Ertesi sabah bütün Dünya'da gizemli bir sessizlik vardı. Kuşlar ötmüyor, horozlar kimseyi uyandırmaya çalışmıyordu. Korunma umuduyla bir yerlere kaçan insanlar sebebi ile hiçbir araba sesi dahi duyulmuyordu. Gece boyunca uyumayan Sam bu garip sessizliği yadırgamıştı. Odasının penceresini açıp etrafı inceledi. Anormal bir şeyler olduğu kesindi. Hava oldukça bulutuydu ve sabahın erken saatlerinde olmalarına rağmen hava neredeyse karanlıktı. Hafif bir rüzgar yüzünü okşadığında başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Görüşü bir tünel haline gelerek yüzlerce kat büyümeye başladığında dengesini kaybetmemek için pencere pervazına tutundu. Hisleri onu yanıltmıyordu. Tehlike oldukça yaklaşmıştı. Dev bir uzay aracı rotasını dünyaya yöneltmiş bir şekilde hızla ilerliyordu. Ayrıca üstün teknolojiyle dizayn edilmiş motorları birden fazlaydı. Bu da birkaç farklı aracın art arda geleceğini gösteriyordu. İçinde yükselen korkuyu bastırmaya çalışarak pencereyi kapattı ve koşarak odadan çıktı. Diğer odaların kapılarına vurarak herkesi uyandırdı ve acilen toplantı odasına gelmelerini söyledi. Herkesten önce odaya o gitmişti. İçeri girdiğinde Profesör'ün de orada olduğunu gördü. Her zamanki yerine oturmuş, dikkatle bir haber kanalini izliyordu. Sam aceleyle yanına gitti.
"Söylemem gereken şeyler var. Çok yakındalar ve..." Profesör tek parmağıyla sus işareti yaptı.
"Ekrana bak." Sam haber kanalındaki görüntüye baktığında oldukça şaşırdı. Az önce gözlemlediği uzay aracının daha bulanık bir görüntüsü haber kanalındaydı ve bir muhabir bunun hakkında konuşuyordu.
"Bu, sandığımdan daha yakındaymış."
"Evet, teleskopla gözlemlenebilir mesafeye girdiler. Bu demek oluyor ki birkaç gün içinde dünyaya ulaşacaklar ve mücadelemiz başlayacak."
"Birkaç gün değil Profesör, sandığımızdan daha hızlı ilerliyorlar. En geç birkaç saat içinde atmosferimize giriş yapmış olacaklar. Yetkilileri hemen uyarmalıyız." Her ikisi de yeterince gergindi. Profesör sakinleşmek için bir bardak su içmeyi denedi. Fakat titreyen elleri bardağı düşürmesine sebep olmuştu.
"Gece boyunca ne yaptığımı sanıyorsun? Bütün askeri birlikler her an tetikteler. Savaş jetleri pistlerde hazır bekliyor. Ülkelerin polisleri sokaklarda nöbet tutuyorlar. İnsanlar sevdiklerini korumak için silahlanıp erzak topluyor, sığınaklara akın etmeye çalışıyorlar. Olası bir son yaklaşıyor evlat. Bütün bunlar olurken sizi tehlikenin içine atıyorum." Kızgın bir yüz ifadesiyle yere baktı. Sam Profesör'ün çaresizliğini ve telaşını hissettiğinde onun adına oldukça üzülmüştü. Yorgunca yanına oturup elini omzuna koyduğunda odanın kapısı açıldı ve takım hızla yerine geçti.
"Korkmayın bay Richard. Biz, bu güçleri bugün için taşıyoruz. Bütün gücümüz tükenene ve bu savaşı son koruyucu diz çökene kadar sürdüreceğiz." Söyledikleri Profesör'ün ve takımdaki herkesin tüylerini ürpermişti. Profesör toparlanmaya çalışıp doğruldu. İçerlenmenin zamanı değildi. Masadaki her bir gence gururla baktı. Hepsinin gözleri parlıyordu. Fakat henüz belirli bir planları yoktu. Tek bildikleri bu savaş için gerekli olduklarıydı. Profesör heyecanla ayağa kalktı ve diğerlerinin de sandalyeleri uzak bir yere bırakmalarını söyledi.
"O halde beni iyi dinleyin. Bir savunma ve saldırı planı oluşturuyoruz. Asgard halkı ve ordusu atmosferinize girdiği andan itibaren küçük bir keşif aracı ile Casey ve yandaşını ışık hızı ile alıp ağır silahlarını uzaktan ateşlemeye çalışacaktır. Aksi taktirde Dünya'ya zarar veremeyecekler. Profesyonel hava birliklerimiz ve ısı güdümlü füzelerimiz bu keşif aracını etkisiz hale getirecektir. Bu sayede istediklerini almaları için önce yeryüzüne inmek ve savaşmak zorunda kalacaklar. Size düşen görev ise güçlerinizi son limitlerine kadar kullanıp sivilleri korumak ve Casey'nin kaçmasını engellemek olmalı." O ciddiyetle konuşurken masanın ortasındaki Dünya hologramı yavaş bir şekilde dönüyordu. Gençlerin aklından hiç çıkmayan düşünce, bu saldırıda kaç masum insanın hayatını kaybedeceğiydi. Bu yüzden şehrin içinde savaşma fikrini hemen benimsemişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genç Koruyucular (Bitirildi)
Fiksi IlmiahGizemli tılsımın Dünya'ya düşüşünün ardından aylar geçmişti. Hiç kimsenin çözemediği bu kompleks maddeyi bir tek onun frekansındaki seslere duyarlı olan seçilmiş beyinler çözebilirdi. Işte bu beyinler birleşerek Genç Koruyucular'ı oluşturdu. Artık h...