9.BÖLÜM

2.8K 202 15
                                    

Alaylı bir yüz ifadesiyle üstüme doğru yürüyordu karşımda ki adam. Geri geri gidiyordum.

"Elime düştün" dedi.
Hala üstüme geliyordu. Bende geri geri gidiyordum. Merdivenin duvarı ile sırtım birleştiği zaman durmak zorunda kaldım.
Laurent yaklaşıp aramızda ki mesafeyi yok etti.
Ellerimle onu ittirdim.

"Derdin ne" sesim titremeden cesaretle söyledim.
"Derdim Yiğit ve sen" dedi belindeki silahı çıkarttı.
"Ne istiyorsun" hala onu itmeye çalışıyordum fakat öyle güçlüydü ki işe yaramıyordu.
Çeresizlik tüm bendenimi sararken göz yaşlarım akıyordu.

Silahını bana doğrulttu.
Namlunun ucuyla ortayı işaret etti.
"Şuraya geç" dediği yere doğru yürümeye başladım.
"Diz çök" silahını salladıkça titriyordum.
Diz çöktüm.

Salonda bir anda dört tane daha adam belirdi.
"Pierre Yiğit'i ara" fransızca komutunu verdi yanında ki adama.
"O elimde" dedi pişkince.
Telefonu kulağıma dayadı.
"Yiğit" diyebildim sesim titremişti.
"Sakın korkma Mihrimah sakın. Yoldayım ben. Sana birşey yapmasına izin vermeyeceğim. Seni korumak için varım ben. Sana birşey yapamayacak. Buna izin vermem" sesindeki tınıda korku, sinir, acı ve anlam veremediğim herşey vardı.

"Beni öldürecek" dedim ağlıyordum.
Telefon kulağımdan çekildi.
Laurent silahı başıma dayadı.
Soğuk namlu tenimi ürpertmişti.
Gözlerimi yumdum.
Sona gelmiştik galiba.
İçimden dua ediyordum. Yutkundum. Silah daha da bastırıldı alnıma.
"Ben bu hikayenin kötüsüyüm Mihrimah" dedi

Bir hamle daha yapsa ölecektim.
Zaman yavaşlatılmış gibiydi. Yerde diz çökmüş ölmeyi bekleyen ben, karşımda silahı alnıma dayamış bir adam ve ölmemi bekleyen adamlar.
Derin bir nefes verdim. Soğuk namlunun ucunda son dualarımı ediyordum.
Ve işte beklenen o ses..
Lakin ben ne bir acı duyordum ne de başka bir şey.

Gözlerimi açtığımda Laurent'ın eli kanlar içinde kalmıştı. Silah ise dizlerimin önündeydi.
Yiğit elinde ki silahla vurmuş olmalıydı.
Yetişmişti...

Laurent acıyla elini tuttu adamları Yiğit'e silah doğrultuyordu. Yiğit'in adamları da Laurent'a.
Silahlar çekilmişti. Ortamın gerginliği kasvetliydi.
Laurent elini tutarak Yiğit'e döndü.
Yiğit bir çırpıda Laurent'a ulaşıp yumruğunu yüzüne geçirdi.
Adamlar hamle yapmayı bekliyorlardı.
Laurent adamları durdurdu. Ve ayağa kalkıp Yiğit'e oldukça sert bir yumruk geçirdi.
Yiğit yumruğun etkisi ile sertçe orta sehpanın üzerine düştü.
Yüzü acı ile kasıldı. Ayağa kalkıp silahını Laurent'a çekti.
"Beni öldürürsen herşey yarım kalır. Bunu biliyorsun" dedi ukalaca.
"O zaman defol git lan" diye bağırdı Yiğit.
"Hesabımız bitmedi sende derin yarlar açacağım" dedi ve adamlarını alıp elini tutarak evden çıktı.

Dizlerim artık beni taşımıyordu. Kendimi bırakıp ağlamaya başladım.
Yiğit'in adamları da evi boşaltmıştı.

Yiğit yanıma gelip beni kollarıyla sardı.
Korkmuştum. Hiç birşeyin farkında değildim.
"Geçti yanındayım" dedi başımdan o sarılınca sıyrılan şalımın altından saçlarımı okşarken.
Şuan tek ihtiyacım olan şey ürkek yüreğimi ferahlatmaktı.
Beni saran kollarına sarıldım.
"Çok korktum" dedim hıçkırıklarımın arasında.
Göz yaşlarımı sildi.
"Bende.." dedi ve çenesini başıma yaslayıp daha sıkı sarıldı.
"Beni bırakmana izin vermeyeceğim" dedi.
Kollarında huzuru tatmıştım.

Ne kadar böyle kalmıştık bilmiyordum.
"Ben etrafı toplamalıyım" gözlerimi kaçırarak ayağa kalktım. Utancımdan başım yerdeydi.
O da ayağa kalktı. Ama kalktığı an yüzü acı ile kasıldı. Ağzından bir inilti döküldü.

HAZEN (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin