Bordo Ev -Orijinal-

Röportaj 9 : Osman Görgüsüz, Sadi Görgüsüz

Bölümün sonunda fragmanlar var💣

"Hoşgeldiniz beyler. Nasılsınız?"

"İyiyim," dedi Osman soğukça.

"Teşekkürler iyiyim. Sen nasılsın?" Yazar alttan Osman'a tekme atıp Sadi'ye döndü.

"Teşekkürler, bende iyiyim. Başlıyalım mı?"

"Tabi!"

"Pekâla. mavii-pandaa 'dan sadece Sadi'ye 6 sorusu var. Osman şansına küs,"

"Sevilmediğimi biliyorum zaten, sorun değil. Ama kardeşimi boş geçmediği için teşekkür ederim," Sadi, abisinin dediklerine gülümsedi.

"Vay! Her neyse o zaman. İlk sorusu sevdiğin var mı?"

"Aslında ilk görüşte aşk yaşıyor gibiyim. Ela'yı sevdim,"

"En sevdiğin yemek?"

"Patates yemeği, patatesli pırasa. Patatesli olan her şey!"

"Tahmin etmesi zor değil. 3'üncü sorusu araba mı, motor mu?"

"Motor, çünkü tam ekipmanlı binince seni kimse tanıyamıyor. Dışarıda insanların beni görüp bana selam vermesini sevmiyorum. O yüzden motor,"

"İlker dayın mı, Mark dayın mı?" Sadi biraz düşündükten sonra cevabını verdi.

"Mark dayım. Hep onun gibi güçlü, korkusuz ama bir o kadar da mutlu olmak isterim."

"En sevdiğin hayvan nedir?"

"Martı. Hem insanlar tarafından besleniyor, hem kendi beslenebiliyor. Birde uçabildiği yetmiyormuş gibi özgürce baģırabiliyor. Tam özenilecek hayvan."

"Haklısın bencede. Martılar 10-0 önden başladı bize karşı,"

"Ben katılmıyorum şahsen." Sadi ve yazar aynı anda Osman'a döndü.

"Neden?"

"Ben kurtlar hariç her hayvana acıyorum. Çünkü düşünme yetileri yok. Tamam. Hayvansal sezgileri olabilir, ama hiç bir zaman bir insan olamazlar. İnsanlar birinden zarar görünce ondan kaçabilir veya devletten yardım alıp sığınabilir. Lakin hayvanlar öyle değil. Evet hayvan barınakları var, ama Türkiye'de toplam 80 milyon 810 bin 525 kişi var ve bu 80 milyon küsür insanlar birbirine hiç benzemiyor. Yani demek istediğim 80 milyon insanın içerisinde türlü türlü huyları olan insan var. Köpeğe, tavuğa veya bulduğu her hangi bir hayvana tecavüz eden insanlar, sırf eğlencesine ava çıkan insanlar daha sayamayacağım kadar çok hasta ruhlu insanlar var. Biz bir şekilde korunuruz, biz bir şekilde kaçabiliriz. Ama hayvanlar öyle değil. Ne yapabilecekler? Uçağa binip ülke veya şehir değişterebiliyorlar mı? Hayır! En fazla bir barınağa bırakıyorlar, sonra gelir hasta ruhlu biri daha onu alıyor ve sıkıldıktan veya başka etkenlerden sonra sokağa atıyor. Ben hayvanları çaresiz buluyorum. Ne martılar,ne sürüngenler, ne de diğer hayvanlara şanslı diyebiliriz." Beyni yanan bir adet yazar.

"Vay be. Sen baya dolmuşsun ve haklısın. Gerçekten kafam karıştı ama doğru konuştuğunu sanıyorum, yani anladığım kadarıyla." Osman güldü.

"Ben hayvanlara acıdığım kadar başka hiç bir şeye acımıyorum."

"Pekâla. mavii-pandaa 'nın son sorusu en sevdiği renk?"