Taylan'dan
Ziline bastığım evin kapısından biraz uzaklaştım ve eve baktım, bordo rengi resmen parlıyordu. Abim yeni badana yapmış olmalı, yoksa bu kadar kusursuz gözükmezdi. Uzanıp tekrar bastım zile. Birkaç saniye sonra abim açtı kapıyı ve kocaman gülümsedi. Gene pantolonu topraklı, ellerinde bahçe eldivenleri vardı.
"Kardeşim!" Abime sarıldım. "Ne iyi ettin de geldin." Gülerek ayrıldım.
"Gene terasta mısın?" Başını aşağı yukarı salladı. İçeri girdiğim gibi ayakkabılarımı çıkardım. "E? Toparladı mı biraz?" Güldü.
"Hem de nasıl! Görmen lazım. Koş koş!" O koşarak yukarı çıkınca bende peşinden çıktım. İki kat çıktıktan sonra geldiğimiz terasla durduk. Etrafta farklı renklerde çiçekler vardı. "Beğendin mi?"
"Beğenmek ne kelime abi? Buna beğendim demek zayıf kalır. Bayıldım." Kocaman güldü. Koltuğa oturdum ve bacağımı diğer bacağımın üzerine attım. "Bahçıvan oldun iyice ha! Benim yetenekli abim." Gülerek yanıma oturdu ve eldivenleri tabureye koydu. Bacağıma vurdu.
"Kardeşim kadar olamam." Güldüm. "İşler ne alemde?" Omuz silktim.
"Stabil. Şirkette her şey yolunda, ama sana da ihtiyaç var diyorum bak. Ne olur bir gel ya!" Saçlarımı karıştırdı.
"Orası senin. Arel'den kaldı orası sana." İsmi duymamla yutkunmam bir oldu. Nasıl halletmişti babamı halen bilmiyorduk, ama halletmişti işte. "Taylan'ım."
"Abi, ben çok özledim lan eski kardeşlerimi." Sarıldı bana.
"Ben de özledim kardeşim. Ama beyefendileri ikna edemiyorum ki tekrar beraber olmak için. Begüm elinden gelenin fazlasını yaparak yardım etse de beyefendiler inat." Ayrıldım ondan ve başımı dizlerine koydum.
"Abi, Arel ölmeseydi her şey normal olur muydu?" Başını aşağı yukarı salladı.
"Olurdu tabi! Oğlum, bizi bir arada tutan Arel'miş lan." İç çektim.
"Hiç sorma ya!" Bir anda doğrulup ona baktım. "Hadi mezarını ziyaret edelim." Güldü.
"Tamam. Ben de özlemiştim zaten." Ayağa kalktık. "Üzerimi değişip geleceğim, sen in." Aşağı indim. Ayakkabılarımı giyip telefonumu çıkardım ve Bordo Ev grubuna girdim.
'Arel'in mezarına gidiyoruz. Hadi siz de gelin.' Mesajı gördüler hemen.
'Lev: Özlem'i doktora getirdim, abi. Akşama anca yetişirim.
Ferro: Kanka, kızları dışarı çıkardım. Gelemem.
Hulk: Kanka şehir dışındayım. Bizim oğlanlar gene okuldan kaçmış, onları arıyorum.
Benim ikiz dingilleri bir yerde falan görürseniz beni arayın.
Alen: İren'in yanındayım abi. Gelemeyeceğiz.
Oki: Abi ben mezarlıktayım. Bekliyorum sizi.
Begüm'üm: Abi, kaynanam hastaneye kaldırıldı ve onun yanındayım. Yarın gelsem kızmazsın, değil mi?
Askerim: Begüm ve Okan hariç hepinizin ağzına edeyim! Karı kılıklı herifler.
Sakin Uras'ım. Sorun değil. Akşama plan yaparız artık.' İnterneti kapadım ve sinirle cebime koydum telefonumu. Abim indi o sıra, o da moralsizdi.
"Okudun mu mesajları? Ağzına ettiklerim." Saçlarımı karıştırdı.
"Sakin ol. Hadi çıkalım biz." O ayakkabılarını giyerken ben çoktan arabaya gitmiştim. Geldiğin de arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. "Hey!" Abime döndüm, saçlarımı karıştırdı. "Üzülme. Biz tekrar bir olacağız. İnan bana Taylan'ım her şey güzel olacak." Arabayı kenara çekip abşme sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Ev -Orijinal-
Humor•Bordo Ev• İlk yayımda olduğu zamanki halidir, kitapla veya diğer düzenlenmiş haliyle alakası yoktur. Sene 2016 İçinde bolca yazım hatası vardır. Sadece aile kurgusudur. Lgbti+ yoktur, karakterlerin hepsi kardeşler veya birbirlerini kardeş gibi görü...