34. Bölüm

650 41 3
                                    

İren'in çalıştığı cafeye geldiğimizde ilk onu izledim. İnsanlara gülümseyerek bir şeyler diyor, arada başını sallıyor, az bir tutam bıraktığı saçını kulağının arkasına sıkıştırıyor. Dönerken, yürürken sallanan elbise etekleri, o sarı rengin ona çok güzel yakışması. Tekrar tekrar aşık oluyorum.

"Kardeşim," Toprak'a döndüm.

"Hm?"

"Çok mu seviyorsun lan?" Tekrar İren'e döndüm. Sevmekten öte bu his.

"Hadi içeri girelim." İçeri girip boş bir masaya oturduk. İren ilk elindeki tepsileri bıraktı, sonra bize doğru geldi. Beni görünce bir duraksadı ama hemen toparlayıp geldi.

"Hoşgeldiniz," cebinden not defteri çıkardı.

"Hoşbulduk." Kafasını kaldırdığında Toprak'ı gördü.

"Ben elmalı maden suyu ve frambuazlı pasta alayım," dedi Toprak. İren hâla Toprak'a bakıyor.

"İren?" Bana döndü.

"Toprak mı o?" Başımı aşağı yukarı salladım.

"Evet," elleri titriyor.

"Toprak yani o? Kesin değil mi?" Güldüm.

"Evet, İren. O Toprak," Toprak gülüyor sürekli. İren güldü.

"İnanamıyorum. Hoşgeldin tekrar," gözleri doluyor.

"Hoşbulduk." İren derin bir nefes aldı. Hep Toprak'a bakıyor, kim bilir aklından neler geçiyor.

"İren?" Biri ona seslenince o tarafa döndü.

"Geliyorum hemen. Elmalı maden suyu, frambuazlı pasta. başka bir istek?"

"Ben Türk kahvesi alayım," yazdı.

"Hemen geliyor," deyip gitti.

"Kibar kız," Toprak'a döndüm.

"Öyledir." Güldü.

"Beni tanıyor mu?" Başımı aşağı yukarı salladım.

"Senin ve Kenan abinin büyük fanı. Geçen hafta Kenan abiyle görüştürcektim ama bir kać olay oldu, iptal oldu."

"Tabii bana haber vermek yok gene," diye tripli bir şekilde söylendi.

"Burada değildin ki. Oğlum geçen hafta sen Londra'daydın ya." Güldü.

"Doğru ya lan." İren siparişlerimizi getirip önümüze koydu.

"Yeni işin hayırlı olsun," dedi Toprak. Ha ben buraya o yüzden gelmiştim ya.

"Ya. Evet. Yeni işin hayırlı olsun İren." Gülümsedi.

"Teşekkürler," diye mırıldandı.

"Rica ederiz,"

"Oturabilir misin? Boş musun?" Başını iki yana salladı.

"Daha ilk günüm. Şimdiden boşlayamam," gülümsedim.

"Pekâla." Bana bakıyor.

"Ben gideyim o zaman," başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım.

"Tamam."

"Afiyet olsun." Deyip gitti. Sarışın bir adam yanımıza geldi.

"Toprak Razgatlıoğlu?" Adam güldü ve elini uzattı.

"Hoşgeldiniz beyefendi. Ben Üzeyir, buranın geçici sahibiyim."

"Hoşbulduk," Toprak ayağa kalktı ve adamın elini sıktı.

Bordo Ev -Orijinal-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin