından gönderildiği aşikardı. Casey onları öldürmekten çok ele geçirmeye çalışan bir insandı. Bu sebeple korumalar tetiğe basmadan önce defalarca düşünmek zorunda kalacaklardı. Bu ikilemin kaçmaları için gereken zamanı sağlayacağını anlayan Sam, planını oluşturmuştu. Gözlerini birkaç saniye kapalı tutarak telepatik iletişim için kendini hazırladı.

"Ashley, kalkanı oluşturman için gereken süreye sahipsin. Kafalarımızı koru ve Ted'in hamlesinin ardından bize katılıp kaçmaya başla. Ne zaman başlayacağımızı sen belirleyeceksin." Ashley yere bakarak kafasını salladı.

"Ted, adamlar bizi canlı ele geçirmeyi hedefliyor. Kaçmaya başladığımızda önce uyarı atışı yapacaklar. Hemen ardından hızını kullanarak silahlarının yönlerini değiştirmeni istiyorum. Sağ baştaki metalik renkteki silahın emniyeti kapalı. Onu pas geç. Anladın mı?" Ted gülümseyerek Sam'e baktı. O sırada Marria ve Harry de telepatik iletişim kurduklarını anlayarak gülümsedi.

"Komik olan ne? Hemen diz çökün ve ellerinizi başınızın arkasına koyun." Ashley parmaklarını kıtlattı.

"Mermilerinizin bir işe yaramayacak oluşu oldukça komik doğrusu." Adam kaşlarını çatarak Ashley'e baktığında Sam bağırdı.

"Şimdi!" Marria ve Harry kendini dışarı atarken Ashley kafalarının hizasında oluşturduğu enerji dalgası ile takımı korumaya aldı. Ortadaki korumanın uyarı atışından sonra Ted kimsenin göremeyeceği bir hızda silahların yere düşmesini sağlayıp kaçmakta olan takma katıldı. Ara sokaklara giren takım nereye ulaşmaya çalıştığını bilmeden kaçıyordu. Güvenlikler de peşlerinden gidiyor ve yakalamaya çalışıyorlardı. Dar sokaklardan hızla kaçan takım hiç dönmemesi gereken bir yerden döndü ve çıkmaz sokak ile karşılaştılar. Önlerinde üstüne grafiti yapılmış bir duvar, duvarın yanında çöp konteynerları ve karton kutulardan başka bir şey yoktu. Tırmanacak veya atlayacak herhangi bir yer de görememişlerdi. Güvenliklerin ayak sesleri gittikçe yaklaşırken Sam çöp konteynerlarına baktı.
"Buna mecburuz."

"Ama burası iğrenç kokuyor!" Diye sitem etti Ted.
Sam :
"Bir dahakine beş yıldızlı otelde saklanırız Ted. Yeter ki sessiz ol."
Kusmak üzere olan Ted tişörtüyle ağzını kapatırken
"Tamam." Diyebildi.
Güvenlikler sonunda gelip çıkmaz sokağı incelediklerinde etrafta kimse olmadığını düşünerek zaman kaybetmemek için oradan hızla ayrıldılar ve başka yerleri aramaya başladılar. Harry kafasını dışarı çıkardı ve etrafa bakındı.
"Gelin, burada kimse yok."
Herkes kendini hızla dışarı attı ve temiz havayı solumanın zevkini yaşadı.
Sam :
"Hadi gidelim buradan. Ucuz atlattık."
  

Takım üssün kapısından girdiği anda etrafı çöp kokusu sardı ve bilim insanları şaşkınlıkla onları seyretmeye başladı. Sam merdivenden inmekte olan Profesör'ü gördü ve bir bahane aramaya çalıştı. Gerçekleri söyleyemezdi. Casey'i yakalamaya gidip az daha ölüyorlardı. Profesör gelmekte olan takımı görünce Adımlarını hızlandırdı ve takıma doğru gelirken söylenmeye başladı.
"Neden yaptınız bunu, Hepiniz iyi misiniz?"
Profesör yaklaştıkça çöp kokusunun arttığını fark etti ve durmak zorunda kaldı. "Bu koku sizden mi geliyor?"
"Evet"
"Hemen odalarınıza gidip temizlenin ve konuyu ayrıntılı bir şekilde konuşalım."
Herkes yorgunlukla odasına gitti ve sıcak bir duş aldıktan sonra yeni kıyafetler giydi. Profesör'den işitecekleri azarları duymak üzere toplantı odasına girdiklerinde herkes suskundu.

