"Bu müthiş bir haber Sam! CERN tarafından gizli bir araştırma için eğitiliyorsun. Koskoca şirketin gizli bir sırrını biliyorsun." Jack oldukça heyecanlanmıştı.
"Benden başka biri biliyor mu?" Sam heyecandan bağırmaya başlayan Jack'in ağzını kapattı.
"Sakın kimseye söyleme! Bunu bir tek sen biliyorsun ve ailem de dahil olmak üzere herhangi bir kişiye merkez hakkında bilgi vermem dahilinde başım belaya girebilir." Elini ağzından çekmesiyle gözleri sonuna kadar açılmıştı.
"Diğerleri kim? Profesör nasıl biri? Haydi otur şuraya. Her şeyi anlatmanı istiyorum." Onlardan başka kimsenin olmadığı basketbol sahasının tellerine yaslanarak uzun bir sohbete başladılar.
"İşte bütün kargaşaya sebebiyet veren gizemli tılsım." Sam telefonundan açtığı tılsımın fotoğrafını arkadaşına uzattı.
"Bu, çok büyüleyici gözüküyor dostum. Dünya dışı bir varlık olduğu çok belirli. Sence bu maddenin sesine neden diğer insanlar değil de sen tepki verdin?" Gittikçe derinleşen sohbetleri, akşam oluncaya dek sürdü.
"İşte bunlar da takım arkadaşlarım." Jack galerisindeki fotoğrafları inceliyordu. Sıra Ashley'e geldiğinde ise Sam telefonunu hızla geri aldı.
"Sanırım hepsine baktın. Eve gitsek iyi olur çünkü hava bir hayli kararmış dostum." Jack duruşunu bozmadı ve Sam'i bir süre izledi. O kızın fotoğrafı geldiğinde hareketleri değişmiş, yanakları kızarmıştı. Galerisinde daha derinlere inerse yine o kızın fotoğraflarını bulacağından emindi.
"Ne bakıyorsun?" Jack gülerek Sam'in aceleci tavırlarını izledi.
"O kızdan hoşlanıyorsun." Sam donakaldı.
"Ne? Saçmalama dostum ben..." Kekelemeye başlamıştı.
"Bana yalan söyleyemezsin dostum. O kızla konuşmaya başlamalısın. Bence bayağı da yakışırsınız." Sam sahaya gidip hızla topunu aldı.
"Şuan aramızda bir şey yok tamam mı? Beni sinirlendirmeyi çok sevdiğini biliyorum ama bu kadarı fazla!" Jack gülerek onu seyrederken o, söylenerek evine gidiyordu. Eve gittiğinde her ne kadar sinirlenmiş olsa da yaşadıklarını bir kişiyle paylaştığı için kendini oldukça rahat hissediyordu. Artık gizli hayatında kafasına takılan bir şey olduğunda tek yapması gereken Jack ile buluşmaktı. Bu sayede evde geçirdiği dört günde yaşadıklarını ailesine anlatma ihtiyacını daha az hissederek kendini kontrol etmeyi başardı. O hafta evdeki son günü olan pazar akşamında ise hiç rahat değildi. Jack'in söylediklerinin aklına gelmesiyle aslında haklı olduğunu anlamıştı. Zaten takımdaki herkesle yakın arkadaş olacak ve konuşmaya başlayacaktı. Tek fark Ashley'e öncelik tanımak ve nasıl biri olduğunu öğrenmekti. Belki de kişiliğini sevmem ve tıpkı diğerleri gibi takım arkadaşından başka bir şey olmayız. Diye düşündü. Bu düşünceyle kendini rahatlatıp çantasını hazırladı ve çok sevdiği yatağına kendini bıraktı. Ertesi gün erkenden kalktı ve sivil kıyafetlerini giyip kulaklığını boynuna taktı. Ailesinin onu gururla uğurlamasının ardından evlerinin önünde beklemekte olan arabaya bindi.
"Selam Furry. Bu kılıkla bir öğrenci için şoförlük yapıyor oluşun biraz komik doğrusu." Furry dikiz aynasından ona baktı ve ardından kravatını düzeltti.
"Sizin gibi bir öğrenci için çalışmak bir onurdur efendim." Sam, alaycı ses tonuna gülmüştü. Furry de ciddiyetini uzun süre koruyamasa da fazla gülmeyi seven biri değildi.
"Umarım kahvaltı yapmamışsındır. Merkezde takımınıza özel olarak kahvaltı hazırlanıyor." Sam kurcaladığı tabletten kafasını kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genç Koruyucular (Bitirildi)
Science FictionGizemli tılsımın Dünya'ya düşüşünün ardından aylar geçmişti. Hiç kimsenin çözemediği bu kompleks maddeyi bir tek onun frekansındaki seslere duyarlı olan seçilmiş beyinler çözebilirdi. Işte bu beyinler birleşerek Genç Koruyucular'ı oluşturdu. Artık h...