Selamun Aleyküm...
Şükür kavuşturana...
İyi okumalar...
İşte o an...Bir bakış...Sadece bir bakış...Dudaklarının hafifçe yukarı kalkması...Tüm dişlerini göstererek gülümsemesi...Göz kenarlarının kıvrılması.Gamzesinin belirginleşmesi..."Hoşgeldiniz..." dedi çikolata kahvesinin her bir tonunu içinde barındıran gözlere sahip olan adam...
-------------------------------
Aşk...
Bu kadar mı vururdu insanı?Bu kadar mı içine işlerdi?Bu kadar mı kendi benliğini tanımayacak hale getirirdi insanı?Aşık olmak bi nevi mecnun olmaktı değil mi?Ne bedbaht bir durumdu,ne aciz bir durumdu böyle!
Yusuf...İçimde kelebekler uçmasına neden olan adam...Bunca sene kalbimde konaklayan adam...Şuan nasıl olurda karşımda olurdu?Şuan nasıl burada olabilirdi?Allah'ım akıl sağlığımdan şüphe ediyorum şuanda...Ne yapacağım?Ellerim titriyor.Vucudum kaskatı kesiliyor.Buz gibi hissediyorum.Bir boşluğun içinde savruluyorum sanki.İçimdeki duyguları anlatmam imkansız.Sol elimi önümdeki masaya dayadım düşmemek için.Bir süre gözlerimi kapattım ve bekledim.Nasıl olurdu?Buluştuğum kişi nasıl Yusuf olabilirdi?Bu sırada garson gelmişti,Yusuf hemen eliyle gelmemesini işaret etti.Böyle olması işime gelmişti.Utanıyordum insanlardan,çocuk gibi ağlama isteği barındırıyordum içimde.Öylede oldu zaten.Delicesine ağlamaya başladım.Gözyaşlarım sel olup aktı sanki o anda.Kendimi durduramıyordum.
"İyi misiniz?" dedi tekrardan sesi ile rüyalara daldığım adam.İstemsiz bir şekilde sağ gözümden bir damla daha yaş düştü masaya.Elimde değildi.Bunca seneden sonra böyle olması.Bu kadar beklemişken onun böyle bir niyetle karşımda olması.Zoraki bir şekilde konuştum;"İ...iyi...iyiyim." Dedim ve kendimi sandalyeye attım.Ellerim ile yüzümü kapadım ve gözyaşlarımın dökülmesine tekrar izin verdim.Gerçekten onun karşısında ağlıyordum şaka gibi...Çok utanç vericiydi ama dayanamıyordum.Kendimi dizginleyemiyordum.Gözlerimden boncuk boncuk yaşlar dökülüyordu.Hiçbir şey demedi.İçimden bir ses onunda aynı duyguları yaşadığını söylüyordu.Ellerimin titremesi hala geçmemiş, bir halde ağlıyordum.Eminim şuanda yüzüm kıpkırmızı olmuştu.Yusuf'u görmek, o kadar şaşırtmıştıki...Buraya gelirken tamamıyla nezaketen konuşup kalkarım diye bekliyordum ama şu hale bak!Karşımda Yusuf var.
Başımı kaldırdım.
Yusuf gözünü kırpmadan bana bakıyordu.Bir süreliğine utanmama neden oldu.Kafamı eğdim aşağıya."Daha iyi misiniz?" dedi billur sesiyle.İyi miyim?Şuanda hayatımın en mutlu anını yaşıyorum be adam!demek istedim o anda!Masadan kalkıp doyasıya sarılmak ve bu anı bana yaşattığı için seccade açıp şükür namazları kılmak istiyordum.Ağlayınca rahatlayacağımı düşündüğü için beklemiş demekki gözyaşlarımın dinmesini.Yüzümde hiçbir mimik oynatmadan kafamı kaldırdım tekrar.Bakışları,öyle çok şey anlatıyorduki...Bir kuş misali süzülmek istiyordum içlerine.Bir insan bu kadar mı güzel yaratılırdı be Rabbim!Gerçekten büyük bir sanat eseri gibiydi.Doya doya bakıp hayaller kurmak istiyordum.İşte tam bu sırada içimdeki Meryem'in avaz avaz bağırdığını işittim.'Kendine gel diyordu bana!Kendine gel!Bunca sene seni bekletti!Bunca sene seni hiç merak etmedi!Şimdi koşa koşa bu kadar kolay kollarına mı atlayacaksın?Sen bu musun cidden?'Sinirlendiğimi hissettim.Bunca sene akan gözyaşlarımı düşündüm.Onu içimden söküp atmak istediğim geceleri.Sürekli birini sevme ihtimalini düşünüp acı çekişlerimi.Beni sevmediğini düşündüm bunca seneyi,seven adam gelir söylerdi yüzüne açık açık.Yusuf bunu yapmadı.Beni yapayalnız kendi içime bıraktı.
"Neredeydiniz bunca sene!" dedim sesimin dümdüz çıkmasına özen göstererek.Ben onun gibi olmayacaktım,kapalı kapıların ardına sığınıp konuşmayacaktım.İçimden geçenleri net bir şekilde söyleyip ona göre yol katetmeyi uygun görüyordum.Gözlerimi gözlerine diktim.Hiçbir şekilde çekmedim gözlerimi.Bu sefer o hareketlendirdi gözlerini ve manzaraya bakmaya başladı.Omuzlarımı dikleştirdim.Derin bir nefes aldım ve;"Burada olmanızın nedenine bakılırsa dört sene sonra bana aşık olduğunuzun farkına mı vardınız?" dedim.Cümlem bittiği anda yeni bir cümle attım ortaya;"Ben sizin için sadece bir hevesim demek ki...Bunca sene sonra eğlenmek istediğiniz bir heves." Dedim.Belki ağır konuşmuştum ama umrumda değildi.Amacı ciddi olan kişi önceden gelirdi ya da belli ederdi duygularını.Hiçbir zaman Yusuf'un bana olan duygularından emin olamadım ben!Belkide sadece bir hevesdim onun için olamaz mı?Hemen bakışlarını bana çevirdi.Sinirlendiğini hissediyordum;"Siz benim için heves değilsiniz!" dedi.İlk defa onu bu kadar sinirli görüyordum.Yusuf'u tanımadığımı o anda farkettim işte.Tamam dindardı,yakışıklıydı ve başarılıydı.Bunlar ona aşık olmama çok büyük katkı sağlamıştı ama bu kadar kolay öfkelenen biri olduğunu bilmiyordum.Kim bilir daha bilmediğim ne özellikleri vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmam Hatip mi?-TAMAMLANDI.
Spiritual"İMAM HATİP Mİ?" "Amca,ben imam hatipe falan gitmem!Ya ben Allah'a inanmıyorum bile doğru düzgün nasıl gidebilirim?" Amcam sinirle oturduğu koltuktan kalktı ve yüzüme türkürüklerini saçarak konuşmaya başladı,sinirden kıpkırmızı...