42. Bölüm

517 33 30
                                    

Bölüm İthafı kardeşime mavii-pandaa Yakında kardeşimin kurguladığı hikaye yayımda olacak.

İyi okumalar.

"Ne?" Diye sordum. Büyük ihtimal yanlış duymuştum, yoksa imkanı yok böyle bir şey soramaz.

"Yer yoksa sorun değil. Ferman'la evini paylaşabiliriz," ciddi. Şu an abim ciddi ciddi evimizde kalmayı teklif ediyor. Gülümsedi.

"Abi. Ama sen," beni susturdu.

"Olivia benden ayrıldı. Ailenle aranı düzeltene kadar benimle ilgilenme, deyip ayrıldı. Benim şimdiden başlamam gerek çalışmalara, çünkü Olivia'dan uzak durmak bana göre değil. Olivia otoriterdir, dediğini öyle de böyle de yaptırır. Eğer yalan söylersem hemen anlayacak ve nişanı atacaktır. Bana 3 ay verdi," vay be. Olivia yengeyi bu kadar otoriter bilmiyordum. Onu tanımıyorum bile.

"Abi," ne diyeceğim? "Yani odamız yok, ama bodrumu Rüzgâr abi odaya çevirmişti. Oraya bir yatak koyarsak tam yatak odası olur. Ailecek bize sıkıntı olmaz ama diğerlerinin kabul edeceğini sanmıyorum,"

"Kendimi nasıl affettirebilirim? Yani neyden hoşlanıyor onlar?" Bilmiyorum. Lan! Kaç aydır yanlarında olan adamların neyden hoşlandığını bilmiyorum.

"Kardeşlikten," dedim.

Arel'den

Zorlanarak sedyede oturur pozisyonuna geldim. Canım acıyor. Hemşirin dediğine göre kendimi zorlamamam gerek, ama dayanamıyorum. Dikişin biraz üstündan tutup diğer elimle duvardan destek aldım ve kalktım. Kaç gündür Alen'i görmüyorum, özledim kardeşimi. Odanın kapısına ulaşmam 40 saniye sürmüştü. Ulan Arel! Ne hallere düştün.

Kapıdan çıktıktan sonra sırtımı duvara dayayıp derin bir nefes aldım. Yoruldum. Günde saatler boyu koşabilen ben, şimdi bir kaç adımda yoruldum. Yok yok. Hasta olmak bana göre değil. Canım kardeşlerime feda orası ayrı.

"Beyefendi," başımı kaldırıp bana seslenen hemşireye baktım.

"Efendim?"

"Siz ne yapıyorsunuz? Daha yeni kendinize geldiniz," göz devirme Arel.

"Birini görmem gerek."

"Ben sizi böyle bırakamam. Sağlığınız bizim gözlemimizde olmalı. Lütfen odanıza dönelim," ne diyor bu ya?

"Bakın. Benim kardeşimi görmem gerek,"

"Beyefendi lütfen zorluk çıkarmayın," acaba beni anlamıyor mu?

"Hanımefendi. Benim. Benim, kardeşimi görmem gerek! Kardeşimi! Anlıyor musunuz?" Kaşlarını çattı.

"Bağırmanıza gerek yok. Siz beni anlamıyorsunuz her halde. Sizi bırakamam," hay seni büyüten ananın ellerinden öpem.

"Başıma gelecek her şeyden kendim sorumluyum. Ama ben burada duramam daha fazla," kadın ofladı.

"Kardeşiniz nerede?"

"3 kat aşağıda." Kadın bana baktı.

"Çocuk bölümünde mi? Bekleyin size tekerlekli sandalye getireyim," gidecekken kadının kolunu tuttum.

"Gerek yok. Yürümek istiyorum,"

"Ama Beyefendi," sözünü kesip;

"Arel. Adım Arel,"

"Arel bey," gene kestim.

"Sadece Arel de. Bu ne ya? 7 yıldızlı otelde miyim, hastane mi belli değil." Kadın ofladı gene.

Bordo Ev -Orijinal-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin