merhabalar
Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin lütfen
keyifli okumalar
sevgiler:))
......................
Dekoratör Aşkın Hanım daha içeri girer girmez başlayan kur yapma girişiminde adımlarını çok hızlı atıyordu. Dilay daha fazla bu duruma katlanamayacağını düşündü ve oradan ayrılmak için hamlede bulunacakken Koray'ın sesini duydu;
"Aşkın, çok fazla vaktimiz yok, o yüzden biran önce etrafı gezmeye başlarsak sevinirim"
"Daha önce evine davet etseydin, yaşamazdık bu sorunu" dedi en yüzsüz haline birde yapmacık bir sitem eklenince iyice çekilmez olmuştu Aşkın.
"Seninle hep iş için karşı karşıya geldik ve ben iş görüşmelerimi asla evimde yapmam... tıpkı seninle bu evin dekorasyonu üzerine anlaşmaya şirkette varıldığı gibi"
"Anlıyorum, prensiplerin var ama bu durum özel kişiler için delinebilir diye düşünüyorum" dedi en şuh edasıyla ve daha önce yaşanmışlıkları ima edercesine.
"İstisnalar karşısında prensiplerin boynu bükülecekse; hiç olmamasını yeğlerim" dedi ilgisiz ve soğuk.
Bu esnada içeri gelen işçileri gören Aşkın;
"Neyse ölçü alacak arkadaşlarda geldiğine göre başlayabiliriz, işimiz uzun malum... Şu camların ölçüleriyle başlayın siz" diyerek etrafa göz gezdirmeye başladı Aşkın "oldukça koyu renkler hâkim, bu eve bir kadın elini değmesi şart olmuş" dedi, başını çevirip önce Koray'ı sonra da Dilay'ı süzdü...
"Ben işimin başına döneyim, bir isteğiniz olursa..." diyecek oldu Dilay ama Aşkın sözünü dinlemeden kesti;
"Evet, çok iyi olur, ne kadar az kişi ayak altında olursa o kadar kolay konsantre olurum"
"İzninizle" diyerek çekilmek istemişti Dilay, zaten bu süs bebeğinin her hareketine gıcık kapmıştı daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu.
"Dilay, ben burada beklediğim sürece seninde yanımda olmanı istiyorum" dedi otoriter tavrıyla Koray.
"Koray, ben anlamam bu işlerden" demişti, aslında baştaki ismi söylemesi ve birde üstüne bastırarak söylemesi tamamen Aşkın'a inat olmuştu.
"Bence de" diye çıkıştı Aşkın, küçümser bir bakışla süzdü Dilay'ı "tasarım ve dizayn; zevk işidir... aynı zamanda kadın işi ve benim de bu işte en iyi olduğumu düşünürsek" dedi, tek amacı Dilay'ın masküler görünümünü küçümseyerek; Koray'ın gözünde fark edip kıskandığı yerini düşürmek istedi.
"Bende anlamam Dilay ama buradayım gördüğün gibi" dedi Koray ve ekledi "üstelik ben senin de fikir vermeni istiyorum" dedi, kendince ileriye yönelik düşüncelerini belli etmişti ama Dilay bunu anlayabilecek durumda değildi.
"Peki, sen istiyorsan kalırım ama gerçekten anlamam ben" demişti Dilay.
"Hımm, o zaman şöyle yapalım, sen sevdiğin renkleri söyle, tarzını söyle Aşkın Hanım da ona uygun seçimler yapsın"
"Emin misin" dedi Dilay yüzünde muzip bir gülümseme belirdi.
"Hadi ama merakla bekliyorum neler çıkacağını" dedi Koray da gülümseyişine karşılık vererek.
Dilay tam ağzını açacakken;
"Oldu olacak hizmetçileri de çağır onlarında fikrini alalım, nasıl olsa sizden çok onlar vakit öldürüyor burada"
"Çok vakit geçirdiğim değil, fikrine değer verdiğim kişilerin düşünceleri önemli" dedi Koray ve Dilay'a devam etmesini işaret etti.
"Evini dinlenmek için kullanıyorsun, hayattan ve insanlardan uzaklaştığın bir yer burası... O yüzden az yorucu renkler seçilmeli diye düşünüyorum, çok kalabalıktan da kaçılmalı bence ve birde rahat eşyalar seçilmeli... Tabi bu benim düşüncem" diyerek kısaca fikrini belirtip Koray'ın düşüncesini merakla beklemeye başlamıştı.
