6. Bölüm - Patlama

81 21 8
                                    


Bu akıllı telefonların, tabletlerin, bilgisayarların ya da ne bileyim saatlerin çıkması sanırım kullanıcıdan çok biz hackerların işine yaramıştı. Ne yazık ki birçok kullanıcı bu yeni teknolojiler yüzünden dolandırılıyordu. Hele bir de o telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve saatler senkronize çalışıyor, hepsinde aynı şifreler kullanılıyorsa... Ama şu an o dolandırılan insanları düşünecek durumda değildim. Atlas'a kişisel asistanından hatırlatma maili gelmişti. Yarın akşam "her zamanki" mekanlarında, saat sekizde arkadaş görüşmesi vardı. İyi de bu "her zamanki" mekanı nasıl bulacaktım ben?

Telefona sarılıp Emre'yi aradım. Ben kendisiyle konuşmamakta ısrarcı olunca o da daha fazla dayanamamış ve kendi evine gitmişti. Artık şu an her kimleyse? Sana ne bundan Arya!

"Alo!" sesi uykulu geliyordu. Hay lanet! Tabi uykulu gelir, ben yine saate bakmadan aramıştım ki saat gece yarısını çoktan iki saat geçmişti.

"Emre, benim. Uyan! Tüm dikkatine ihtiyacım var."
Birkaç homurdanma ve savrulan küfrün ardından nihayet uyandığını belli edercesine öksürüp "Dinliyorum" dedi.

"Atlas'a mail geldi. Yarın her zamanki mekanlarında bir görüşmesi varmış. Bu her zamanki mekânın neresi olduğunu biliyor muyuz?"

"Tam olarak bilmiyoruz. Ama bunların sahibi oldukları bir mekân var. Farabi Caddesi'ne yakın, epey cafcaflı bir gece kulübü. Kulübün adı da..." bundan sonrası hatırlamaya çalıştığına dair çıkardığı seslerden ibaretti. Ben çoktan bilgisayar başına oturmuş, araştırmaya başlamıştım. Ama Atlas'ın mal varlıkları listesinde böyle bir kulüp görünmüyordu.

"Emre, Atlas'ın sahip olduğu bir kulüp yok. Sen uyandığına emin misin?"

"Eminim. Zaten ben de kulüp Atlas'ın demedim. Bunların dedim. Ortağının üstünedir. Onun adını dene."

Verdiği bilgilerle yeniden araştırmaya koyuldum. Ortağının adına da herhangi bir kulübe rastlamadım. İyi de bunlar bu kulübün Atlasların olduğuna nasıl bu kadar emin olabiliyorlardı?

"Ortağın adına da görünen bir şey yok. Ben neyi kaçırıyorum?"

"Üçüncü ortağı kaçırıyor olabilir misin? En küçük hisseye sahip üçüncü bir ortakları var. Yüzde iki hisseyle şirketin bir kriz anında şirketi batmaktan kurtarmış. Ankara'nın en ünlü avukatlarından biridir. Üstelik adı da herhangi bir lekeye bulaşmamış durumda."

"İyi de ben neden göremedim bu üçüncü ortağı ya da dosyada neden adı yok?"

"Başkan'ın kardeşi de ondan yok. Dosyaya adı koyulmadı. Başkan, görevden alındıktan sonra bile adı dosyaya eklenmedi. Neden görevden alındığını da iyi biliyor olmalısın. Adam kardeşinin itibarını sıkı sıkıya korumaya yemin etmiş durumda."

İşte şimdi işin rengi değişiyordu. Araya torpil de girdikten sonra artık güvenecek insan sayısı giderek azalmaya başlamıştı. Hoş, her ne kadar onlar için çalışıyor olsam da yine de güvenmiyordum ya neyse. Emre'nin biliyor olduğumu iddia ettiği şu görevden alınma meselesi ise tam olarak ben sistemlerine sızdıktan sonra gerçekleşmişti.

Parmaklarım üçüncü ortağı araştırmaya başladığında adamın gerçekten de çok iyi bir özgeçmişe sahip olduğunu fark ettim. Hakkında hiçbir kötü haber yoktu. Bu gerçekten adamın iyi olmasından mı yoksa abisinin çabalarından dolayı mıydı bilinmez ama ben aradığımı bulmuştum. "Black Play" mekânı tam da bu ortağın üstüne kayıtlıydı!

ÇemberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin