Selamun Aleyküm.
Çok beklettim,kusuruma bakmayın.
İyi okumalar.
"Hadi ama uyanmalısın artık!" dedim sinirden sesimin yüksek çıkmasını kontrol edemeyerek.Canparem dün gece sabaha kadar kitap okuduğu için şimdi uyanamıyordu ve biraz daha uyursa okula geç kalacaktı."Bundan sonra geceleri kitap okumanı yasaklıyorum sana!Çok ciddiyim ya,senin yüzünden ben de geç kalacağım.Allah'dan ilk dersim seçmeli bir ders,geç kalsamda çok takmıyorum." Dedim uyanması için hala yüksek ses tonu ile konuşarak.Bir yandan bursumun yatması ile çıktığım alışverişten aldığım yeni eşarbımı takıyordum.Diğer yandan da canparem için uğraşıyordum; bu sırada odaya Sultan geldi."Uyanmıyor değil mi?" dedi sitem dolu halde.Bende umutsuz bir şekilde kafamı salladım; bu sırada Sultan komidinin üzerinden okuduğu kitabı aldı ve canparemin poposuna vurmaya başladı.Bir yandanda bağırmaya devam ediyordu;"Yeter ya!Her sabah aynı şeyi yaşıyoruz.Hayır kaldırmayayım diyorum ama o gül gibi anana verdiğimiz sözden dolayı bu işgenceye katlanıyoruz.Hadi kalk başımızın tatlı belası hadi!"
Sultan ile Canparem'in her sabahki bu tatlı atışmalarına alışık olduğum için sadece tebessüm etmekle yetindim.Ben umudu kesmiş odadan çıkıyordum ki Canparem'in kalktığını gördüm.Hiddetle kalktı ve;"İnanmıyorum kitabımın sol alt köşesinin kıvrılmasına neden olmuşsun Sultan!Ne çirkef bir kızsın sen ya!Bana zarar ver ama bebeklerime zarar verme!" dedi.Onları günlük kavgalarına bıraktım ve mutfak masasının üzerindeki salatalıktan ağzıma bir tane atıp odamdan sabah hazırladığım çantamı aldım.Çantamın ufak olmasından dolayı sığmayan iki kitabımı elime aldım ve takmaktan oldukça zevk aldığım Yeliz'in hediyesi olan kahverengi kordonlu saatimi takıp evden çıktım.Asker yeşili pardüsemi giymiştim.Oldukça yakıştırıyordum bu pardüseyi kendime.
Bugün üniversitemde üçüncü yılımın ilk günüydü.Yaz ayını verimli geçirmenin mutluluğu vardı hala içimde.Hafızlığa başlamak hem zihnime hemde iç dünyama kuvvet getirmişti sanki.Mutluydum....Huzurluydum elhamdülillah.Okulumu seviyordum,bu seneyi saymazsak sadece bir sene sonra mezun olacaktım.Mezun olduktan sonra mesleğimi elime almış olmanın mutluluğunu yaşayacaktım inşallah.Ankara da üçüncü yılımdı.Her yerini karış karış öğrenmiştim.Ev arkadaşlarım sayesinde Ankara artık sadece okuduğum yer olmaktan çıkmış ve evim olmuştu.Sultan ve Canparem diye çağırdığım Selin, çocukluk arkadaşıydılar.Onlarla okulun kampüsünde kayıtta tanışmıştık.Biraz konuşunca sohbet edince ev arkadaşı olmaya karar verdik.İkiside matematik öğretmenliği okuyor.Canparemin bu kadar kitaplara düşkün olup matematik öğretmenliği okuması aşırı garibime gitsede zorla bu bölümü seçtiğini öğrenince onun için üzülmeden edememiştim.Hayatı boyunca bununla uğraşacaktı sonuç olarak.Komik olan bir tarafta şuydu;Sultan ile Canparem'in aşırı derecede zıt kutup olmasıydı.Sultan okul birincisiydi,Canparem ise okulun sonuncusuydu ve her daim ders çalışmaktan nefret ediyordu.Sultan sayesinde son dakika öğrendiği bilgiler ile geçecek kadar puan alıyordu ve bu ona yetiyordu.Sultan her zaman derli toplu ve ciddi bir kızdı.Canparem ise onun tam tersi özelliklerine sahipti.İkisi bu kadar zıt olup hala nasıl kardeş gibi olabiliyorlar şaşıyordum.Dış görünüşleride birbirinin tam dersiydi.Canparem esmer,çok zayıf ve kısacık saçlıydı.Sultan ise baık etli,sarışın -hemde ne sarışın,saçlar,kaşlar,kirpikler hep sarı-saçları upuzun gözleri masmaviydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmam Hatip mi?-TAMAMLANDI.
Spiritual"İMAM HATİP Mİ?" "Amca,ben imam hatipe falan gitmem!Ya ben Allah'a inanmıyorum bile doğru düzgün nasıl gidebilirim?" Amcam sinirle oturduğu koltuktan kalktı ve yüzüme türkürüklerini saçarak konuşmaya başladı,sinirden kıpkırmızı...