saatte 3000 kilometre hızla atmosferin dışına doğru ilerleyen Uzay Mekiği, oldukça başarılı gözüküyordu. Kalkış sırasında herhangi bir problem oluşmamıştı. Takımdaki herkes gözlerini kapatmış, dişlerini ve vücudunu kasıyordu. G kuvveti etkisi vücutlarına 120 kilogramlık bir basınç uyguluyordu. Fakat kıyafetleri bu basıncı en aza indirgiyor ve soğutma sistemleri çalışıyordu. Jet motorlarından çıkan bembeyaz dumanlar zamanla bulut haline geliyor ve gökyüzünü kaplıyordu. Kameraların son görüntüleyebildiği şey de bu bulutlardı. Dev roket, atmosferden tamamı ile kurtulduğu ve uzay boşluğunda kaymaya başladığında Takım rahat bir nefes aldı. Üstlerindeki yük kalkmış. Adeta kuş gibi olmuşlardı. herkes gözlerini açtı ve kabinin dört bir yanında bulunan camlardan dışarı baktı. Dünya ihtişamlı büyüklüğünü hala koruyordu. Değişen şey ise üstünde bulunan okyanuslar ve kıtaların görünüşleriydi. Sam, herkes gibi dünyayı seyrederken bir gözünü kapattı ve diğer gözü ile gördüğü açının bir kısmını kapattı. Baş parmağıyla kapattığı bölgenin Hint Okyanusu olduğunu farkettiğinde oldukça şaşırmıştı.
Harry :
"Hey. Şuna bakın." Bütün değerlerin normal gözüktüğü ekranlar bir anda ötmeye ve rotanın yanlış olduğunu yazmaya başladılar. Kalkıştan sonra motorlar durmuştu ve roket uzay boşluğunda sürüklenmekteydi.
"Ne yapacağız Sam?"
"Bilmiyorum ! bize kendilerinin kontrol edeceklerini söylemişlerdi." Bu yanıtla birlikte herkesin içindeki korku daha da arttı. Ta ki garip bir olay yaşanana kadar. Uyarı işaretleriyle dolu ekranlar bir anda kapandı ve yerini uzaktan kontrolün aktifleştiğini bildiren işaretler aldı. Roketin çeşitli noktalarında çalışmaya başlayan küçük jet motorları, rokete düzgün bir açı kazandırmaya başladı. O sırada kabinin içinde, Sam'in önünde bulunan yönlendirme kolu da kendiliğinden hareket etmeye başladı. Roketin yönünü doğru bir şekilde ayarladıktan sonra durdu ve aracın arkasındaki motorlar çalışmaya başladı. Artık bulundukları araç oldukça sakin bir şekilde ilerliyordu. Tavanda bulunan bir ekran açıldı ve Profesör Richard'ın görüntüsü oynadı.
"Merhaba gençler. Az önce gerçekleştirdiğimiz kalkış oldukça başarılıydı. Şimdi ise planladığımız gibi bizim kontrolümüzde hedefe doğru ilerlemektesiniz. Şu an için yapmanız gereken bir şey yok. Bu yüzden yeni yaşam alanınızı keşfedin. İyi eğlenceler." Dedikten sonra gülümsedi ve görüntüsü kayboldu. Bir an için herkes birbirine baktı. Sonrasında bütün dikkatler kabinin içinde uçmakta olan Ted'e takıldı.
"Hey, ne bekliyorsunuz?" Ted kemerini çözmüştü ve sevinç çığlıkları atarak oradan oraya konuyordu. Bunu gören Sam de diğer takım arkadaşları gibi kemerini çözdü ve kaskını çıkarttı. Yerçekiminin olmayışı, vücudunu oldukça şaşırtmıştı ve havada sabit durmaya çalışıyordu. Fakat bunu başaramıyor ve ne zaman bir yerden destek almaya çalışsa bir yerlere çarpıyordu. Aslında herkes bu konuda acemi olsa da çok eğleniyorlardı.
Marria :
"Sanırım cihazlara zarar veriyoruz. Buna başka bir yerde devam etsek daha iyi olacak." Takım bir araya gelip birbirine kenetlendi ve uçuş kontrol kabininden çıktı. Şimdi bulundukları yer ise Mekiğin orta kısımlarında bulunan geniş koridordu. Herkes yüzlerce farklı aletin ve devrelerin bulunduğu bu koridoru dikkatle incelemeye başladı. Koridorda ilerlerken destek almaları ve kendilerini yönlendirmeleri için duvarlarda bazı çıkıntılar ve metal çubuklar vardı. Yüzlerce elektrik devresinden fışkıran renk renk kablolar, yumuşak duvar kaplamalarının arasından taşıyordu. Ayrıca her odada ve koridorda kameralar bulunuyor ve bu kameralar dünyaya anlık durum bildiriminde bulunuyorlardı. Koridorun sağ tarafında küçük bir mutfak bulunuyordu. Bu mutfakta : yemekleri pişirme aletleri, paket ve konserve açacakları, masa, sandalye gibi eşyalar yer alıyordu. Mutfağın karşısındaki büyük odada ise teknik malzemeler ve onarım aletleri bulunuyordu. Her türlü ihtimale karşı birçok eşyanın yedeği alınmıştı. Alet odasının yanında uzay kıyafetlerinin yer aldığı bölme, onun karşısında ise özel tuvaletler bulunmaktaydı. Bir üst kat ise daha sade ve konforlu tasarlanmıştı. Burası herkesin uyuması, spor yapması, dinlenmesi ve eğlenmesi için oluşturulmuş geniş bir alandı. Takım bu odaları gezmeye çalışırken uzay şartlarına biraz daha uyum sağlamış ve vücutları alışmaya başlamıştı. Sam bir süre sonra tekrar camdan dışarı baktı. Dünya, bir bezelye tanesi kadar küçülmüştü. Bütün insanlığın ve en başta ailesinin bulunduğu bu gezegenden ayrılmak, Astral seyahat gibiydi aslında. Ruh bedenden ayrılsa da en ufak bir uyarılmada geri dönmek, bedeninin güvenli ısısına kavuşup yaşamına devam etmek isterdi.●●●
Asgard topraklarındaki sessiz bekleyiş devam etmekteydi. Aldıkları haber onları her şeyi yakıp yıkmaları için oldukça kızdırmıştı. İçlerindeki öfke, bir insanın sahip olabileceği türden değildi.
●●●
Profesör kalkıştan sonra saatler geçse de endişesi azalmıyor ve sinyal verilerini inceliyordu. Herkesten sakladığı bu sırrı bir tek meslektaşı anlamıştı.
"Onlara ne zaman söyleyeceksin?"
"Zamanı gelince."
"O halde bu kadar çalıştığın yeter. Kendine zarar veriyorsun."
Richard yerinden kalkarken söylendi.
"Böyle olsun istemezdim. Ama buna mecburuz. Başka çaresi yok." Ofisinden çıkmadan önce aralık olan camından gökyüzüne baktı ve derin bir iç çekti...Takımın uzaydaki hayatları hakkında ne bilmek istiyorsunuz? Uzayda ne gibi şeyleri denemeliler? Beni şaşırtın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genç Koruyucular (Bitirildi)
Fiksi IlmiahGizemli tılsımın Dünya'ya düşüşünün ardından aylar geçmişti. Hiç kimsenin çözemediği bu kompleks maddeyi bir tek onun frekansındaki seslere duyarlı olan seçilmiş beyinler çözebilirdi. Işte bu beyinler birleşerek Genç Koruyucular'ı oluşturdu. Artık h...