32.Bölüm-Adam.

8.4K 647 818
                                    

Selamun Aleyküm

Çok fazla aksilik yasadim.Bölümü doğru düzgün duzenleyemedim,kusuruma bakmayın.
Bomba bir bölüm oldu.Yorumlarınızı bekliyorum.

Tam çıkıyordumki kolumu tuttu ve;"Buraya gelme nedenim ne biliyor musun?" dedi.Ona doğru döndüm.Açık konuşmasını istiyordum.İçinde hiçbir şekilde kumpas olmayan.Bakışlarındaki donukluk garipti.Belkide gerçekten benim tanıdığım Fatma değildi, karşımda bana can havliyle bakan kız.Derin bir nefes aldı ve yüzüne tatlı olmaya çalıştığı her halinden belli olan bir tebessüm yerleştirerek;"Meryem..."dedi ve durdu.Bakışlarını yere çevirdi bir süre gözlerini kapadı.Konuşmasını bekliyordum sabırla.Söyleyeceklerini ister istemez merak etmiştim."Farkındayım...Beni affedemediğinin farkındayım." Dedi ve tekrar sustu.İçimde bir şeyler cız etti sanki.Üzgün görünüyordu.Kolumu tutan elinden kendimi kurtardım ve devam etmesini beklemeye başladım."Ben...Ben hala uyuyamıyorum.Sana yaptığım şeyler çok ağrıma gidiyor.Seninle hiçbir zaman doğru dürüst konuşamadık.Hiçbir zaman sana anlatamadım olanları;Duygularımı.Buraya senin için geldim.Seninle konuşmak için.Sana olan her şeyi anlatmak için geldim." Dedi ve bir anda elimi kavradı.Avuç içleri terlemişti.Gergin görünüyordu.Onun bu hali daha da garip hissetmeme neden oldu."Lütfen itiraz etme ve yalnız kalıp bir yerlerde konuşalım.Bugün büyük ihtimal toplu bir şekilde hareket ederiz;bundan dolayı dertleşemeyiz ama İstanbul'a geldiğin anda konuşalım." Dedi.

Gözlerimin içine öyle bir bakıyorduki...İçimdeki Meryem kesinlikle buluşma diyordu ama bir yandan da o zamanlarda beni neden bu kadar kolay bıraktığını ve hala nasıl Yusuf ile yanyana gelebildiği konusunu çok merak ediyordum. Fatma ile hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağımızı biliyordum.Ya çok fazla kinciydim...ya da gerçekten yaşattıkları ağır gelmişti.Benim yaşadığım bu olaya dost kazığı deniyordu herhalde.İmam Hatip lisesine gelene kadar hiçbir zaman bir dostum olmadı.Fatma benim ilk dostumdu.Sırf bu yüzden onun bu teklifini kabul etmek istedim.İlk dostum olması nedeniyle yani."Pekala.İstanbul'a geldiğimde görüşelim." Dedim.Hemen sarıldı en içten haliyle.Ona güvenmeli miydim?Ya aynı şeyleri yaşarsam?Ya yine hayatımı mahfederse?Bir şey demedim,ya da ona kollarımı dolamadım.Beni bıraktı ve;"Her şey çok güzel olacak." Deyip lavabodan çıktı.

Annem vefat etmişti benim...Bu dünyadaki tek sahip olduğum varlık;canım Annem.Zorlada olsa imam hatipe gelmiştim ve oradaki herkesden nefret edeceğimi düşünüyordum.Fatma'ya ilk zamanlar yobaz gözüyle bakarken daha sonra benim canım oldu.Ona o kadar çok güvendimki.Ateist olduğumu öğrenir diye ne korkular yaşadım.Beni dışlar diye korktum.Onunla kavgamızın bir erkek yüzünden olacağını dünyanın en dürüst insanı bile gelip söylese yinede inanmazdım.

Fatma gidince sabahtan beri güçlü görünmek için çaba sarfeden vucüdüm bir anda kendini saldı ve öylece omuzlarım düşük bir halde kalakaldım.Aynaya baktım.Zor geliyordu her şey...Zor geliyordu yaşadıklarım...Zor geliyordu yalnızlık...Tek başına olmak...Bir ailenin olmayışı,sahipsiz bir varlık gibi hissediyordum kendimi.Başıma bir şey gelse;tektim.Tamam;arkadaşlarım tek yoldaşımdı.Bana ailemin olmadığını her daim unutturuyorlardı ama yinede bir anne baba gibi olamazlardı.

Tam bu sırada beynimde bir ayet yankılandı;

Kaf suresi 16. Ayet;Allah kullarına hitaben, "Ben size şah damarınızdan daha yakınım." diyordu.Bir an da gözyaşlarım akmaya başladı lavaboya.Allah'ım...Allah'ım seni o kadar çok seviyorumki...Sen bana en yakın olansın.Bu dünyada Ölüm var diye üzülmüyorum bile ben.Sana geliyoruz çünkü.Rabbimizin yanına.Bundan daha güzel bir şey bu dünyada olabilir mi?Allah'ım lütfen beni yanlış yollara saptırma.Lütfen senin yolunda kalayım.Lütfen...dedim ve gözyaşlarımı bir süre daha serbest bıraktım.Aradan on dakika gibi bir süreç geçtiğini farkedince;aslında ağlamanın iyi geldiğini düşündüm ve yüzümü yıkayıp kendimi toparladım."HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK İNŞALLAH." Dedim ve aynada kendi kendime bir tebessüm ulaştırıp lavabodan çıktım.Kalabalık grubumuzun yanına geldiğimde koyu bir sohbetin olduğunu ve kahvaltının tam gaz devam ettiğini gördüm.Gözlerim ister istemez Yusuf'u buldu.Onunda gözleri benimkilere değince birkaç saniye öylece kalakaldık.Bir saniyelik bakış bile o kadar çok şey anlatıyorduki.

İmam  Hatip mi?-TAMAMLANDI. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin