Sabah uyandığım da saat 9'u 16 geçiyordu. Yatakta gerindim ve öyle kalktım. İlk önce yatağa düzeltip sonra odama gittim ve üstümü değiştirdim. Mutfağa geçip yumurta kırdım, çayı demleyip kahvaltılıkları masaya yerleştirdim. Bayatlamış ekmekleri yağlayıp fırına attım ve pişen yumurtayı tabağa koydum, çayları da doldurup kalan ekmeği masaya koydum. Alen'in yanına gidip uyandırmaya çalıştım.
"İkiz git başımdan uykum var,"
"Alen kalk ya, uğraştırma beni." Gözlerini açtı.
"İren küfür etmek istemiyorum, def ol git donuyorum zaten." Elimin tersini, Alen'in anlına koydum, ateşi var.
"Kalk, kalk! Ateşin var," bağrarak küfür etti.
"Küfretme bana! Hemen kalkıyorsun Alen." Yatakta tepinerek kalktı ve banyoya gitti.
"Kombiyi aç!"
"Soğuk duş al,"
"İren kombiyi aç!"
"İyi be," gidip kombiyi açtım. O banyo yapana kadar hem masayı topladım, hem de kızaran ekmekleri kapattım. Çıktı, bornozlu bir şekilde bana dönüp;
"Mutlu musun?" Diye sordu.
"Senin iyiliğin için diyorum, Alen. Yoksa bana ne senin banyondan. Giyin, hastaneye gidicez."
"Tamam," o odasına gitti, bende odama gidip üstümü değiştirdim. Mavi dizlerime gelen gömlek ve dar siyah pantolonumu giyindim, saçlarımı örüp topuz yaptım. Sırt çantasına telefonumu, cüzdanımı, kentkartları, evin anahtarını, havlu peçete ve ıslak mendil koydum. Alen odadan çıktı, siyah kot pantolonla salaş tişörtünü giymiş.
"Aferin sıkı giyinmemişsin," tişörtünü biraz kaldırıp giydiği iki tane atleti gösterip sırıttı.
"Salak! Çıkart bir tanesini," omuz silkip kapıya gitti.
"Kimliğini aldın mı?"
"Hayır!" Odasına girip onun cüzdanıyla, ona yedek çamaşırlar aldım. Evden çıkıp durağa gittik, otobüs gelince numarasına baktım.
"Bu geçmiyor hastenin önünden," başını omzuma koydu.
"Sanki 4000 tane taş taşımışım da öyle yorgunum, İren." Ateşine baktım tekrar, düşmemiş.
"Yediğin bir şey mi dokundu acaba sana? Baksana bana bir, belki sarılığın çoğalmıştır," kafasını kaldırıp baktı, gözlerinin içine baktım. Sarı sarı lekeler vardı.
"Öyle olmuş," tekrar başını omzuma koydu. Otobüs yarım saate geldi, bindik. Alen, gene aynı pozisyonunu aldı.
"İkiz uykum var, az bir şey kestiriyim tamam mı?"
"Tamam," bende çantadan telefonumu çıkarıp gruba yazdım.
'Çılgın Kardeşler
Biz Alen'le hastaneye gidiyoruz, biraz sarılığı çıkmış, ateşi de var. Bugünlük planlar su da.
Begüm : Bir şey olursa yaz kanka.
Tamam kanka." Hastaneye gelince Alen'i uyandırdım ve indik. Acile girdik, ilk tansiyonu ve ateşini ölçüp kayıtlarını yaptırdık. Sarı alana aldılar, sırası gelince doktorun odasına girdik. Muayne etti, en sonunda;
"Kan tahlili verin, serum yazıyorum bir de."
"Sağ olun," çıktık. İlk kan verme yerine gidicekken Alen kolumu tuttu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Ev -Orijinal-
Humor•Bordo Ev• İlk yayımda olduğu zamanki halidir, kitapla veya diğer düzenlenmiş haliyle alakası yoktur. Sene 2016 İçinde bolca yazım hatası vardır. Sadece aile kurgusudur. Lgbti+ yoktur, karakterlerin hepsi kardeşler veya birbirlerini kardeş gibi görü...