Bordo Ev -Orijinal-

12. Bölüm

-Düzenlendi.-

Gözlerimi sıkıca kapatmaya başladım, zorla uyumaya çalışıyorum çünkü; Hâyal'in yanına gitmek istemiyorum. Yastığımın altındaki telefon titreyince sessiz bir şekilde küfür mırıldandım ve telefonumu aldım. İnstagram bildirimi, MarkTurk sizi takip etti. Gözlerim büyüdü. Ne demek Mark Ertürk sizi takip etti? Profiline girdim ve son attığı gönderiye baktım; çekilişimizi kazanan 'irnpyn'! Tebrik eder, en yakın zamanda bize ulaşmasını isteriz. Lan durun bu çok ciddi oldu😂 hey girl! Şanslı kız! Hadi bi' mesaj at! Çekiliş? Ne çekilişi? Yorumlara baktım;

Elrabia : Ya! Brn kazanıcaktım o çekilişi! Dinirden yazamiom!

TumblrGirl : Lonot olson diyemem!😂 Helal kız😍

MaNgalKpk : Çekilişi bir kızın kazanması koydu mk😑

ErdlPrk : abi ya boru mu ya Mark Ertürk'ün evini görüp koleksiyonundan istediklerini alması BORU MU LAN BORU MU?

YsinReht : kızın yerine geçebilir miyim? Please." Mark'a mesaj attım.

'Haberim yokken çekiliş kazanmışım. E ne kazandım?

MarkTurk : Ciddi misin? Ne demek haberim yok? Ama çekiliş için her şeyi yaptın😂
Kızım sen ne içiyorsun?

Hap var cigara var eks var😂😂
Şaka bir yana çekilişde ne kazandım😍

MarkTurk : Biriklikte fotoğraf çekinmek, evlerimi garajımı gezmek, koleksiyonlarımdan istediğin bir şey almak.

What?
Ne?
Oha!
Ciddi?

MarkTurk : Ciddiyim. Yarın istediğin kişiyle atacağım adrese gelin veya adresi verin sizi aldırayım?

Sen ciddisin?
Dur adresi atayım.' Adresi attım ve yatağımdan çıkıp dolabımın önüne gittim. Hâyal'le buluşacaktım, ama şu an o bile moralimi bozamaz. Benim için ha Kenan Sofuoğlu, ha Mark Ertürk, ikiside aynı benim için. Mark mesajı görmüş, ama mesaj atmamış. Dolaptan bileklerime kadar gelen lacivert elbisemi aldım. Elbisemi seviyordum, üstündeki küçük çicekler elbiseye hava katıyordu. Uras'ın bana, Ersin'in doğum gününde aldığı saatide yatağın üstüne koydum hepsini ve banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım. Tekrar odama geçip elbiseyi giydim, saçlarımın ucunu kıvırıp salık bıraktım, saatide takıp lacivert sırt çantamı aldım. Zarif ve şık bir çanta. İçine kulaklığımı, peçete, ıslak mendil ve cüzdanımı koydum. Çantamı, telefonumla şarj aletini alıp aşağı indim. Telefonumu salonda şarja taktım ve Begüm'ün kurduğu masaya oturdum.

"Hâyal'le buluşmaya meraklı gibisin kız,"

"He ya, o kadar meraklıyım ki korkudan tir tir titriyorum ya gidemezsem diye. Sizde nereye gideceksek oraya gelin, bir şaka yaparız." Taylan abi kahkaha attı.

"Ne yapıcaksın?"

"Onu orda düşünürüm. Ama bir suni kan ve silah gerekecek kesin." Ferit abi geğirdi.

"Silah niye lazım olacak kız?"

"Onu da orda düşünücem," çayımı bitirip ayağa kalktım. Telefonumu elime alıp şarjına baktım, %80. Şarjı yeter bana. Çantama koyup kapıya gittim.