"Bu adamın ne kadar kurnaz olabileceğini size anlatmıştım. Şimdi siz onu bıraksanız bile o sizin peşinizi bırakmayacak. Sam'in bu acı olayı atlattığını düşünsem de sadece onun değil, hiçbirinizin öfkesini kontrol edemediğini anladım."
Sam :
"İyi ama oraya gittiğimizi nereden öğrendi? Bizden başka kimse bilmiyordu."
Profesör :
"Bu odaya böcek yerleştirmeleri imkansız. Sinyal kesiciler bulunuyor. Sizi takip etmiş olabilirler veya kullandığınız telefonları hacklemiş olabilirler. Kendi başınıza plan kurarsanız işte böyle yakalanırsınız." Sam karşılık vermek istemedi. Dostunun intikamını alması bir hayli zor olacaktı. O sırada Harry bir şeyler anımsamaya başladı. Gözü sessiz bir şekilde oturan Ajan Natasha'ya takıldı.
"O halde yapacak başka bir şey yok Genç Koruyucular. Bekleyeceğiz ve neler olacağını göreceğiz."
Toplantı bittiğinde Sam herkes gibi kafa dağıtmak için son kattaki eğlence odasına giderek boks torbasının başına geçti. Çıplak elleri, kırmızı torbaya her vuruşunda acıyordu. Art arda attığı yumrukların sesi ağır torbadan tok sesler şeklinde çıkıyordu. Harry onu görerek yanına gittiğinde eldivenleri takmamış olduğunu fark etti.

"Sam. Sana çok önemli bir şey söylemem lazım." Sam ona bakmadan devam etti.
"Tabi bekliyorum." Sallanan boks torbası bir ileri bir geri gidiyordu.
"Planı konuştuğumuz gece için Profesör böcek yerleştirmelerinin imkansız olduğunu söylemişti. Bu, çıkan bilginin o sırada orada olan bir kişi aracılığıyla sızdırılmış olabileceği ihtimalini arttırıyor." Sam torbayı tutarak durdurdu ve Harry'e döndü.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Sanırım o gece bizi duyan bir kişi vardı."
Sam Harry'e yaklaştı.
"Kim?"
"O gece Ajan Natasha da uyanıktı ve bize ne yaptığımızı sormuştu."
"Evet ama sadec.."
"Evet sadece bir anlık odaya girdi ve hiçbir şey duymadı diye düşünmüş olabilirsin. Fakat kapının önüne bizi dinleyip dinlemediğini bilemeyiz dostum."
Sam sustu ve şaşkınlıkla düşünmeye başladı.
"Bizi bu kadar zamandır eğiten bir kişiden bahsediyoruz Harry. Profesör'ün en güvendiği insandan."
"İşte bu yüzden sana diyorum. Bunu anlayabilecek tek kişi sensin."
"Benden Natasha'nın zihnine girmemi mi istiyorsun?"
"Korkarım ki bunu yapmak zorundasın."

                          **********

"Teşekkürler tatlım. Eğer sen olmasaydın o serseriler partimin içine edeceklerdi."
"Ne zaman isterseniz efendim."
Casey gülmeye başladı.
"Acaba sahte Casey ile tanıştıklarında ne hissettiler? Orada olup şaşkınlıklarını görmek isterdim."
"Ben de görmek isterdim."
"Bu arada sakın yakalanayım deme. Çok iyi planlarım var ve bu planların gerçekleşmesi için bana lazımsın."
"Beni merak etme. İhtiyar Profesör'ü kandırmaktan daha kolay hiçbir şey yoktur." Dedikten sonra bir kahkaha da o patlattı.

                        *************

Sam ve Harry Natahsa'dan şüphelendiklerini takıma kahvaltıda anlattılar. Oldukça ciddi olmalarına rağmen kimse buna inanmak istememişti.
"Hayatta inanmam."
"Natasha öyle biri değil."
"Bunu neden yapsın ki?" Sam bu tepkilere şaşırmamıştı.
"Bakın, biz ona kesin suçlu değil şüpheli diyoruz. Sizden istediğimiz ise Natasha'nın bunu yapıp yapmadığını kanıtlamamıza yardım etmeniz. Eğer zihnine girersem bilgi kalabalığı içinde kaybolma ihtimalim var. Yine de bunu deneyeceğim fakat en garanti yol onu hep birlikte takip ederek suçluysa bunu kanıtlamak olacak." Diğerleri bu fikre itiraz etmediler. Harry ellerini birleştirerek masaya yaklaştı.

"O halde plan nedir?"

Genç Koruyucular (Bitirildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin