Selamun Aleyküm.
İyi okumalar...
Hayat benim için pamuk şekeri gibiydi şu günlerde...Pespembe,bal gibi ama bir o kadarda bitmesinden korkutan cinsten.
Her an bir şey olacak,bir aksilik çıkacak diye içim içimi yiyordu geldiğimizden beri.Aslına bakarsan her şey çok iyiydi.Mutluydum,hem de yüksek dozda.Nişanlanalı bugün tam iki hafta olmuştu.Bu iki haftalık süreçte sadece birkaç kez mesajlajmıştık,okulda ise ortak olan dersimize gelmemişti.Daha doğrusu onların bölümle alakalı bir mesele olduğu için gelememişti.Yusuf'un beni sevdiğini bilmek o kadar rahatlatıyorduki yüreğimi.Haftada üç kere teheccüde kalkmaya başlamıştım bu gazla.Hem onun için hem de kendim için bol bol dua ediyordum Rabbime.Saadetimize en ufak bir zarar gelme düşüncesi bile ruhumun daralmasına neden oluyordu.
Bu iki haftalık sürecin hergününde Yeliz ile bol bol telefonda evlilik hakkında konuşup duruyorduk.Görende onu kırk yıllık evli sanırdı,o derece kesin ve öğütvari konuşuyordu.Evlilik muhabbetinin yanında Özgür konusunda beni uyarıp duruyordu.Nedense onun aramıza gireceğine emin olduğunu söylüyordu.Özgür demişken;sürekli buluşmak istediğini söylüyordu ama hiçbir şekilde bunu kabul etmiyordum.Sunum ödevimimiz yarın olacaktı.Her şeyi en ince ayrıntısına kadar ayarlamıştım.Özgür eğer bir pürüz çıkarırsa,çok rahat çıkıp kendim sunabilecek kıvamdaydım.Ona güvenmemeliydim.Başıma iş açabilirdi.Sunum ödevinden sonra hiçbir şekilde alakam kalmayacaktı.
Vişne çürüğü renginde pardüsemi ve üzerine krem renkte şalımı taktım.Çantama gerekli tüm ihtiyacım olan şeyleri yerleştirdim.Tam bu sırada telefonuma bir mesaj geldi.Yeliz'dendir diye düşündüğüm için hiç takmadım ve hazırlanmaya devam ettim.Aradan birkaç dakika geçmiştiki telefonuma tekrar mesaj geldi.Yanına gittiğimde ekranda Yusuf'un ismini görmeyi hiç beklemiyordum.Hemen heyecanla mesajın üzerine tıkladım."Eğer sen de istersen,seni evinden alayım beraber gidelim okula." Yazmıştı.Ardından bir mesaj daha geldi;"Cevabını bekleyemedim,aşağıdayım." Yazmıştı."Aman Allah'ım!" dedim yüksek sesle ve odanın içinde koşturmaya başladım.Daha demin nasılda aheste aheste hazırlanıyordum,şimdi ise tazı gibi ordan oraya uçuyordum.
Son kez aynada kendime baktım ve parmağımdaki yüzüğe bakıp gülümsedim."Elhamdülillah..." dedim birkaç kez.Nişanlandığımdan beri ne kadar çok şükrümü arttırmıştım ben böyle.
"Kızlar ben çıkıyoruuuum." Dedim kimsenin cevap vermesini beklemeyerek.Şuan Sultan ders çalışarak kahvaltı ediyordur kesin.Canparem ise her zamanki gibi kitap okuyordur.Merdivenlerden koşarak indim.Taki onu görene kadar.Adımlarım anında yavaşladılar,kendime çeki düzen vermek için ellerim anında şalıma gitti.Arkası dönüktü.Beni görmediğinden emin olduğum için pardüsemi vs düzeltip derin bir nefes aldım.Yanına yaklaştığım anda bana doğru döndü.O anda yüzümdeki gülümseme soldu...
Kalbim acıyla sızladı.Gözlerim faltaşı gibi açıldı,sol yanımda bir yumru oluştu sanki...
"Sana ne oldu böyle?" dedim bağırarak.Sağ elim ister istemez yüzüne dokunmak için kalktı.İkimizde o an da gözlerimizi birbirimizden ayıramadık...Yavaşça elimi indirdim ve;"Kim yaptı bunu sana?" dedim.Gözlerim anında dolmuştu.Canı yanıyor muydu acaba?Ah kim bilir ne zorluklar çekti ve ben onun yanında olamadım.Onun yaralarını saramadım,ona destek olamadım."Gel biraz yürüyelim,ilerideki parkda oturalım." Dedi benim bu tepkime karşı.Bir şey diyemedim.Öylece yürümeye başladık.İkimizinde ağzından tek bir kelime dahi çıkmıyordu.Sadece gözyaşlarımı siliyordum.O ise ne diyeceğini bilemez bir halde ara sıra bana kaçamak bakışlar fırlatarak yere bakıyordu.
Parka geldiğimizde hemen karşılıklı bir oturak bulup oturduk.Oturduğumuz yerin etrafının tamamen ağaçlarla kaplanması ve kuytu olması işime gelmişti,rahatça ağlayabiliyordum.Kafamı uzun bir süre hiç kaldırmadım.Konuşmasını bekledim sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmam Hatip mi?-TAMAMLANDI.
Spiritual"İMAM HATİP Mİ?" "Amca,ben imam hatipe falan gitmem!Ya ben Allah'a inanmıyorum bile doğru düzgün nasıl gidebilirim?" Amcam sinirle oturduğu koltuktan kalktı ve yüzüme türkürüklerini saçarak konuşmaya başladı,sinirden kıpkırmızı...