54. Bölüm

413 20 51
                                    

Mark'dan

Elimdeki çiçeklere baktım. En sevdiğinden papatya buketi yaptırmıştım. Gene parçalayacağını biliyorum, ama. Aması yok, o benim canım ve ben canıma çiçek götürmeliyim. Çalan telefonumu yanıtladım, Anıl arıyor.

"Mark?" Oğuz'un sesi değil mi bu?

"Oğuz? Söyle kardeşim." Derin bir nefes aldığını duydum.

"Şey. Bugün de gelecek misin?" Onunla bu konuları konuşmadım mı ben? Konuştum.

"Sürekli oraya gelemem. Seninle bu konuyu konuşmuştuk."

"Biliyorum. Ama. Mark abi, babam ya yine gelirse?"

"Anıl'a benden daha çok güvenmelisin, Oğuz. Lütfen, beni sürekli isteme. Yasal olarak oraya sürekli gelmem yasak. Anla beni. İnan bana seni bırakmak istemem," arabayı park ettim.

"Biliyorum. Ama tekrar babam avukatlarla buraya gelirse," sözünü kestim.

"Söz veriyorum orada olacağım."

"Teşekkür ederim." Gülümsedim.

"Rica ederim. Başka bir şey yoksa," canıma geldim kapatalım mı artık?

"Hayır, yok."

"Tamam o zaman. Görüşürüz umarım," görüşürüz deyip kapadı. Anıl'a bizim yıkık evde buluşucağımıza dair mesaj attım ve arabadan inip kapıları kilitledim. Binaya elimdeki çiçeklere mimarı benim olan binaya girdim. Telefonumu uçuş moduna alıp sekreterin yanına yaklaştım.

"Kolay gelsin. Annem odasında, değil mi?" Kadın gülümsedi.

"Evet, Mark bey. Hoşgeldiniz," gülümsedim.

"Hoşbulduk. Kolay gelsin," sekreter masasından ayrılıp huzurevinin en huzur dolu olan odasının önüne geldim ve kapıyı çaldım. Ses gelmeyince kapıyı açtım. Annem tekerlekli sandalyesinde kitabını okuyordu.

"Annecim," odaya girip kapıyı kapadım. Her zaman ki gibi nefretle bakıyor. "Nasılsın?"

"Seni görmeden önce iyiydim. Niye geldin gene, uğursuz piç?" Çiçekleri yatağının üzerine koydum.

"Seni özledim. Nasılsın? Sana iyi bakıyorlar mı?"

"Def ol git. Sana ihtiyacım yok!" Gülümsedim.

"Biliyorum. Sen çok güçlü bir kadınsın, senin kimseye ihtiyacın yok." Koltuğa oturdum. "Ne okuyorsun?" Kitabına baktım.

"Seni ilgilendirmez. Git dedim,"

"U! Silahlara Veda, güzel kitaptır. Bana küçükken babam okurdu, her satırı hâla aklımda." Kitabını fırlattı.

"O adam senin baban değil! O adam sana babalık etti diye öldü!" Hiç âlakası yok. "Sana hamile kaldığım zaman baban şehit oldu, evlendim o adam da senin yüzünden öldü! Gene evlendim onu da sen öldürdün." Takma Mark. Sadece sinirli.

"Ben bir şey yapmadım onlara. Elimi bile sürmedim,"

"Sus! Yalancı seni," yutkundum. Konu değiştir!

"Yemeklerini yiyor musun? İlaçlarını saatinde alman gerek biliyorsun." Bir anda onun elini tuttum. "Hadi gel seni evime görüreyim. Yemin ederim çok iyi bakarım sana," bir tane tokat attı.

"Senin yüzünden öldü kocam! Beni de öldürmeyeceğin ne malûm?" Saçlarıma hırsla asıldığı halde sakinim.

"Anne, yapma böyle. Rick babamı, bende seviyordum. Ben hiç bir şey yapmadım. Kaçarken vuruldu o,"

Bordo Ev -Orijinal-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin