32. Bölüm - Karar

41 3 3
                                    

Başka herhangi bir şey söylenmeden kapanan telefona bakakaldım bir süre. Sonra kendimi toparlayıp çalışma odasından çıktım. Tahsin'e Hikmet Başkan'ın aramasından bahsettiğimde "Üstüne daha resmi bir şey giyinmek isteyebilirsin" dedi. Böylece sadece başımla onay vererek odama çıkıp kapıyı arkamdan kapattım. Kapıya yaslanıp bir süre öylece kaldım. Hani bazı anlar vardır, beyniniz doludur, içinizden kükremek geliyordur ama yapamazsınız. Çünkü sizi bu kadar sıkan şeyin ne olduğuna bir türlü karar veremezsiniz. İşte tam o noktadaydım. Önceden olsa hıncımı kum torbalarından alırdım ama şu an onu da yapamıyordum. Dolayısıyla kendimi kapıdan kazıyarak giyinme odama yönlendim.

Siyah pantolon, beyaz gömlek ikilisinin kurtaramayacağı durum yoktu. Ayaklarıma da siyah stilettolar giydikten sonra çantamı alıp yeniden aşağı indim. Tahsin hala bıraktığım konumdaydı. Sesimi çıkarmadan onun arkasından evden çıktım. Arabada sessizlik fazlasıyla gürültülü gelmeye başladığında Tahsin bunu bozarak "Arya şu an kafana neyi takıyorsun?" diye sordu. Bu aslında gayriihtiyari bir soruydu ve cevabını ben de bilmiyordum. Ona da "Bilmiyorum" dedim. "Kafam aynı zamanda hem boş hem de çok dolu, bu nasıl mümkün olabilir?"

Cevabı Tahsin de bilmediği için rahatsız edici sessizliğimize yeniden döndük. Göz'ün bilindik girişi bana buraya geldiğim ilk günü hatırlattı. O zaman da aklım tam da şu an olduğu gibi karmakarışıktı ve hayatım tamamen değişecekti. Şimdi de yine bir yol ayrımındaydım. Ancak bu seferki benim isteğimle değil tamamen başkalarının kararı sonucu oluşacak bir yol ayrımıydı.

Geçen gün adını sormaya bile tenezzül etmediğim Bay Aşırı Neşeli beni girişte karşılayarak toplantı odasına kadar eşlik edeceğini söyledi. Nedense bu adama aşırı uyuz olmuştum. O yüzden de peşinden giderken yine söylediği hiçbir şeye cevap vermedim. Toplantı odasının kapısına geldiğimizde "Arya, benimle konuşmamayı tercih ediyorsun biliyorum. Ama sen daha şimdiden bir efsanesin o yüzden şu suratındaki gerginliği biraz azalt" dedi. Sesimi çıkarmamaya o kadar odaklanmıştım ki teşekkür etmeyi akıl etmem birkaç saniyemi aldı. Gülümsedikten sonra içeri girdim.

U şeklinde yerleştirilmiş masanın etrafı insanlarla çevriliydi ve ben kapıyı açınca tüm kafalar bana döndü. Benim için ayrıldığını düşündüğüm tek sandalye herkes tarafından en iyi şekilde görülebileceğim yerde yani tam ortadaydı. İçeride tanıdığım sadece üç kişi vardı ve Nejat Bey yine uzlaşmacı görevini üstlenmişti. "Arya Hanım, hoş geldiniz, buyurun lütfen" diyerek sandalyeye oturmamı işaret etti. Bay Aşırı Neşeli'nin tavsiyesine uyarak takınabildiğim en iyi poker yüzüyle sandalyeye yerleştim.

Tolga Bey kurulun başkanlığını yaptığını ve toplantının konusunu açıkladı. Ardından bana dönerek "Arya Hanım çok önemli bir dava hakkında daha önce yapmış olduğumuz sözleşmeye istinaden, bu zamana kadar gerçekten özverili bir şekilde çalıştınız. Öncelikle bunun için kurul başkanı olarak kurul adına size teşekkür etmek isteriz" dedi. Önündeki kâğıtları karıştırıp aradığı sayfayı bulduğunu belli eder bir ifadeyle başını kaldırdı. "İşkence gördünüz ve bu anları bize tekrar anlatmanızı rica edeceğiz."

Böylece bilmem kaç bininci defa yaşadığım her anı anlattım. Takip edildiğimizi anladığım andan kurtarılmama kadar her şeyi... Hikmet Başkan ben sözümü bitirdiğimde söz hakkı alıp "Arya takip edildiğini anladığında beni aradı. Kendisine en yakın polis kontrol noktası bulunduğu konumdan çok uzaktı. Bunu teyit ettikten sonra da telefonla bağlantımız kesildi" dedi. Ona minnetle baktım. çünkü hayatımda ilk defa kurallara uymuş, hiçbir yanlışa mahal vermeden adım atmıştım. Fakat o an yaşadığım şey sözüme inanmamaya hazır bir grup adamın karşısında tek başıma savaşmaktı. Hikmet Başkan'ın sözü ise bunu tersine çevirmek için yeterli olmasa da etkili olacağı kesindi.

ÇemberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin