37. Bölüm

575 34 46
                                    

İren'den

Kapı çaldığında gülerek koltuktan kalktım ve kapıya gittim.

"Gene neyi unuttunuz?" Kapıyı açtığımda Ali karşımdaydı. Elinde çiçek, bana bakıyor. "Ali?"

"Şey. Selam," şaşkınlığımı atıp gülümsedim.

"Selam." Gene o güzel bakışlar. Gözlerim doluyor.

"Ihım. Müsait misiniz?" Ya!

"Şey. Ohoy. Ben şey. Ah! Tabii. Buyur geç," kapıyı tam açtım. Girip ayakkabılarını çıkardı ve iki eliyle altından tuttuğu çiçekleri bana verdi.

"Senin için aldım. Çiçek sevmiyorsun biliyorum, ama elim boş gelmek istemedim." Kırmızı, beyaz güller ve beyaz lalerden bir demet.

"Sen zehir getirsen ben onu bile severim," tamam! Lafı gerek almak yok. Lafı geri almak yok!

"Teşekkür ederim," ona baktım.

"Bende. Otursana," koltuklara geçerken etrafa bakınıyordu.

"Kimse yok mu?" Bana döndü oturmadan.

"Levent odasında da diğerleri dışarı çıktı," şakağını kaşıdı.

"Yalnız sayılıyorsun yani. Ben sonra gelirim ya, böyle olmaz." Senin o kalbine kurban be Ali'm.

"Olur. Otur sen, diğerleri gelirler şimdi."

"Emin misin? Sonra sorun olabilir," gülümsedim.

"Merak etme, sana zarar gelmesine izin vermem."

"Bende sana zarar gelmemesi için gideyim diyorum," çiçekleri sehbanın üstüne koydum.

"Ali'm, ben nefes alıp yanında olduğum sürece sana bir şey yapılmasına izin vermem. Abimler de beni en fazla koltuklara atıp minder yaparlar ki bu benim alıştığım bir şey." Gülümsedi.

"Bende seni korurum elbette. Senin o alıştığın şeyler benim canımı yakıyor. Sana olacağına bana olsun derim, ama olmuyor işte. Bende sadece sana bir şey olmasına katlanamam," bu konuşma böyle sürüp gider.

"Oturmazsan seni haşlarım çocuk. Lütfen ya!" Bir süre baktı. Başını yere eğip derin bir soluk verdi ve kafasını kaldırdı.

"Ferit abi çıldırırsa ilk önüne ben atlicam," güldüm.

"Zaten o ilk sana saldırır." Gülümseyip çekinerek koltuğa oturdu. Bende onu rahat görebileceģim ama uzak olmicağım şekilde oturdum. Bana baktı. Gözlerime öyle güzel bakarken aklından neler geçiyor o kadar çok merak ediyorum ki söylese bile geçmez.

"Ne düşünüyorsun?"

"Hani sen bana demiştin ya gözlerin çok ilgi çekici diye, o zaman anladım sen kendini severek bakmıyorsun. Çünkü öyle güzel gözlerin var ki mutluluktan ağlatıp ömür boyu sevilecek tarzdan. İren sen kimseye bakma olur mu? Korkuyorum birisi gözlerinin güzelliğini görür diye," Ali'm. Ne diyeceģim ben şimdi? Ne desem doğru olur?

"Eyvallah ya. Aman! Şey. Sağ ol, teşekkür ederim." Güldü ve başını eğip anlını tuttu. "Ya şey. Ya hep bizimkiler yüzünden! Sürekli her şeye eyvallah diyorlar, ağzıma takılmış. Özür dilerim Ali ya," başını iki yana salladı, ama gülüyor.

Bordo Ev -Orijinal-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin