50. Bölüm ;(

39 4 1
                                    

"Müttefikimiz araca alındı efendim." Tartarus hareket etmeden Dünya'ya bakıyordu. Bu haberi almasıyla yeni bir oyuncağa sahip olmuş bir çocuk gibi hissetti. Fakat önce bu kıymetli oyuncağı baştan aşağı temizlemesi gerekiyordu. Yakında eriyecek olan atmosferde göz gezdirdi.

"Katman eritici lazer silahlarını ateşleyin. Yer üstünde olan canlı cansız her gereksiz nesne yok olmalı."

"Anlaşıldı efendim."

Sam, diğer herkes gibi şaşkınlıkla Harry'e bakıyordu. Helikopterin patladığını görmüşlerdi fakat Casey'nin kaçışı onların görebileceğinden çok daha hızlı gelişmiş olmalıydı. Acı içinde kıvranan Harry'nin alnına işaret parmağıyla birkaç saniye bastırdı. Elini çekmesiyle Harry sakinleşmişti. Dinç bir şekilde ayağa kalktı ve yüzünü kontrol etti. Yaralar ve ağır yanıklar duruyordu fakat hiçbir acı hissetmiyordu.

"İyileştirme gücüne ne zamandır sahipsin?" Sam Asgard yerlilerinin arasından çıkarken :
"Yalnızca beyninin ağrı algılama merkezini kapattım. Bize daha lazımsın." Ardından Profesör ile irtibata geçti.

"Boşuna sevinmeyin. Adamımız kaçtı. Ne yapmalıyız?" Profesör masasında donakaldı. Nutku tutulmuş, karşısındaki Dünya haritasına bakıyordu. Koruyamadıkları bu yaşlı Dünya'ya. Sam ise olacakları düşünmek bile istemiyordu.

"Sana soruyorum! Ne yapacağız?" O sırada Ashley Sam'i dürttü ve gökyüzünü işaret etti.

"Şuna bak." Sam, görüşü bir tünel haline gelip yakınlaştığında açılmakta olan lazer silahlarını gördü. Bir futbol sahası genişliğindeki aracın iki yanından açılan dev mekanizmanın yönlendirildiği alan, tam da onların bulunduğu yerdi. Etrafındaki birkaç araç, bu dev silahların etrafında geziniyordu. Sam korkuyla ilk kurtardıkları Asgardlı'ya baktı.

"Bu da nedir?" Yüz ifadesi öylesine dehşet içerisindeydi ki, savaşı kaybettiklerini düşünmelerine sebep oluyordu.

"B. Bu, gezegen temizleyici. Etkin hale geldiğinde litosfer katmanınızı 10 kilometre derinliğinde eriterek bütün canlı varlıkları yok edecek." Marria çevirmişti.

"Peki ne kadar zamanımız var?" Adam yere bakarak bir süre düşündü.

"Hazır hale gelmesi için 10 dakikanız var." Sam bütün seçenekleri kısa bir sürede gözden geçirdi. Saldırmaları için fazla uzakta bir hedefti. Ayrıca herhangi özel bir aracı bu atışı durdurmak için görevlendirdikleri takdirde atışı hızlandırmakla kalmaz, gönderilen aracı da küle çevirirlerdi. Bütün bu düşünceler beynini yiyip bitirirken gözüne uzun sokağın çatlak asfaltında peşi sıra dizilmiş jetler takıldı. Aklına gelen fikirle, diğer bütün seçenekleri o anda elemişti.

"Genç Koruyucular, araçlarınıza binin." Dedikten sonra kendi aracına doğru ilerlemeye başladı.

"İyi ama..." Ashley'nin sesi ile durdu ve arkasına döndü.

"Ne? Tartışacak veya sorgulayacak vaktimiz yok Ashley." Ashley ona ilk kez kızdığını fark etti.

"Bize yalnızca planından bahset. Herkesi kendin gibi akıl okuyabiliyor mu sanıyorsun? Eğer saldırmak gibi bir planın varsa bunun yanlış olduğunu söyleyip seni durdurmalıyız. Atmosfer dışında ne kadar birlik olduğunu bilmiyoruz." Takımdaki diğer herkes onun gibi düşünüyordu. Sam ise planından bahsetmemesinin yanlış olduğunu fark etti. Gerçekten onların da kendi zihnini okuyabildiğini sanmıştı.

"Pekala, planım tam da şu." O sırada yanına yaklaştığı jetin burnundaki parlak tılsım parçasına dokundu.

"Bu tılsım, biz birlik olduğumuzda devreye girdi. Biz tek bir vücut haline geldiğimizde bize güçlerimizi verdi. Şimdi de geri dönüşü olmayan bir yoldayız. Eğer şansımız varsa yeniden birlik olur ve tılsımın bizi kurtarışına tanıklık ederiz. Ya da birlik olur, yaşamlarımıza gururlu bir son veririz." Her biri birbirine oldukça anlamlı ve bir o kadar da derin baktı.

Genç Koruyucular (Bitirildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin