Mark'dan
Cipsi açtım ve içinden bir tane çıkarıp ağzıma attım, paketi Uras'a uzattım.
"Sağ ol," paketi aldı.
"Paketi vermedim lan! Geri ver paketimi," içinde koca bir avuç alıp paketi verdi.
"Hazır mı her şey?" Ulya bir anda odaya girince yerimde toparlandım ve cipsi Uras'a uzattım. Gülerek aldı şeref yoksunu.
"Karıma niye öyle bakıyorsun lan!" Yusuf sandalyeme tekme attı. Güzel! Kabadayı bir koca, canavar bir karı. Derin bir nefes aldım. Korkma Mark. İçeri ağzı yüzü kanlı biri girince korkuyla sandalyeden geri düştüm.
"Korkma korkma. Benim Kayra," güldü ve sandalyeye oturdu. Yerimden kalkıp sandalyemi duvar kenarına çektim.
"Kayra abi mimiklerini çok güzel kullanman lazım, sanki Kostümün içindeki Ferit abi değil de gerçek katilmiş gibi. Koşarken Uras'ın pastaya koşarmış gibi koş. Kaybetme korkusuyla, geç kalırsan ölecekmiş gibi hızlı koşman lazım." İren elindeki planların yazılı olduğu kağıtları masanın üstüne koydu.
"Uras nasıl koşuyorsun lan?" Uras cipsi bırak ayağa kalktı, ellerini tişörtünün eteklerine silip en kenara gitti. Gözlerini kapattı.
"Bak abi, korkma duygusunu iyiyce hissettirmek istiyorsan önce ağır ağır yutkunman gerek," adem elması yukarı çıktı ve indi. Gözlerini açtı ve işarer parmağıyla gözlerini gösterdi. "Gözlerini doldur ve çeneni titret." Sol ayağını geriye attı. "Önündeki duvarı görme, onu zihninde yok et ve," derin bir nefes aldı. "Koş!" Koştu. Kapının bir anda kapanmasıyla kapıya çarptı ve yere kapaklandı.
"Sen salaksın,"
"Galiba kıymetlim kırıldı, ama sorun değil. Gidip kendime kek alıyorum," ayağa kalkıp kıçını çaktırmadan tuttu. "Sende ister misin, Mark?" Ulya, bana döndü.
"Yo! Niye isteyeyim ki?" Uras omuz silkip gitti.
"Sen benden korkuyor musun, Mark?"
"He Ulya, altıma ediyorum korkudan." Ulya kahkaha atıp sandalyesiyle önüme geldi ve gözlerini açıp bir anda bö! Diye bağırdı.
"Korktun!" Ona ben yaklaştım ve bende bö! Diye bağırdım, geriye sıçrayınca kahkaha attım.
"Korktun!" O da güldü.
"Korktum korktum," Yusuf sansalyenin sırt kısmıbdan Ulya'yı bilgisayarların olduğu masaya götürdü.
"O gavura o kadar yaklaşma,"
"Gavur senin babandır lan!" Diye bağırdım. Kimse bana gavur diyemez. Türk'üm ben, Türk doğdum!
"Hadi lan oradan!" Ona el hareketi çektim.
"Lan!" Bana doğru koşacakken Aiden girdi içeri.
"Patronuma tek bir adım atarsan kendini mezarda bulursun. Yemekler geldi," sabahtan beri buradayız. Kamera işleri, mekan hazırlama işleri derken öğlen oldu. Aiden elindeki pizza kutularını açıp masaya dizdi. Alen hemen iki dilimi üst üste koyup yemeye başladı. Aç!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Ev -Orijinal-
Humor•Bordo Ev• İlk yayımda olduğu zamanki halidir, kitapla veya diğer düzenlenmiş haliyle alakası yoktur. Sene 2016 İçinde bolca yazım hatası vardır. Sadece aile kurgusudur. Lgbti+ yoktur, karakterlerin hepsi kardeşler veya birbirlerini kardeş gibi görü...