Selamun Aleyküm
İyi Okumalar...
Okudum...Okudum...Bir daha okudum...
Her tekrarlayışımda kelimeleri sindiremediğimi farkediyordum.Nefesim kesilmişti sanki.Duraksadım.Elime aldığım kitabı masadan tok bir ses çıkmasına neden olacak şekilde bıraktım.Cama döndüm ve derin bir nefes aldım.Kendime gelmeliydim.
Ne kadar ezik olduğumu anladım o an da,halbuki dışarıdan ne kadar da güçlü görünüyordum kim bilir.Ama ufak bir rüzgarda savruluyordum zayıf bir yaprak misali.
Yusuf'a bu kadar kısa zamanda nasıl bağlanmıştım?Nasıl onu gözümde yüceltmiştim?Nasılda onu kendi içimde dokunulmaz yapmıştım?
"Sevgiliyle buluşmanın zamanı gelmedi mi?"
Yazan buydu?Sevgili?Kimdi acaba?Güzelmiydi?Kesinlikle dindar olmalıydı.Eminim mutludur.Kafasını yerden kaldırmıyordur vs.
Karşımda benimle muhattap olan biri varmış gibi alaycı bir şekilde camda ki yansımama baktım.Ne bekliyordum ki?İşte kilit soru bu!Ben ondan kaçtığımı ve böylesinin daha iyi olacağına karar verdiğimi düşünüyordum ama öyle değilmiş.Kısacası ben öyle olduğunu düşünmüşüm.Onunla ilgili bir şeyler düşünmediğimi zannetmiştim ama bu kesinlikle sol yanımın bana oynadığı bir oyundan ibaretmiş.Aslında zerre kadar olanağı yokmuş onla benim aramda bir şey olmasının.Biraz zaman geçmesini bekledim.Rahatlamam gerektiğini.Çünkü böyle devam ederse rotam şaşacaktı,puslu bir havaya dönüşecekti hedeflerim.
Geri oturdum masama."Benim daha önemli işlerim var,böyle şeylerle muhatap olamam." Diye içimden geçirdim ve ucu biten kalemime uç almak için çekmecemi karıştırmaya başladım.Haraketlerim fazlasıyla asabi olduğu için masanın üzerinde ki lise ikideyken aldığım ama hiç kullanmadığım,şuan aşırı işime yarayan defterim düştü.
Ben ucumu aldım ve çekmeceyi geri ittim.Yere eğildim,bu sırada defter ortadan ikiye ayrılmıştı.Elime aldım ve tam kapatacakken gördüğüm yazı ile,içim biraz buruklaşmıştı.
"Bu yazıyı okuduğunda,yanında ben olmasam bile yüzün gülsün,Sen hep gül meleğim...Sen güldüğünde benim de içim hep ferah olacak. *Tarih dersinde Meryem gömleğinin altından soktuğu kulaklıkları ile uzaklara daldı,ben ise her zaman ki işimin başındayım,onu izliyorum.*"
Bu yazıyı Serkan yazmıştı,yüzümde elimde olmadan bir tebessüm oluştu.Lisedeyken beni bütün bakışlardan koruyan,her zaman yanımda olan kişiydi Serkan.Ona bir yandan kızıyordum çünkü uyuşturucu işine başlamamın bir numaralı sorumlusu oydu ama bir yandan da bütün kötü gönümde iyi günümde yanımda tek onun olduğunu inkar edemiyordum.O an da onun yüzünden ailesiyle düşman olan kişiler geldi aklıma.
Bonzai...En çok alınan uyuşturucuydu ben bu işin içine girdiğim dönemde.Aslında oyun basitti.İlk olarak ailesi ile sorunu olan,ya da sorunlu kişiliğe sahip olan kişileri seçip onlara sakız fiyatına uyuşturucuyu verirdin,uyuşturucu onun rahatlamasına ve hayatı toz pembe görmesine neden olurdu daha sonra ise kendi geliyordu zaten oyuna,o yalvarıyordu vermemiz için.Daha gencecik yaşta mahfolan hayatler,uçup giden hayaller...Hepsi vardı bu oyunun içinde.Uyuşturucu vücuduna yayıldığı an da annesini bile öldürecek kıvama geliyordu insanlar.Bunları düşününce tüylerim diken diken oldu.Ben de bu oyunun içindeydim bir zamanlar...Ben de öldürdüm kaç gencin hayatını...Ben de katilim aslına bakılırsa...
Aileler...Sevgi vermeliydiler yavrularına,onların her zaman yanlarında olmalıydılar.Günümüzün en büyük sorunu bu olmalıydı işte,sevgi eksikliği.Aileler işten,sosyal medya bağımlılığından bir araya gelip sohbet bile edemez hale geliyor ve çocuklar o ellerinde ki koca dünyaya açılan telefonları ile hapsoluyorlardı uyuşturucunun zehirli ellerine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmam Hatip mi?-TAMAMLANDI.
Spiritual"İMAM HATİP Mİ?" "Amca,ben imam hatipe falan gitmem!Ya ben Allah'a inanmıyorum bile doğru düzgün nasıl gidebilirim?" Amcam sinirle oturduğu koltuktan kalktı ve yüzüme türkürüklerini saçarak konuşmaya başladı,sinirden kıpkırmızı...