"Bence de uygundur, sizde duydunuz Aşkın Hanım, artık gerisi size kalmış"
Aşkın duyduklarından ve Dilay'ın Koray üzerinde ki etkisini fark ettiğinden beri zaten istemsizce kıskanmıştı Koray'ı. Üstelik kendince nedenleri de vardı kendisinin yanında Dilay'ın şansı bile olmazdı Aşkın'a göre. Buna rağmen Koray ona sadece gecelik muamelesi yapmış ve bir daha da görüşmemişti . Ta ki bugüne kadar. Zaten ayarlamayı da asistanı yapmıştı. Bütün bunlar aklına geldikçe Dilay'ın isteklerini yerine getirmeyeceğinden emin bir şekilde kendince nedenlerini sıralamaya başladı.
"Birincisi işime karışılmasından hiç hoşlanmam Koray, ikincisi de ben bu şartlar altında asla çalışmam" dedi kollarını kucağında birleştirip tavrını koyarak kendince Aşkın.
"Neden?" dedi alaycı...
"Ben bu işte en iyisiyim ve bir koruma mı hizmetçi mi ne olduğu bile belli olmayan erkekten bozma bir yaratığın fikirleriyle ev döşeyip bunca yıllık itibarımı zedeleyemem"
"O zaman sizinle yollarımızı ayırmak durumundayız Aşkın Hanım"
"Ne demek şimdi bu?"
"Duyduğun ve anladığın neyse o demek, bu evde ben oturacaksam ve benim isteklerime göre döşenmeyecekse eğer"
"Senin isteklerin değil" diyerek düzeltti sinirle "ve ben bu işte en iyiyim, neden beni sınırlıyorsun ki"
" Senin bu işte en iyi olman demek işverenin söz sahibi olmaması anlamına gelmez ayrıca benim isteklerim olmadığı gibi bir söz de çıkmadı ağzımdan"
"Yani?"
"Yani, koşulların ortada ya yaparsın bu işi ya da ben yeni birini bulurum"
"Peki"
"Anlaştığımıza sevindim, şimdi izninizle biz dışarı çıkıyoruz, size kolay gelsin" diyerek, fırsattan istifade Dilay'ın beline elini yerleştirdi ve onu da yönlendirerek oradan ayrıldı.
"Hayırdır, bugün işe gitmeyeceğim demiştin" dedi, Dilay içerde korunmuş olmanın verdiği keyifle.
"Annem şu ihalenin bitmesi şerefine mini bir kutlama tertiplemiş aile ve dostlar arasında, oraya gidiyoruz, hem de bizim Melek sultanla tanışmış olursunuz bu vesileyle..."
"Peki, özellikle giyinmemi istediğiniz bir şey var mı?" diye sordu Dilay, bu cevabı çok merak ediyordu aslında...
"Sen en iyisini bilirsin" diye cevapladı Koray.
"Kaç gibi çıkarız?"
"Acelemiz yok, hazır olunca çıkarız"
"Peki tamam çıkıyoruz deyince acele olduğunu düşünmüştüm"
Koray, Dilay'ın yanından ayrılıp yürümesini izlemişti ardından...
Dilay Koray'ın yanından ayrıldıktan sonra kendi evine gitmeden bir iki adım ilerde bekleyen Ayşe hanıma;
"Ayşe Hanım, içerde misafirlerimiz var, yardımcı olun lütfen" demişti keyifle ve sesini biraz daha kısıp "benim evime gidip hazırlanmam lazım, duşa falan gireceğim ulaşamazsanız meraklanmayın" diye bilgilendirmişti. Arkasında son söylediklerini duyamadığı için oldukça meraklanmış bir adam bıraktığından habersiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ GELEN
Romanceİki deli fırtına, iki deli ruh, Koray ve Dilay''ın sevdası hiç kolay olmadı. Biri fırtınaydı diğeri kasırga, Biri delice akan nehir diğeri çağlayan. ......... Kalbine davetsizce giren okyanus gözlü kızı seyrediyordu her gece olduğu gibi. Buzd...